Her şey Mısırlı bir Arap olan İşadamı Dodi El Fayed’in Prens Charles’ten boşanan Prenses Diana ile beraberliğiyle başlamış gibiydi. (Muhtemel ki daha öncesi vardı ama yazarınız buradan hatırlıyor. İdare edin artık) Arap bir müslümanın İngiltere Veliahtının boşandığı eşi de olsa böyle bir birliktelik İngiltere’nin asil kanına dokunmuş olmalıydı. Çok sürmedi. Prenses Diana ve El Fayed, 31 Ağustos 1997’de Fransa’nın başkenti Paris’te trafik kazasında hayatını kaybetti.
Kazaydı işte!
*
Ardından bir Rus milyarder Roman Abromoviç’in İngiltere’nin ünlü kulübü Chelsea’yı almasıyla sarsıldı Birleşik Krallık’ın bin yıllık itibarı. Olacak şey değildi ama olmuştu işte.
Artık arkası geliyordu. İngiltere sarı öküzü kaptırmıştı bir kere. Ülkenin ünlü kulüplerinden Manchester City’de BAE şeyhi Mansur bin Zayid bin Sultan bin Zayid bin Halife en-Nehyan tarafından satın alındı.
Derken İngiltere’nin Başbakanlık koltuğu da bir yabancı kökenlinin eline geçmezmi!
Hint Kökenli Rishi Sunak 2022’de İngiltere başbakanı seçildi.
Ardından çok geçmedi. Bu kez Kırmızı Şeytanlar ismiyle dünyada nam salmış Mahchester United’te Katar Şeyhi Jaszsim Bin Hamad Al-Thani’ye satılmaz mı. '(Beckham, Giggs, Keane, Rooney, Christian Ronaldo'yu takıma kazıandıran ve onlarca şampiyonluğa imza atan teknik direktör Sir Alex Ferguson ne düşünüyor acaba?)
Yabancıların işgal haberleri çorap söküğü gibi geliyordu. İskoçya’da Pakistan kökenli Müslüman Hamza Harun Yusuf başbakan oldu.
*
Herkes ganimeti götürecekte bizim Türkler armut mu topluayacaktı ki. Onlarda işgal harekatına katılmışlardı. Acun Ilıcalı önce Hull City’i aldı, ardından İrlanda’nın Shelbourne takımının çoğunluk hisselerini ele geçirdi. Bu arada Londra’nın en büyük ilçe belediyesi olan Enfild’de Suna Hurman belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Kimbilir daha niceleri var.
*
Benim bildiğim İngilizler; burnundan kıl aldırmayan en gururlu, mağrur milletlerin başında gelirler. Ve düştükleri hale bakar mısınız. Başbakanlık koltuğundan, ülkenin en itibarlı kulüplerine kadar satılıyor. Satılan arazilerin, mülklerin de haddi hesabı olmamalı. Bu arada bizim bazı insanların da orada mülkler aldığını biliyorsunuz.
*
Ve Fransa’nın bir kaç gündür içinde bulunduğu isyan durumu. Büyük çoğunluğunu yabancı göçmenlerin oluşturduğu isyancılar Fransa’yı sarsıyor.
Dünyada bunlar olurken, aynı sorunları biz de yaşıyor, aynı soruları biz de sormuyor muyuz?
Ülkemizin bir çok kurumu Araplar tarafından satın alınmadı mı? Yarın Galatasaray, Fenerbahçe ya da Beşiktaş’tan biri de bir Arap şeyh tarafından alınır ise bu sürpriz olmasın. Bütün bu satışlar hepimizin sinirlerini alt üst etmiyor mu? Peki ya göçmenler.. Fransa böyle ise bizde yarın bir gün olabilecekleri siz düşünün.
*
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu son seçimlerde sık sık ‘Suriyelileri göndereceğim’ deyince Almanya’da ikamet eden bir yakınım sitem etti.
-“Ya biz burada Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini söyleyenlere Faşist diyoruz. Ve onlarda Türklerin gitmesini istiyor. Şimdi Kılıçdaroğlu böyle söyleyerek Alman Faşistleri ile aynı konuma geliyor bir çok insan açısından. Almanya’daki Türklerden oy almasında sıkıntı olacaktır bu söylemleri’
*
Dünya böyle yönelim içinde. Bir başka şekle evriliyor. Ve bütün ülkeler sorunlarla karşı karşıya. Sorular, sorunlar, çözümler farklılaşıyor artık. Dünün hikayeleriyle bugünün gerçeklerini değerlendirmek, çözüm aramak hükmünü yitirmiş gibi. İşimiz dünden kolay değil. Hepinize güzel bir hafta diliyorum.
Daha düne kadar (50yıl)Bizler köyümüzün dışında nereyi görmüştük.Doğrusu kiminle iletişime geçmiştik.işin gerçeği yaşadığımız çağ bilgi,İletişim ve teknoloji çağı,Dünya artık bir köy bir kasaba bir şehirden ibaret.Her istediğin insanla her an iletişime geçebilirsin veya istediğin şehre istediğin ülkeye ulaşabilirsin.Bundan dolayı ki insan her ülkede yükselme mevki edinme,Satın alma gücüne sahip oluyor.Sistem böyle.Sevgili dostum.