Aylardır beklenen İBB iddianamesi açıklandığından bu yana gündemin ilk sırasında tartışılmaya devam ediyor. 3 bin 900 sayfalık iddialar, 70’in üzerinde iftiracı ya da itirafcı, yüzlerce sanık. Tutuklular var, aranan var.
İBB İddianamesiyle ilgili yorum yapmadan önce bazı noktalara dikkatinizi çekmek isterim.
-İBB ve belediyeler bağlantılı operasyonlar ve soruşturmalarla ilgili şu ana kadar Silivri Cezaevi’nde sadece Ekrem İmamoğlu ve Prof.Ahmet Özer 3’er defa yargıç karşısına çıktı.
Silivri’de ikamet etmem ve çok yakınımda gerçekleşen bu yargılamaların; habercilik açısından taşıdığı önem nedeniyle tamamını takip ettim.
Ahmet Özer iddianamesi
Esenyurt Belediye Başkanı Prof.Dr. Ahmet Özer davasının ilkinde savcı bir saat dolayında iddialarını sıralamıştı.
-Şu kitapta şunu yazmışsın
-Şu kişiyi (Remzi Kartal) telefonla aramışsın.
-Şu kişiden para gelmiş
-Ofisinde şu dergi çıkmış
-Şu kişiye başsağlığı dilemişsin
-Şu toplantılara katılmışsın. Vb bir çok iddia.
O davaya biri CHP Kurultay Davası’nda olumsuz iddialarıyla gündeme gelen kişi olmak üzere beş kişi uzaktan bağlandı.
Ahmet Özer, savunma başlayınca hiç bir iddia için ‘Hayır bu olmamıştır’ demedi. Ama hepsini de savunmasıyla çürüttü.
Yorumum ‘İddianamade yer alan suçlamaların hepsi doğru ama hepsi de boş, suç niteliği taşımayan iddialar’ olmuştu. O dava bazı ayrıntıların araştırılması için ikinci davaya ertelendi. İkinci davada da yargılandığı ‘Kent uzlaşısı ve terör örgütü bağlantısı’ davasından tutukluluğu kaldırıldı. Ama bu kez de Aziz İhsan Aktaş davasına eklendi, tutuklu kaldı. Sonuçta bildiğiniz gibi özgür. Şunu demek istiyorum. Savcıların iddianamalerine baştan "Bunların hepsi yalan ya da bunlar hepsi gerçektir olmuştur" diye bakmak yanlış.
Evet ben de katılıyorum CHP’li belediyelere yönelik davaların;onları başarısız kılmak, çalışamaz hale getirmek anlamında siyasi yönü de vardır. Davaların siyasi yönünün olması başka şey, suçlamaların gerçek olup olmadığı başka şeydir.
Bu bağlamda; İBB’nin 4 bin sayfaya yaklaşan iddianamesinde yer alan 143 eylemden; hangileri boş, hangileri dolu ya da hepsi boş mu, bunları yargılama başlayınca göreceğiz. Ve bunların tamamı savunma tarafından çürütülecek mi bu önemli.
İftiracılar ve itirafcılar
İBB Davası’nda en önemli bölümlerden birini de 70 dolayındaki iftiracı ya da itirafcı oluşturuyor. İmamoğlu'nun çevresinde binlerce insan vardır, bunların arasında çok olumlu isimler vardır. Ama 70 dolayında iftiracı ya da itirafcı da görmezden gelinecek kadar az değildir. İmamoğlu’nun başını en çok ağrıtan da hiç kuşkusuz bunlardır.
Düşünsenize çevrenizde birlikte çalıştığınız ya da iş yaptığınız insanlardan 70 dolayında itirafcı ya da iftiracı.
Toplumumuz itirafcıya, iftarıcıya göre biraz iyimser bakar.
Ancak itirafcı itirafıyla; bir suçun ya da kabahatin işlendiğini ortaya koymuş olur etkinlik pişmanlıktan yararlanmak için. Yani suçun paydaşıdır. Suçun varlığını onaylar.
Yok bu 70 kişi iftiracısıysa orda da şu sorun var. İftira atan kişiye toplum hiç iyi bakmaz. İBB Başkanlığı yapan, Cumhurbaşbaşkanlığına aday olmuş bir kişi böylemi çalışma, yol arkadaşı seçer. Bu kadar olumsuz kişi çevrenizde nasıl yer alır?
Her iki sorunun yanıtını vermek hiç kuşkusuz Ekrem İmamoğlu’nun başını ağrıtacaktır. Liderin kadro oluşturması önemlidir.
Çapan Davası’nın iftiracı ve itirafcıları !
Liderin kadro oluşturması önemlidir. İBB Davası bana bir başka davayı da hatırlattı. 2001 Nisanıydı hatırladığım kadarıyla. Bir sabah kalktık. Esenyurt Belediyesi’ne operasyon. Bu operasyon çerçevesinde; Belediye Başkan Dr. Gürbüz Çapan, 10'dan fazla meclis üyesi, başkanvekili Seyfettin Karahan, Başkanın kardeşi Zeki Çapan, bazı bürokratlar gözaltına alınmıştı. Çapan Kartal Cezaevi’ne, bazıları Edirne Cezaevine, bazıları Bayrampaşa Cezaevine gönderildi. Dava hatırladığım kadarıyla DGM’de görüldü.Bir yıldan fazla tutuklu kaldılar. Yargılananlar arasında; ne bir tane itirafcı çıktı, ne bir tane iftiracı. Bilakis Çapan çıktı ‘Suçsa bütün hepsini ben yaptırdım’ dedi. Davanın merkezinde olan Esenkent konutları daha sonra BM Habitat Ödülü’nü aldı. Cumhurbaşkanı Demirel övgüyle söz etti. 99 depreminde bir tanesi hasar almadı ve 25 yıldır binlerce insan sosyal konutlarda oturuyor. Suç varmıydı yokmuydu onlar bir yana; bir liderin kadro seçmesi önemli idiyse demek ki Çapan ekibini iyi seçmişti. Bu nedenle de savunmasını yaparken oldukça rahat yapmıştı. Bir anekdot daha o davanın da siyasi yönü vardı. Siyasiydi çünkü CHP 99 seçimlerinde baraj altında kalmıştı. Ardından CHP'li bazı isimler Erdal İnönü'nün önderliğinde SHP'yi yeniden kurmak istiyorlardı. O isimlerin arasında Gürbüz Çapan'da vardı. Ama SHP'nin kurulmasını istemeyenler de vardı.
İnsanlar özgürlüğünden bir dakika mahrum kalmamalı
Özetle İBB Davası çok ama çok önemli bir davadır.
Siyasi yönü olan bir davadır evet ama iddiaların da davanın lideri ve tarafları açısından çürütülmesi gereken bir davadır.
Yargılamanın bir an önce başlaması ve hızlıca sonlandırılması gerekiyor. Suçu olan varsa çekmeli ancak suçsuz insanlarda bir dakika bile özgürlüğünden mahrum kalmamalıdır.
Bu davayı ayrıntıları izleyeceğiz ve sizlerle paylaşacağız. Adaletin yerini bulması dileğiyle.