“Türkiye Cumhuriyeti'nin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün Batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin!.. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol..."
Mustafa Kemal Atatürk.
*
Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün basın için verdiği iftardayız. Başkan herkesi selamlayıp gidip ortada bir yere oturdu. Biz uzağız. Ordakilerle bayağı bir sohbet etti. Ne konuşuluyor bilmiyoruz doğal olarak merak ediyoruz. İftar sonuna doğru işleri acil olanlar kalkıp gitti. Yanı boşalmıştı. Basın danışmanının daveti üzerine, konuşmaları dinleyebilmek için yerimizi değiştirip başkanın yanına oturduk. Kısa süre sonrada Akgün mikrofonu alıp konuşmaya başladı. Bir süre sonra da şu sözler ağzından dökülmeye başladı:
"Türkiye Avrupa medeniyetini ve demokrasisini yakalayamaz. Genetik olarak biz buna müsait değiliz. Çünkü biz çalışarak kazanma, en iyisini yapma konusunda, genetik olarak böyle bir yapıya sahip değiliz."
Sözlerini bitirmeden bir arkadaşımız araya girdi,
"Başkanım bu sözlerinizle Türk Milletini aşağılamıyor musunuz?” diye sordu.
Başkan devam etti:
"Yükselmesi için bana örnek vereceksin. Diyeceksin ki; 1923 yılında savaştan çıkan Türkiye Cumhuriyeti Mercedes üretti, BMW üretti, tren yaptı, uçak yaptı. 1953 yılında savaştan çıkan Kore'de kişi başına düşen gelir 40 bin dolar. 12-14 aracı var Amerika'dan Avustralya'ya kadar Kore arabasına binerler. Çünkü teknolojisi yüksek.”
*
Sözlerindeki hatayı anladı Akgün. Toplantı da kısa sürede bitti ve kalkarken, kendisini uyaran arkadaşa dönerek "Niyetinin Türk Milletini aşağılamak olmadığını; çalışkan olmamak, iyisini yapma konusunda azimli olmamasına dikkat çekmek olduğu” şeklinde düzeltmeler yaptı.
Düzeltmeler yapsa da söz ağızsan çıkmıştı, hatalı konuşmanın aksine düzeltme gazetecilerin kayıtlarında yoktu. Kayıttaki o sözlerin tepki alacağı belliydi. Nitekim öyle oldu Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ paylaştı, ardından sosyal medyada başkaları tarafından paylaşıldı.
*
İsmini yayınlama konusunda iznini almadığım için yazmıyorum; milliyetçi duyguları hassas, tanınmış bir siyasetçimiz bu sabah, "Hasan Akgün’ü sabırla dinlemişsiniz" şeklinde sitem de içeren bilgelendirmelerde bulunarak Akgün’ün açıklamasına tepki gösterdi:
"Ali Kuşçu, Buruni, Harezmi, Piri Reis, İbni Sina, Mimar Sinan, Farabi, Gazali, Uluğ bey, Hazerfan Ahmet Çelebi, Nizamülmülk’ün kurduğu üniversitede; kimya, biyokimya... Avrupa ondan 700 yıl sonra bunları kabul eder ve onun kitabını üniversitelerde okutur. İbni Sina’nın kitabı yıllarca Avrupa’ta tıp fakültelerinde okutulur. Yazık güzel ülkeme yazık.”
Bu bilgiler doğru mu evet doğru. Akgün’ün "Tırnak içindeki" sözleri dikkate alındığında tepki haklı mı evet haklı.
*
"Sabırla dinleme" sitemine gelince... Konuşma bitmeden araya giren arkadaşımız soruyu sordu zaten. Biz her millete saygı duyarız. Hiç bir milletin aşağılanmasını istemeyiz. Değil ki Türk milletinin aşağılanması. Bu milletin mensubu olarak ta aidiyatımızdan onur ve gurur duyarız.
*
Akgün’de biliyor ki, cumhuriyet döneminde Kurtuluş Savaşı'ndan çıkmış, borçlarla yeni bir döneme başlamış kurucu kadroları; ülkeyi borçtan kurtarmış, kısa sürede ülkeyi demiryolları ağıyla örmüş, bir çok şehre fabrikalar kurmuş, okullar açmış, köy enstitülerini kurup eğitim seferberliği başlatmış, ülkeyi kısa sürede dünya ülkeleri arasında saygın bir yere oturtmuş. Ancak 1950 sonrasında uygulanan yanlış politikalarla da maalesef o ilerleme aksamış bugünkü sorunlarla karşı karşıya kalmışız.
Akgün’ün düşüncelerinin de bu yönde olduğuna defalarca şahitlik yaptık. Belirttiğim gibi kendisi de yukardaki açıklamayı düzeltti zaten.
*
“Söz ağızdan çıkana kadar senin esirindir, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisin" diye bir söz var.
Bugün her anın canlı olarak binlerce kamera ile kayıt altına alındığı, anında dünyanın bir ucundan diğerine yayın yaptığı bir ortamda konuşurken çok ama çok dikkat etmek gerekiyor. Bir hata yaparsan düzeltme şansın yok, düzeltsen bile iş işten geçer. Tam da bu duruma örnek bir olay yaşamış olduk.
.
