feryadım bir deli rüzgâr gibiydi

düştüyse de “yar”larına gavurdağı’nın

yüreğim yanmadan önce...

eserdi daim boranı cümle yörenin

*

baraklar bozlaklar çığırırdık

bir orkestra gibi çağlardık

operalar gibi gürlerdik gürül gürül

isyan ederdik hoyratlarla, deyişlerle, nefeslerle

gül atanımız da olurdu, yas tutanımız da

sinsi sinsi vuranımız d pusularda

diz çökmedik; fermanlara, fetvalara

evelallah, eyvallah

*

salkım saçak dökülse de sözlerimiz

sinesi yaralı meydanlara

sulardı toprakları gözlerimiz

harmanı harman eylerdik

yolumuzu yol, yoldaşımızı yoldaş

ekmeğimizi her dem helâl eylerdik

evelallah, eyvallah

*

haydi avşaroğlu adsız ozan

haydi yağız süleyman;

haydi bir daha, haydi bin daha

evelallah, eyvallah

*

İstanbul, 20 Kasım 2025