Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, üç buçuk ay süren zorlu korona virüs tedavisi sonunda sağlığına kavuştu, görevine başladı. Başkan Böcek’in yokluğunda Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde, yetki ve güç çekişmelerinden kaynaklanan sıkıntılar yaşanmıştı.
Başkan Böcek kendisini o koltuğa taşıyan partilerin tabanında da huzursuzluğa neden olan sıkıntılı süreçle ilgili olarak dün (15 Aralık) yazılı bir açıklama yaptı.
Başkan Böcek’in '‘Sevgili Antalyalılar, değerli hemşehrilerim, kıymetli dostlarım’’ diye başladığı açıklamada hem çok şey var, hem hiçbir şey yok.
“Ben Muhittin. Uncalı'da doğan köylü çocuğu Muhittin’’ diyor ve hayatını özetliyor.
Aslında cumhuriyet yönetiminin faziletini anlatmış oluyor, umut veriyor; çok şey söylüyor.
‘‘Sizleri; çeyrek yüzyılı aşan siyasi hayatım ve CHP çatısı altında hizmet verdiğim 18 yıl boyunca, duyduğunuz güvene ve verdiğiniz sorumluluğa hiç ihanet etmemiş olmanın huzuru ve mutluluğuyla selamlıyorum… Dün nasılsam, bugün de öyleyim. Hâlâ sizin bildiğiniz, tanıdığınız ve güvendiğiniz o insanım. Ve yarın da sizin bildiğiniz o insan olarak kalacağım” diyor.
Her türlü dönekliğin geçerli olduğu, dönekliğin de iyi prim yaptığı bir dönemde siyasi çizgi tutarlılığı açısından çok şey söylüyor. Tabii ki söze sadık kalındığı sürece…
Başkan Böcek’in hiçbir şey söylemediği bölüme gelirsek…
Ajansların ifadesiyle ‘‘bazı CHP’lilere zehir zemberek sözlerle’’ yükleniyor:
‘‘Bu süreçte (tedavi süreci) vefanın ne kadar önemli olduğunu anladım, bir kez daha. 18 yıl boyunca çatısı altında mücadele ettiğim, ilkelerine ve ideallerine hiç ihanet etmediğim, başarıya ulaşması için her zaman var gücümle çalıştığım partimizin çatısı altında bulunan bazı menfaat gruplarının insan olmayı unuttuklarını gördüm.
Ahlaki ve etik olmayan bir şekilde, gelecek hesapları yaptıklarına şahit oldum. Bu şahısların oyunlarına, benimle birlikte siz de şahit oldunuz; biliyorum…
Uğrunda savaş verdiğimiz demokrasiye yakışmayan, seçilmiş bir başkanın inisiyatiflerini hiçe sayan uygulamalar yapmanın dışında; bu insanların, ben hastanede yaşam savaşı verirken öleceğimi, hatta öldüğümü düşünmeleri hepimizi insanlığımızdan utandırdı.’’
Buradaki zehir, belediyelerin sinekle mücadelede çiğ mazot ya da ilaç püskürtmeleri gibi bir şey olmuş. Ya da rastgele sıkılmış fişek…
Kimdir bu menfaat grupları, Antalya Büyükşehir’deki paylaşılamayan menfaatler nelerdir, ne gibi menfaat kavgaları olmuş ve olmaktadır?
Bunlar açıklamalı, bu sorular cevap bulmalıdır.
Söz konusu menfaat gruplarının tasfiyesi ve sağlıklı siyaset için bu gereklidir.
Açıklanmadığı sürece, çatısı altında siyaset yaptığınız parti ve başında bulunduğunuz kurum için, bulanık suyu daha da bulandırmaktan öte bir şey yapılmış olmayacaktır?
Sn.M.Böcek'e gecmis olsun diyorum. İddilarını bir an once Genel başkanla paylaşmalı, birlikte yol almalılar.Bu tür açıklsmalar medya da değil parti içinde tartışılmalıdır. Ayrıca, kimse kendini vazgeçilmez sanmasın.