Biz toprağız erenler, simyamız kainatı şaşırtır…

Bizim kadınlarımız toprak gibidir…

Siz toprağını vereni, toprağını canından aziz saymayanı, hele ki toprağını sevmeyeni insandan sayar mısınız?

Biz toprağız erenler.!

Bizim kadınlarımız yurt gibidir, azizdir, uludur, veluttur. Onlara ait olan her zerre, her neşe, her gözyaşı…onların hissettiği her tereddüt and olsun hepimizindir. Bizim kadınlarımız gün doğarken güneşle yıkanır, yağmurla durulanır, rüzgârlarla efil efil kurulanırlar.

*

Kim bilmez yerkabuğunun en değerli yerinin milyarlarca yılda oluşan en üst kısmı olduğunu. Kim bilmez, verim, humus, bereket oradadır. Ey, kim bilmez binlerce renk ve bütün zenginlik en üsttedir. Bilmeyen kendine baksın, idrak edemeyen kendini toprakta arasın. Toprak bu, derece derecedir. Derecesini bilmeyen ki, o da oturup derdine yansın; derecesini bilmeyen ne diye derman arasın!

*

On dört bin yıl pervanelikte gezip de toprak olanların sıdkındanız biz. Bizim kadınlarımız toprağımızın en üstünde taç gibi durur. Zaten ki adları başka olsa bile “Taçmin” der de çağırırız kadınlarımızı hepimiz. Onun için biz toprağımızı vermeyiz, toprağımızı veremeyiz erenler!

Sevdalananı, tutkusu olanı, bahara duranı toprağımıza davet ederiz. İçinde kin, garez, nefret taşımayan göversin diye yurdumuza çağırırız. Bize kök salanı tutar, üstümüzde boy vereni hiç üşenmez sularız onun için!

*

Bizim kadınlarımız toprak gibidir; toprak ki emeğiyle yaşayan herkesin evidir. Bizim kadınlarımız yurt gibidir. Kıymet bilen, haysiyetiyle yaşayan bütün iyi insanlara toprağımızda yer veririz biz. Ocağına, obasına, aşına, işine bereket dileyerek. Amma biz toprağımızı vermeyiz, toprağımızın onurunu taşımaya aşkla inanan herkese yüreğimizde yer veririz. Öyle demedik mi? Kadınlar toprağımız, yurdumuz, ocağımızdır demedik mi? Yurt verilmez, yurdu olur yiğidin; yurtsanır, yurda susanır, bizde herkes yurdunu haysiyeti bilip kalbinin en müstesna yerinde taşır.

Sevinciniz, umudunuz, ocağınız hiç sönmesin canım kızım, hep mutlu olun.