nice yürekler yandı
nice gönüller uyandı
yandıran da uyandıran da sevdadır
bu sevda
bu sevda ki, bir aşk-ı deryadır
bazen de çözülemeyen bir muammadır
bu sevda
bu sevda ki, bitmeyen bir rüyadır
bu sevda ki, her gönül için en büyük dâvâdır
*
beni yakan da bir sevdadır
sanki afat gibiydi sevdamın afeti
geldi geçti bir hışımla
kırılmadık dalım
dökülmedik yaprağım bırakmadı
yapma dedim, etme dedim, dinlemedi
bu kadar da olmaz dedim, tınmadı
belki de vedamı bekledi
ama ben veda bile etmeden
çekip gitti
o kadar da çok, çok acele etti
*
bıraksaydı bir damla su
ben yeniden doğardım ufuktan
ben yeniden açardım
çalı çırpı arasından
yeniden fışkırırdım;
güller, lâleler,
nice mor sümbüller saçardım sinesine
belki de koca bir orman olur, kucaklardım
belki de ateşi yeniden bulurdum
ısıtmak için o afeti
yeniden yakardım meşalemi
dolaşırdım çevresinde deli divâne
duymadı, duymadı
*
kaç kulaç attım peşinden bilmiyorum
yumrukladım, yumrukladım
yardım dalgaları
boyumu da aştım, bu defa
yoruldu kollarım
tükendi yollarım
sahile vurdu sevdam
bir yaralı yunus gibi
kurudum, kurumuş okyanus gibi
gördün mü
gördün mü, süleyman
bu bahar çok da çabuk bitti
*
ama alacağın olsun
alacağın olsun, ey sevdam
çözeceğim muammanı bir gün
yansam da çözeceğim
o gökleri ben, ben ısıtacağım
ölesiye, ölesiye
ölümsüz seveceğim
İst., 14 Temmuz 2020