‘‘Albaraka İslami Finans Zirvesi’’nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyada gelir adaletinin bozulduğunu, servet eşitsizliğinin en üst seviyeye çıktığını söyledi.

Erdoğan konuşmasında eşitsizlikten dem vurduğu bölümler özetle şöyle:

‘‘Uluslararası Finans Enstitüsü'ne göre küresel borçlar 315 trilyon dolara yükseldi. Bu oranların sürdürülebilirliği bile şüpheliyken borçlanmanın daha da artması bekleniyor. Finansal sistem artık reel sektörü sömüren bir yapıya dönüşmüştür.

Kronikleşen bir diğer sorun servet ve gelir adaletinin bozulmasıdır. Öyle ki günümüzde servet eşitsizliği dünyada tarihi bakımdan en yüksek seviyesine çıktı. Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesim küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50'lik kesimin aldığı pay ise yüzde 1'i dahi geçmiyor. Fakirden zengine doğru bir servet transferi yaşanıyor. Afrika'dan Asya'ya milyarlarca insan bir avuç kişi için adeta seferber olmuş durumdadır.
Elini vicdanına koyan hiç kimsenin bu manzarayı içine sindireceğini düşünmüyorum. Kapitalist sistemin serbest piyasayı teşvik ediyor gibi görünse de tekelleşmeyi, paradan para kazanmayı ödüllendirdiğini görüyoruz. Fakiri daha da fakirleştiren bu sistemin dertlerimize derman olamayacağını hepimiz kabul etmek zorundayız…’’

*

Böyle buyurdu yüce irade buyurmasına da…

Gelir ve servet eşitsizliği denilince akla ilk gelen isimlerin başında Fransız ekonomi profesörü Thomas Piketty yer alır. Son 250 yıldaki gelir ve servet dağılımı üzerine çalışan, daha adil bir dünya için sistem önerilerinde bulunan Piketty’nin ‘‘Kapital ve İdeoloji’’ kitabındaki bizi ilgilendiren tespitleri şöyledir:

Dünyada Sovyet devriminin etkisiyle servet ve gelir dağılımı düzelmeye başlar. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra düzelme hızlanır, 1950-1980 arasında dünya en eşitlikçi dönemini yaşamıştır. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla 1980-1990’larda yeniden bozulma başlar. 2000’lerden itibaren bozulma hızlanır.

1980’de dünyanın çeşitli bölgelerinde nüfusun ilk yüzde 10’luk diliminin toplam gelirden aldığı pay yüzde 26 ila yüzde 34 arasındadır. 2018’de bu oran  yüzde 34 ile yüzde 64 olarak değişir.

Avrupa yüzde 34’le gelir dağılımının en az bozulduğu bölgedir.

2018 yılı verilerine göre gelir dağılımında eşitsizliğin en yüksek olduğu bölge ise Türkiye’nin de dahil edildiği Ortadoğu’dur. Bu bölgede nüfusun ilk yüzde 10’luk dilimi toplam gelirin yüzde 64’ünü alırken, en yoksul yüzde 50’lik kesimin aldığı pay yüzde 10’un altındadır.

Türkiye için birebir böyledir denilemez ama gelir dağılımının en bozuk ülkelerden biri olduğu da inkar edilemez.

İşin garibi, son 40 yıllık dönemin yarısında Erdoğan ve AKP var.

Ey dış güçler, ey Amerika! Bu hal ne haldir ya!..