CHP bir seçimden daha yenik çıktı. Şaşırdık mı? Hayır! Şimdi bu hezimetin ardından parti yönetim kadrolarını yeniliyor. MYK Değişiyor, CHP yönetimi değişiyor. Ertelenen Kurultay sürecinin başlaması bekleniyor. CHP de isimler değişiyor da; sistem değişmedikçe isimlerin değişmesinin derde deva olması mümkün görünmüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan yüzde 48 başarı sayılırken, Milletvekiliği seçiminde alınan yüzde 25 ise hezimettir. Zaten ikinci turda da mağlubiyeti getiren o yüzde 25’lik sonuçtur. Eğer CHP ve ittifak ilk turda iyi bir sonuç alsaydı, ikinci turda da daha büyük oranla cumhurbaşkanlığını kazanırdı olmadı.
Peki yüzde 25 hezimet neden ortaya çıktı? En büyük nedeni CHP’nin liste belirleme yöntemidir.
- Kemal bey Cumhurbaşkanı adayı olarak doğru bir tercihti.
-İttifaklar da doğru tercihti.
-Kemal bey’in; hak-hukuk- adalet ve vicdan vurgusu da doğru tercihti.
*
Yanlış olan;
-Vekillik seçiminde büyük hatalar yapıldı.
-Vekil adayları önseçimle belirlenmedi.
-İttifak ortaklarına büyük kentlerde seçilecek sıralar bol keseden dağıtıldı.
-Vekil adaylığına konulan isimlerin halkta bir karşılığı yoktu.
*
Düşünün;
İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde seçmen bir yana partilerin üyeleri, ilçe yöneticileri bile çoğu vekil adayının yüzünü görmemişti. Bundan sonra göreceği de yoktu.
-Adı üstünde milletvekili. Milletin tanımadığı milletin vekili nasıl oluyor ki?
Şimdi başka partilerde olabilir bu da; CHP gibi; hak-hukuk-adalet denen partide bu olur mu?
Olursa sonuç bu olur.
*
CHP Üyesini aktif olarak yönetime katılımını sağlayacak bir sistemi acilen uygulamaya koymalıdır. Milletvekillerinin, belediye başkanlarının, meclis üyelerinin, ilçe –il yönetimlerinin belirlenmesinde parti içi demokratik katılım en geniş şekliyle devreye sokulmalıdır.
Bir sosyal demokrat parti düşünün ki üyesi;
-İlçe yöneticisini, il yöneticisini, belediye meclis üyesini, belediye başkanını, milletvekilini seçemiyor. Böyle bir şey olur mu?
Olmaz değil olur tabi?
Olur da, olursa sonuç ta böyle olur.
*
-Hak-hukuk-adalet diyen; önce partisinde, hak-hukuk-adaleti sağlamalıdır
-Demokrasi diyen; önce partisinde demokrasiyi sağlamalıdır.
-Vicdan diyen; önce kendi üyelerine karşı vicdanını göstermelidir.
-Emek diyen ;önce partisinde emeğe değer vermeilidir.
Bunların hepsi CHP’de yerine geliyor denebilir mi?
*
En başından başlayarak sakatlık şöyle başlıyor.
Bir ilçenin bir mahallesinde 100 üye var diyelim. O mahalede ilçe yönetimi için 10 delege seçilecek olsun. İki grup çıkıyor. 10 ar kişiden 20 kişi sunuyor size. Siz bu iki listeden birini seçmek zorunda kalacaksınız. E ben bu 20 kişi dışında başka kişiler istiyorum. Sunduğunuz listedeki şunları istemiyorum diyemiyorsunuz. 100 kişiden 80 kişi kafadan siliniyor. On mahalle var ise. Ve 1000 üye var ise, 800 kişi siliniyor. 200 kişi kalıyor. Bunu belirleyen her ilçede, beş on kişi. O beş –on kişiye yakın iseniz sizi listeye yazar. Yoksa yok.
Ardından ilçe yönetimi bu sakat delege ile seçiliyor. Orda da üyenin tercihi yok. İlde de öyle. Ve son durumda partide her şeyi PM; MYK veya Genel Başkan belirliyor. Onlar belediye başkanını seçiyor. Belediye başkanı meclis üylelerini seçiyor. Milletvekillerini de Genel Başkan belirliyor. Sonra üye seyirci.
Bunların hepsi bir sosyal demokrat partide olacak şey değil. Yani ilk başta ilçe yönetimini seçecek delege listesi çarşaf liste ile yapılmalıdır.
*
Türkiye’nin en temel sorunu siyasal partiler yasasıdır. Bu yasa değişmeden Türkiye’de pek bir şeyindeğişeceği yok. Yasa böyle olsa da CHP’liler parti yönetimlerinin partilerinde demokrasinin uygulanmasını talep etmelerinden daha doğal ne olabilir ki. Bakalım CHP bu kurultay sürecinde nasıl bir yol izleyecek. Umarız parti içi demokrasi uygulanır. Emeğe, hakka-hukuka yer verilir.
