BU YAZI, ÇOK ÜRETKEN USTA HALK OZANI EZELİ DOĞANAY'IN "SÖZ KENAR  KESİĞİNDEN" DİZİ KİTAPLARINDAN İLKİ İÇİN KALEME ALDIĞIM "ÖNSÖZ"DÜR

*

Dünyanın en zengin “halk kültürü”ne sahibiz. Anadolu toprakları sayısız uygarlığa beşiklik etmiştir. Süreçlerini tamlamış uygarlıkların bıraktıklarını da mevcutlara eklediğimizde, hiçbir topluma nasip olmayan devasa bir kültürel birikime sahip olduğumuzu görürüz.

*

Bu birikim içinde Kızılbaş-Alevi Kültürü’nün çok büyük önemi ve yeri vardır. Eğer yazılı bir geleneğimiz olmasaydı, sadece halk kültürümüzdeki, hatta sadece Kızılbaş-Alevi Kültürümüzdeki birikimleri değerlendirerek bile koca bir tarih yazabilirdik. Örneğin Şeyh Bedrettin ve Pir Sultan Abdal süreçleri tek başlarına birer tarihtir.

*

Aleviliğin, özellikle Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde ağır baskı, katliam ve iftiralara uğraması, geçmişimizde büyük acıların yaşandığını göstermektedir. İki dönemde de yaşayan Ebussuud Efendi gibi şeyhülislamların İslam dışı fetvaları Aleviler’in yaklaşık 600 yıldır çektiği acıların, iftiraların kaynağını oluşturmaktadır.

*

Bu acılar ve iftiralara yönelik tepkiler de eklendiğinde Kızılbaş-Alevi Kültürü’nün zenginliği daha da genişlemiştir. Ben de zaten bu nedenle, sadece Kızılbaş Alevi Kültürü’nün bile koca bir tarih yazmaya yeteceği görüşünü savunuyorum.

*

Alevi Kültürü’nün “halk şiiri ve ozanları” boyutuyla 60’lı yıllardan itibaren ilgilenmeye başladım. 70’li yıllardan itibaren de dönemin genç halk bilimcisi ve yazarlarından biri olarak ilgimi daha da yoğunlaştırdım.

O zaman üzüntüyle gördüm ki, bazı solcu aydınlar ve gazeteler bile halk şiiri ve şairleriyle hiç ilgilenmiyor… Hatta bu konuyu kendime iş edindiğimde beni eleştirenler dahi oldu. Dahası, o süreçte tartışacak birilerini bile bulamıyordum.

*

Örneğin, Ezeli Doğanay’ın bu kitabında ayrımlarını ortaya koyduğu gibi, her saz çalana, sadece eserleri yorumlayanlara da “HALK OZANI” denilmesi kargaşaya yol açmaktadır.

Ben bu konuda bir öneri getirdim, 70’li yıllarda…

Dedim ki: Eser sahibi olmayan, mevcut eserleri sazı eşliğinde yorumlayanlara “SAZLI OZAN”, kendi eserlerini sazıyla yorumlayanlara “SAZLI HALK OZANI”, eser sahibi olan, halk şiiri tarzında yazan, ancak çalıp söylemeyenlere “HALK OZANI” denilmesini önerdim…

İlginçtir, tartışacak bir tek kişiyi bile bulamadım!..

*

Dönemin YENİ ORTAM gazetesi ise özellikle benim halk şiiri ve ozanlarıyla ilgili haber ve yazılarıma sanat-edebiyat sayfasında yer vermeye başlayarak, halk şiiri ve ozanlarına yönelik ilgisizliği büyük bir ilgiye dönüştürdü. Halk şiiri ve ozanları, artık aydın kesimi tarafından da izlenir oldu. Aydınlar, halk ozanlarının o dönemdeki görkemli halk gecelerine gitmeseler bile hiç olmazsa onların haberlerini okumaya başladılar.

*

Ezeli Doğanay, kitabında, haklı olarak, “aydınların ilgisizliği”ne özel yer vermiş… Ama bununla kalmamış, “KADIN HALK OZANLARI” ile yine benim çok önem verdiğim “SLOGAN ŞİİR” konusunu da ele almış...

“SLOGAN ŞİİR”, halk şiirinin geleceği konusunda bir tuzaktı. Bazı ozanlarımızı o dönemde çok uyardım. Hatta bu konuda “DİRENEN SAZ DİRENEN SÖZ” adıyla bir kitap da yazdım. Bazı halk ozanlarımız bu tuzağa düştükleri için, dönemlerinde çok etkili olmalarına karşın bugün hiç anılmamaktadırlar. Bu tuzağa düşmeyenlerin başında ise Âşık Mahzuni Şerif gelmektedir.

*

Ezeli Doğan çok önemli bir konuyu daha ele almış… Sahipleri konusunda bilgi kirliliği olan eserler... Verdiği örnekler çok değerli eserlerden oluşuyor. Ne yazık ki, bu sorun hâlâ devam etmektedir. Yorumculara bu vesileyle anımsatmak isterim: Lütfen okudukları eserlerin kime/ kimlere ait olduğunu her platformda açıklasınlar.

Ezeli Doğanay kitabında başka konulara da değiniyor ve kendi alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Mutlaka okunması gereken bir kitap... Sevgili dostumu kutluyorum.

*

Ancak Demokratik Solcu kimliğiyle iki dönem parti yöneticiliği ve milletvekilliği yapmış birisi olarak, Ezeli Doğanay dostumun Kemalizm eleştirilerine katılmadığımı özellikle vurgulamak istiyorum.

*

Sözün özü: Halk şiiri ve ozanlarıyla ilgilenenler başta olmak üzere hemen herkesin Ezeli Doğanay’ın bu kitabını edinmelerini tavsiye ederim.

Aşk ile… Muhabbet ile… Şiirler ola efendim…