2023 yılının Nisan ayıydı. Mayıs mıydı yoksa! Gece vakti gevşemişim. Tam uyumaya niyetlendim, Paris’ten devrimci gençler aradı. Dediler ki, bu Macron emeklilik yaşını 65’e uzattı…uzattı da, ekmeğimizi aşımızı azalttı, el aman gecemizi günümüzü kararttı.
Dedim dayanın, hiç haberim olmadı.!
Dedim yettim geliyorum kızanlarım.!
Onlara hep öyle derim ben. Vardım Concord Meydanı’na usulünce sıraladım bütün yiğitleri ardımsıra.
Yürüyün dedim…
Zavadanak gittik Elise Sarayı’na. ::))
Seninki camdan bizi görünce rengi attı. Kapıdaki nöbetçi refakat etmek istedi, çekil dedim gafil, çekil yolu biliyorum.:)) Baktım Macron ben gelmeden önce odasında kruvasan ile kahve içiyormuş.
Hemen bana da getirmelerini isteyince, “ülen dedim sömelek, yumurta sucuk peynir neyin yok mu?” Göz kaş etti bulup getirsinler diye. Neyse dedim, hazırda yoksa bırak şimdi. Çarşı pazar gezdirme milleti.
Suçlu güçlü olur mu hiç? Olmaz! Dikkat ettim eli- götü oynuyor hergelenin. Dedim bana bak mösyö, insanların aşıyla ocağıyla oynama, hiç acımam koltuğunu çeker alırım altından.
Dedim yeniçeriler benim dedelerim. Anladın mı.!
Bet beniz Karadeniz bunda. Dalgalandı, köpürdü, kendi içine büküldü.
Sıçkın, karşısında kim var senin. ::))
*
Dedim ey! biz Versay Sarayı’nda büyümedik, haram lokma yemedik, Amerika’nın önünde eğilmedik, ayağını denk al, ya da gelir aklını alırım.
Bekledim çıt yok bunda. ::))
Yüzü gene çalkandı. Baktım tırstı, çekindi…sarayın salonunda bir ileri bir geri gezindi.
Dedim garibanı ezene Paris’i dar ederim a!
Yutkunsa da tükürüğünü yutamadı. Kalktım. Elini uzattı sıkmadım, al o elini koy şakağına düşün dedim.
Dedim efendi sana altı ay müsade…milletin şikayetlerini düzelttin düzelttin, düzeltemezsen seni eni konu üzerim.
Bırakırmıyım peşini. Takip ettim altı ay sonra durumu toparladı herze. İyi bari dedim. Yoksa gelecekti sandık apar topar gidecekti zındık.
Bu sabah fotoğraflara bakarken hatırladım da, vay be dedim, ne günlerdi ama. Sonra açtım telefonu Pariste’ki bizim kızanlara. Dedim nasıl durum. Memnunuz kel başlı aksakallı yoldaş dediler. Atla gel de kutlayalım durumu. Sakın dedim, sakın! Bu aralar çok karışık oldu bizim buralar. Tez halleder gelirim. Bonsuvar mösyö, kendine iyi bak dediler. Bonsuvar dedim.
Arkasından bi içim kabardı, hadi hep beraber bağıralım dedim. Bağırdık! Yer gök inledi, o başı göğe değen Eyfel kulesi keman teli gibi titredi: HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK…HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK.