“Sözümüz sözdü’  bir zamanlar..

 Senetti .

Kadının söz hakkının olmadığı zamanlarda;

“Erkek adamlardık tutardık sözümüzü’

(Eh şimdilerde söz hakları olduğuna göre, kadınların da  sözlerini tutma, vaatlerini yerine getirme zorunluluğu var artık.)

........................

 

Söz ola kese savaşı

Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı

Yağ ile bal ede gönül.

Yunus Emre yüzyıllar öncesinden böyle demiş söz için. 

Söz savaşı keser, söz başı kestirir, zehirli aşı yağ ile bal eder söz.  Yılanı deliğinden çıkarır bir tatlı söz.

....................

Fıkradır heralde.

‘Kralın biri kış günü kar yağarken bir gece çıkmış sarayından  sarayın çevresini dolaşıyor. 

Bir  güvenlikçi görmüş,  pqaltosuz parkasız  nöbet tutuyor buz gibi havada. Başlamış güvenlikçi ile hasbihal etmeye.

-Üşümüyor musun?

-Üşümüyorum kralım.

-Sen üşüyorsundur. Saraya dönünce sana parka göndereyim de giy.

Der ve uzaklaşır.  Ama saraya dönünce verdiği sözü unutur kral.

Sabahleyin . O nöbetçi duvarın dibinde soğuktan donmuş ölmüş olarak bulunur. Ve öldüğü duvarın dibinde bir yazı.

-Sayın kralım. Ben soğukta yaşamaya alışmıştım. Ama sen parka sözü vererek, bana sıcak hayaller kurdurdun.  Senin boş vaadin beni öldürdü..

Tutmayacağınız sözleri vermeyin, yerine getiremeyeceğiniz vaadlerde bulunmayın.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Salgın bir hastalık gibi yaygınlaşıyor sözünü tutamamak. 

İnsanlar sözlerini tutmak isteseler bile; sözünde durmak ta  zaman zaman zaman başlı başına sorun haline gelebiliyor.

-Sen bir söz veriyorsun tutmak için,  bir kaç gün sonra o sözü tutabilmenin mümkünatı kalmıyor. 

-Sen bir proje açıklıyorsun yapmak için, bir sürü engel..

Bir kaç bahane öne sürülüyor.. Bugün, yarın.  ‘Tamam abi hallederiz!” ..Sonra bekle Allah bekle. 

Olabilir, tamam,  şartlar değişmiştir, sözünde durabilmenin şartları ortadan kalkmış olabilir.

Çık kardeşim söyle, ‘Evet böyle böyle demiştik ama şimdi bunu yapmak imkansız’ . Yok , bahaneler üretecek. 

Dinimizde söz tutmamak ‘Münafıklık belirtisidir’ hatırlatalım.

Beyler , bayanlar; lüften sözünüzde durun. Tutmayacağınız işler için sözler verip insanları mağdur etmeyin.

Tutamayacağınız zaman nedenlerinizi açıkça ifade edin. 

En kötüsü , insanın insana duyduğu güveni zedeliyorsunuz.  İnsana güveni de en çok ‘Yalan’ kaybettirir.   ‘Tutarsızlık, ikiyüzlülük’ kaybettirir. Bunlardan uzak durun.

Yapamayacağınız, yetine getiremeyeceğiniz şeyler için söz vermeyin,  gerçekleştiremeyeceğiniz projeler vaat etmeyin.

Bugün toplumda ‘İnsanlık ölmüş’, ‘İnsan karakteri bozuldu’ gibi sözlerin sık söylenmesinin altında, ‘Verilen sözlerin ve vaadlerin yerine getirilmemesi’ yatıyor.

İnsanlığını öldürmeyin..