Bazı siyasetçilerin kürsüye çıkıp, eğilip mikrofona, sağ kolunu direk ileri çıkarıp işaret parmağını da kalabalıga yöneltip, poposunu da geriye iterek neden öyle avaz avaz bağırdıklarına şaşırıp kalırdım. Bugün başıma gelenlerden sonra hak verdim bu siyasetçilere. Bu ülkede bağırmazsan ıııhh!..
*
İşim düştü bir bankanın Silivri Şubesi’ne gitim.
Saat 09.30 kapı önünde upuzun bir kuyruk. Ne kadar çok insanın bankada işi var. Herkes parayla mı oynuyor nedir?
*
Sıra da bekleyenlere kulak misafiri oluyorum.
-Kimi bankalar 750 TL promosyon veriyor. Kimi bankalar 7 bin 250 TL falan. Yani on katı.
-E bunlar niye vermiyor?
-Bunlar d da para yok demek ki. Olsa verirler.
Biri telefonda konuşuyor.
-Banka sırasındayım ama. Bugün akşama sıra gelir mi diye düşünmüyor değilim. Geceden gelip burada mı yatmışlar nedir. Bi kuyruk, bi kuyruk!..
*
Bu arada bir saat geçti bir iki adım attık atmadık. Ön tarafı kesiyor. Sık sık gelen giriyor. Gelen griiyor.
Merak edip girişe bir bakmak istedim.
Güvenliğe sordum.
-Kimdir bu sıra beklemeden girenler.
-Tarımsal ... bilmem nesi imiş.
Biraz izledim.
Biri geldi. İşaret parmağı ile üst katı göstererek girdi.
Bir başkası yine aynı?
Tekrar güvenliğe sordum.
-Bu yukarı işareti ne oluyor?
-Onlar üst katta kredi falan müşterisi. Gişe değil.
*
Biraz sonra biri geldi.
-..X beyi göreceğim’ dedi güvenliğe.
Hemen araya girdim.
-Beyefendi sıraya geçermisin. Ne demek x beyi göreceğim.
İtiraz etti.
-Beyefendi benim işim yok. Ben müdür yardımcısını ziyaret edeceğim.
-Bana ne kardeşim. Ben de müdürü tanıyorum ama ziyaret ediyor muyum? Sırada bekliyorum. Geçin sıraya.
Sinirim tepeme çıkmaya başladı.
Güvenlik te ilgili kişinin bankada olmadığını söyleyerek adamı geri çevrirdi.
Neyse geçtim kuyruğa.
*
Azar azar ilerliyoruz.
Bu arada giren girene..
Ben de arada bir itirazın ölçüsünü kaçırıyorum artık. Ama kuyruktan destek tam. İtiraz eden başkaları da olmaya başladı girmek isteyenlere karşı. Bir ara adamın birine, hiç olmayacak bir hitapla "ne girmeye çalışıyorsun aradan' diye bağırmam mı. Ayıp ettiğimin farkındayım ama işte kaçırıyorsun.
*
Bir iki kadın kapının oraya gidip nöbet tutmaya başladı. Sıra beklemeden girenlere karşı müdahale ediyoruz artık.
Baş örtülü bir kadına
-Ya gidip parmağınla yukarıyı işaret ederek girmeye çalışsana güvenlik ne yapacak ? bakalım diye kurgu yaptık.
Kadın gitti girişe, direk güvenliğe yukarı işareti yaparak girmeye çalıştı. Ama giremedi.
Geri geldi. Hepimizde bir gülme..
*
İte kaka kapı önüne geldik.
Tam kapı önündeyken.
Bastonlu gözlüklü bir adam geldi.
Yanında bir kadın yardım ediyor. Belli durumu iyi değil.
Girmek istedi.
Güvenlik bana bakarak döndü. İzin veriyorlarsa girin. Kimseye izin vermiyorduk maalesef. Az yan taraftan bir kadın bana ‘Artık sıranın lideri olmuşum gibi’ ‘Ya buna izin verelim durumu iyi değil’ dedi.
Baktım kadın haklı.
-Abi gel sen gir. Güvenlik döndü bana izin veriyor musunuz.
-Evet evet girsin’ dedim
*
Arkadaş var ki bir buçuk saattir. Bangır bangır itirazlar ediyoruz. Girmek isteyen onlarca kişiyle cebelleşiyoruz. Tam önümde durupta o ana kadar hiç kimseye ses etmemiş orta boylu adam birden kükremez mi?
-Hayır ben izin vermiyorum. Sıra bana gelmiş. O kadar bekledim.
Hepimiz şok.
Allahtan hemen güvenlik bunu içeri aldı.
Ardından da hemen sakat adamı içeri aldırdık.
*
-Ya görüyormusunuz. Hiç kimseye tepki göstermeyen bu adam şimdi bu adama nasıl tepki gösterdi. Şaşırdım yani.’ Diye şaşkınlığımı dillendirdim.
Bir kadın, ‘ o sakat ya. Kendisine bir şey diyemez ya.” Diye yorum yaptı.
*
İçerdeyim artık.
Arada bir biri geliyor.
-Senin gibi birkaç kişi daha mücadele etse bir saat önce içerdeydik. Sağolasın arkadaş.
-İki sıra arkamızdaki genç kız da girmiş. Beni görünce zafer işareti çaktı bana.
İçeri giren beni tebrik ediyor.
Bir genç geldi.
Abi selfi yapabilir miyiz!...
Ne oluyor böyle?
Demek ki bu ülkede bağıracaksın arkadaş.
Bağırınca herkes seni adam yerine koyuyor iyi mi.!
Bağırmayınca, hakını kapan kapana.
