banner460
banner128

Baharın gelmekte kararsız kaldığı bir haftadan merhaba sevgili “Dijital Dünlük”… Geçen haftayı, Türkiye’nin Yaşam Memuniyeti Araştırması’ndaki bazı maddelerin bana hissettirdiklerini düşünerek geçirdim. Bir de gündemdeki bazı “şuursuz” açıklamalara gülsem mi ağlasam mı bilemeyerek…

İnstagram’daki Doğruluk Payı adlı sayfada gördüm “5 Maddede Türkiye’nin Yaşam Memnuniyeti Araştırması” ile ilgili bilgileri… Büyük ihtimalle araştırma daha kapsamlıdır ama buraya aldıkları 5 maddeyi görünce aldı beni bir düşünce… Şöyle ki…

*

x Eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi incelendiğinde, 2021 yılında en yüksek mutluluk oranı yüzde 54,4 ile bir okul bitirmeyenlerde görüldü.

Eğitimli eğitimsiz herkes yaşam kavgasında olduğuna göre, bunu nasıl yorumlamalıyım dedim. Gerçi her okul bitirende aynı bilinç de olmuyor ama ben bunu “eğitim” değil de “sorgulama” eksikliği olarak yorumladım. Yönetimdeki hovardaca harcamaları, para için sahillerin, ormanların ranta açılmasını, vatandaş ekmek için kuyruğa girerken yönetimdekilerin üç beş maaş almasını normal buluyor, sorgulamıyorsan, mutlu olabilirsin yani… Bunlara “kader” diyorlar, karşı çıkma diyorlar, sen de kabulleniyorsan, neden mutlu olmayasın ki!

*

x 2020’de yüzde 29 olan “bir yıl sonra daha iyi olacak” diyenlerin oranı 2021’de yüzde 20,9’a geriledi.

2020’de pandemi başladığında ne kadar süreceği, etkilerinin neler olacağı konusunda pek fikrimiz yoktu. Ama bu iki yılda gördük ki, virüs gitmiyor, aksine, şekil ve ad değiştirerek yoluna devam ediyor. Etkileri ise inanılmaz oldu. Virüs yüzünden hayatını kaybedenler, işini kaybedenler, yok olan sektörler… Şimdi ise tepemizde Rusya’nın Ukrayna’yı işgali var. Bu işgal yüzünden petrol, doğal gaz fiyatlarındaki belirsizlik, Avrupa ülkelerinde bile enflasyon olarak kendini gösterdi. Bize etkisi ise daha büyük oldu. Çünkü çoğu şeyde (hatta tarımda bile) dışarıya bağımlı bir ülke olarak, hammadde kalemlerindeki en büyük artış yakıtta olunca, kar topu gibi her şeyin fiyatı arttı. Havalar yüzünden tarım ürünlerindeki azalma da bir yandan… Bu durumda Pollyanna bile “bir sonraki yıl daha iyi olacak” diyemez bence!

*

x 2021’de “Çok mutluyum/umutluyum” diyenlerin oranı yüzde 4,2 ile son 19 yılın en düşük seviyesinde.

Para mutluluk getirmez belki ama parasızlık ciddi ciddi hem fiziksel sağlığı hem de psikolojiyi tehdit ediyor. Bu da çok mutluyum, umutluyum demeyi zorlaştırıyor haliyle!

*

x Mutlu olduğunu belirten evli bireylerin oranı, 2021 yılında yüzde 54 iken evli olmayanlarda bu oran yüzde 40,1 olarak gerçekleşti.

Araştırmanın bütününü bilmiyorum tabii ama evli olanların, evli olmayanlara göre “görece” mutlu olmasının sebebi, belki eve iki maaş girmesi olabilir. Ya da iyiyi olduğu kadar kötüyü paylaşacağın bir kişinin olmasıyla açıklanabilir. Tabii bunun yanında 2021’de boşanmalardaki oranların artışına da bakmak gerek diye düşünüyorum. Kadın cinayetleri her geçen yıl arttığına göre, evli olanların mutlu olduğu şıkkı da bana çok inandırıcı gelmiyor ya, neyse!

Mutlulukla ilgili araştırmanın 5 maddesinin bana hissettirdiklerini kısaca özetledikten sonra, geçen haftaki “seçme saçma” açıklamaları alt alta yazıp “Ben neden mutlu hissedemiyorum?” sorusunun yanıtını da vermiş olayım.

*

x TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “ABD’de 3 bin dolar kazanan, Türkiye’de 5 bin lira kazanandan daha rahat yaşamıyor” dedi.

x Et ve Süt Kurumu Başkanı “Vatandaş kuyruk oluşturmasın diye ete yüzde 48 oranında zam yaptıklarını” söyledi.

x Hazine ve Maiye Bakanı Nureddin Nebati, “Kur korumalı mevduatta yatırımcının çıkması için bir neden yok. Çünkü Türk Lirası en düşük durumda, daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun” dedi.

x AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, köprülerde şirketlere sağlanan geçiş garantisi eleştirilerine, “Geçmeden para verilmesi, vatandaş için ekstra bir imkandır” diye yanıt verdi.

Abuk sabuk açıklamaların olmadığı bir hafta yaşamak dileğiyle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.