Siz harikasınız Ak Partililer.. Siz muhteşemsiniz CHP’liler. Siz ne iyi ettiniz de meydanlardasınız HDP’liler. MHP’liler sizleri pek göremedim dolaştığım yerlerde ama artık herkes; bu kadar iyi , muhteşem, harika olduğuna göre kesin sizlerde bu güzelliklerden payını aldınız, sizlerde iyisiniz diye düşünüyorum. Niye bu giriş şimdi? Anlatalım efendim.
Avcılar’ın trafiğe kapatılmış Marmara Caddesi’ne doğru iniyorum bir arkadaşımla. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşacak onu izleyeceğiz..
E-5 te indik. Girişteki caminin duvar dibinden meydana doğru ilerlemeye başladık ki; gözlüklü, 25-30 yaşlarında, 1.75 boylarında bir vatandaş duvardaki afişleri göstererek, ‘İşte görüyorsunuz, bunlar hayır afişlerinin üzerini kapatıyor. “ diyerek bağırıyor. Yanında uzun boylu 20-25 yaşlarında iki genç buna ‘Sus be kardeşim. Ne provokasyon yapıyorsun. Kim kapatıyor hayır’ı. Görmüyor musun bütün duvar Hayır afişiyle kaplı. ‘ diye yanıt verip susturmaya çalışıyor ama ne mümkün. O genç hala bağırıyor. 15-20 metre öteden iki-üç genç daha geliyor. O ‘Hayır’ afişini savunan kişi tınlamıyor. Bağırıyor. Duvar boydan boya bir metre genişliğinde ve uzunluğunda hayır afişleriyle donatılmış. Ak Partililer ise bu afişlerin üzerine el kadar ‘Evet’ çıkartması yapıştırmış. Bu çıkartmaların hayır afişlerinin üzerine yapıştırılmasından şikayetçi vatandaş. Bir ara bir evet çıkartmasını hayır afişinin üzerinden çıkartmaya çalışıyor, Ak Partili biri yanıt veriyor. ‘Bak onu sök sen. Biz de bu afişlerin tamamını sökeriz.” Neyse araya girip ayırıyoruz.
12 Eylül öncesi geldi aklıma. O karanlık yıllar. 1976’dan bu yana seçimleri, siyaseti izleyen, içinde olan biriyim. 40 yıl. Ecevit’in Türkiye’nin dağlarına taşlarına ‘Karaoğlan’ yazıldığı 1977 seçimlerini hatırlıyorum. Ecevit’e Türkiye’nin bir çok yerinde; Gerede’de, Gümüşhane’de uğradığı saldırıları hatırlıyorum. İzmir’de silahlı saldırıyı unutmuyorum. Demirel’in ‘Taksim’e gitme. Büyük saldırı ihbari’ var demesine rağmen Ecevit’in dev bir mitingle Taksim’e çıkışını hatırlıyorum. Ve o karanlık sokakları. Gencecik fidanların, şişlenerek, kurşunlanarak hayatını kaybettiği o sokakları. Bölünmüş caddeleri, kurtarılmış mahalleleri hatırlıyorum.
Yaşayanlar bilir. Şimdi yukarda anlattığım olay o günlerde olabilir miydi. Olamazdı. Hiçbir kişi tek başına çıkıp cadde ortasında, başına toplanmış beş-altı muhalifine karşı ortalığı bir birine katıp kendi afişinin hakkını aramaya kalkamazdı. Ne mümkün. Yolunu değiştirirdi farklı düşünceli insanlar birbirini görünce. Böyle bir şey yaptığında şansı varsa temiz bir dayakla canını kurtarırdı. Şişlenmesi-bıçaklanması ihtimal dahilinde idi. Hiç şakası yok silahla vurulup öldürülme ihtimali bile vardı. Ayrıca ben ve diğer ayırmaya çalışanlar mümkün mü araya girecek. Herkes aman başımıza bir şey gelmesin diye oralardan uzaklaşırdı. 40 yıldan nereden nereye..
Ardından Marmara Caddesi boyunca aşağı inip çıkıyoruz. 200-300 metrelik cadde. Aralıksız her yer çadırlarla ve referandum çalışması yapanlarla dolu. Evet çadırları –Hayır çadırları yan yana.. Tam üç ayrı yerde halaylar kurulmuş.. Yaşlısı-genci bir halaylar tutturmuş ki. Görülmeliydi.
Beylikdüzü’ne geldim. Hani geçen İBB’nin boyu uygun değil diye CHP’nin çadırını kaldırdığı meydan. CHP dev bir hayır ofis kurmuş. Bir de kapalı devre meydana televizyon. Hayır tanıtım filmleri yayınlıyor. HDP’liler Kürtçe halayı tutturmuş .. AK Partiler Evet bayrakları, flamaları sallıyor. Aynı görüntüyü daha birkaç gün önce Arnavutköy’e gittiğimde de gördüm. Yan yana kurulmuş ‘Evet’ ve ‘Hayır’ çadırları. Sırt sırta bayrak sallıyorlar..
Zaman zaman meydanlardan bazı olumsuz gelişme haberleri de gelmiyor değil. Duyuyorum evet. Ülke genelinde gerçekten çok çirkin söylemler, ‘Hayırcıların kızları karıları ganimet olarak evetçilere helaldir’ diyen ahlak yoksunu paylaşımlar yapanlarda, hala pislikleri beyinlerinde taşıyanlar da oluyor. Ama bunlar öyle yalnız kalıyor, öyle toplum dışına itiliyor ki seviniyorum. 12 Eylül öncesini yaşayan, bilen biri olarak bugün yaşanan olumsuzları insan nokta olarak bile görmüyor. 40 yılda geldiğimiz bu demokratik olgunluk, bu hoşgörü ortamı Türkiye insanının nereden nereye geldiğini gösteriyor. Ve ben bu güzel ortamı bizlere yaşatan; tüm Ak Partililere, CHP’lilere, HDP’lilere ve meydanlarda pek olmamalarına rağmen MHP’lilere yürekten teşekkür ediyorum. O çirkin söylemleri dile getirenleri, paylaşımları yapanları da lanetliyorum..
Çok mu iyimser bir yazı oldu bilmiyorum. 12 Eylül öncesinin adanmışlığını, aidiyatlığını, küçük şeylerden yaşanan büyük mutluluklarını belki bugün arayanlarımız olabilir. Bugün doğrusu yukarda anlattığımız o gözlüklü kişinin afişine yönelik sahiplenme duygusu ve aidiyatı da az bir şey değil. Meydanlarda halaya durmuş o kadınların, gençlerin aidiyatları da az şey değil. Hayır ya da evet bayrakları sallayan o insanların aidiyatları da küçümsenmemeli. Ve bir arkadaşım geçen gün face’ini kapatmış. Niye kapattın diye sordum? ‘Abi bazen çok sinirleniyorum. Yanlış bir şey yazarım diye düşündüm. Referandum sonuna kadar kapattım’ yanıtını aldım. Bu arkadaşım aynı zamanda karşısındakinin haklarını düşünüyor, onlara yönelik yanlış bir şey yapmaktan kaçınıyor. Karşısındakine hoşgörü, saygı, sinirlensen de karşısındakinin de hakları olduğunu düşünmek ve önlem almak. Saygı duyulacak iyi bir davranış örneği. Hepimiz böyle olmalıyız.
Yarın kim mi kazanır. Bana göre ‘Hayır’ kazanır. Sana göre ‘Evet’ kazanabilir. Ama tekrarlayayım Türkiye 40 yılda çok şey kazanmış. Ve asla bana göre bu olumsuz anayasa taslağına evet demez. Türkiyenin aydınlık geleceği için hayır çıkmalı. Bakın bütün batı başladı. ‘Erdoğan diktatörlüğe gidiyor. Tek adam yönetimine gidiyor.” Yorumları yapılıyor. Yarın evet çıkarsa bu daha da keskinleşecek. Türkiye’nin Cumhurbaşkanına böyle sıfatların yakıştırılması hiç birimizin hoşuna gitmez. Türkiye’nin böyle yaftalanmasını, yorumlanmasını kabul edemeyiz. Hayır çıkması ülke için de Erdoğan için de hepimiz için de hayırlı olacak. Bu benim düşüncem. Ve son söz milletin. Milletin takdiri başımızın üstünde. Şimdiden hayırlı olsun Türkiye.
Ve son bir uyarı. Pazar günü sandıktan ne çıkarsa çıksın. Kazanan kesinlikle kaybeden tarafa saygı gösterecek, kaybedenin de hakları olduğunu düşünecek ve ona göre davranacaktır, davranmalıdır. Tekrar hayırlı olsun Türkiye.