banner460
banner128

Bu iki ismi aynı satır içinde yan yana getirmenin Hüseyin Baş’a haksızlık olduğunu düşünenler çıkabilir ki, pek haksız sayılmazlar.

İkisi de politikacı.

Biri geleceği temsil ediyor, diğeri geçmişin tortularını taşıyor.

Hüseyin Baş, Bağımsız Türkiye Partisi’nin kurucusu ve son genel başkanı Haydar Baş’ın oğlu.

Haydar bey, aydın bir dindar olarak temayüz eden bir politikacı oldu ve Atatürkçülükle dindarlığı telif etmek isteyen çevreler tarafından sevildi de.

Koltuğunda şimdi oğlu Hüseyin Baş oturuyor.

Bir kanalda izledim.

Ağırbaşlı, hitabeti düzgün bir yeni siyasetçi.

Aynı zamanda müzikle de uğraşıyor.

İyi bir solist.

Yani, hem iyi bir solist, hem geleceğini çok iyi ve başarılı şekilde tanzim etme yolunda bir siyasetçi olarak tanıdım kendisini.

Ve geleceğin siyasetinde rol alacak, istikbali parlak bir genç lider olarak not ettim.

Ankara Hukuk Fakültesi mezunu olan bu genç adam, istikbal yolunun kaldırım taşlarını itina ile döşüyor. Konuşmasında sözcüklerini tartarak kullanıyor, itinalı, mantıklı ve düzgün bir armoni halinde muhataplarına sunuyor.

Tarzını ve üslubunu çok sevdiğimi söyleyebilirim.

Tansu Çiller’in ise eski bir siyasetçi olarak partisini tarihin tozlu raflarına attıktan sonra yeniden siyasete soyunmasını yadırgamadım diyemem.

Toplumda hiç karşılığı olmayan, eski bir siyasetçi olarak bir misyonu yerine getirmek üzere belli çevreler tarafından dolduruşa getirilmiş olabileceği düşünülüyor.

Başbakan olarak Türk toplumuna hangi yararlı işleri yaptığı yolunda hafızalarda yer etmiş herhangi olumlu bir icraatı ise akla gelmiyor.

Belli ki millet ittifakını zaafa uğratmak için akla gelmiş veya getirilmiş.

Yeni bir parti kurma yolunda ilerliyor.

Partisinin yüzdelik oranı çok cılız rakamlarla tahmin edilse de, yüzde kaç oy alırsa alsın, cumhur ittifakına katılırsa, o ittifakın adayının kazanmasına yardımcı olabileceği düşünülmüş olmalı.

Kendini ve siyasi geçmişini iyi bilenlerin tahminleri bu yönde.

Yorumlara bakıyoruz; hepsinde aşağı yukarı aynı cümleler:

“Otur, oturduğun yere Tansu hanım, bu yaştan sonra boşuna kendini yorma” tadında.

Tansu hanım için tatsız cümleler kuruluyor da, bu cümleler O’nu yolundan döndürür mü?

Siyasete siyaset dışı hesaplarla dönmek istediğini aklına getirenler, çıktığı yoldan dönmeyeceğini düşünüyorlar.

Bizce de öyle.

Çiller’in bu çıkışı “ümitsiz vaka” olarak görülse de, onu itenler açısından

“Çıkmamış canda ümit var” atasözünü hatırlatan malûm cümleyi akla getiriyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.