32 yıl önce Sivas Madımak'taki katliamda yaşamını yitirenler; Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Cemevi öncülüğünde düzenlenen sessiz yürüyüş ve basın açıklaması ile anıldı.
Sessizlik öfkeyi azaltmadı
Anma etkinliğinde konuşan Cemevi Başkanı Süheyl Kırkıcı, katliamın unutulmadığını ve unutulmasına izin verilmeyeceğini vurguladı.
“Dostlar, yüreği insan sevgisiyle dolu güzel insanlar, hepiniz hoş geldiniz” diyerek konuşmasına başlayan Kırkıcı, içinde bulunulan Muharrem Ayı'na dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bugün matem ayındayız, acılı günler içindeyiz. Aslında bu günler, yüzyıllardır gelen acıların devamıdır. Aleviler, Bektaşiler ve bu topraklarda kardeşçe, barış içinde yaşamak isteyen tüm halklar bu acıyı paylaşıyor.”
Anma yürüyüşünün sessiz yapılmasının nedenini de açıklayan Kırkıcı, şu ifadeleri kullandı:
“Muharrem ayında olduğumuzdan dolayı bugünkü protesto ve anma yürüyüşümüzü sessiz yaptık. Ama bu sessizlik öfkemizin büyüklüğünü azaltmıyor, aksine çağrımızın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.”
Geçmişte yaşanan katliamların hafızalarda tazeliğini koruduğunu belirten Kırkıcı, Alevi-Bektaşi inancının barış ve sevgi felsefesine dayandığını hatırlatarak, “Bizler, ‘incinsen de incitme' diyen bir felsefenin bireyleriyiz. Tarihimizde çok ciddi katliamlara maruz bırakılmış olmamıza rağmen bugün, bu acıları bir kez daha anıyoruz” dedi.

Cemevi Başkanlığına Ersin atandı
Cemevi Başkanlığına Ersin atandı
İçeriği Görüntüle

Katliamlar zinciri
Silivri Cemevi Başkanı Süheyl Kırkıcı, konuşmasının devamında, tarihte Alevilere ve farklı inanç gruplarına yönelik yapılan katliamların bir zincir olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Değerli canlar, ne yazık ki Kerbela'yla başlayan katliamlar serisi bir türlü bitmiyor. Bu toprakların gördüğü Dersim Katliamı, ardından Çorum, Maraş ve Sivas… Bu büyük acıların tarafı olundu, mağduru olundu. Ama Kerbela coğrafyası maalesef bitmiyor.”
Ortadoğu'da devam eden insanlık dramlarına da dikkat çeken Kırkıcı, özellikle Gazze'de yaşananlara değinerek şöyle konuştu:
“Bugün Gazze'ye bakalım. Eğer rakamlar doğruysa, 70 bini aşan insan –kadın, çocuk demeden– tüm dünyanın gözü önünde katlediliyor. Daha yakın geçmişte Suriye'de rejim değişikliğiyle birlikte Aleviler, Sünniler, Kürtler, Araplar, Ezidiler… Her halktan binlerce insan büyük kıyımlara uğradı.”
Anmaların ötesine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Kırkıcı, şunları söyledi:
“Bize düşen yalnızca anmak mıdır? Elbette analım ama başka sorumluluklarımız da var. Başka şeyler de yapmalıyız.”

8 saat boyunca katliam
Süheyl Kırkıcı, 2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak Oteli'nde yaşanan katliamı hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:“32 yıl oldu… 32 yıl önce Sivas'ta, Madımak Oteli önünde toplanan gerici kalabalık, canlarımızın yakılmasına sebep oldu. Hem de ‘Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak!', ‘Kahrolsun laiklik!', ‘Kahrolsun Cumhuriyet!' sloganları eşliğinde. Tam 8 saat boyunca devletin güvenlik güçlerinin, askerlerin gözleri önünde bu kıyım yapıldı. Hiçbir aracın müdahalesine izin verilmedi.”
Kırkıcı:Duyarlılığımızı artırmalı safları sıklaştırmalıyız
Konuşmasının son bölümünde günümüzde yaşanan hak ihlallerine, adaletsizliklere ve toplumsal duyarsızlığa dikkat çeken Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Cemevi Başkanı Süheyl Kırkıcı, şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda İstanbul'da en küçük bir hak arayışında öğrencilerimizin nasıl derdest edilip Silivri Cezaevi'ne getirildiğini hepimiz görüyoruz. Kalbi olan türkü yakar, kalbi olmayan ne yapar? Ormanlarımızı yakar, insanlarımızı yakar. Ne yazık ki bunlar çokça yaşanıyor.”
Toplumun daha duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Kırkıcı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Duyarlılığımızı geliştirmek, saflarımızı sıklaştırmak zorundayız. Bütün bunlara itiraz etmek için Alevi-Bektaşi olmak gerekmiyor, insan olmak yeterlidir. Filistin'de yaşanan acıyı hissetmek için Arap, Gazze'de yaşanan kıyımı anlamak için Filistinli olmaya gerek yok. Suriye'de Alevilerin katledilmesine karşı çıkmak için Suriyeli olmaya gerek yok.”

Yaşanan katliamların birbirinden bağımsız değil, tarihsel bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Kırkıcı, “Kerbela'daki mazlumluğa, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas eklendi. Bugün geldiğimiz noktada öfkemiz derinleşmiş, büyümüştür. Bu anma, asla bu olayları kabullenmek anlamına gelmez. Aksine bizlere düşen en büyük görev, bu acıların tekrar etmemesi için mücadele etmektir.” Dedi.
Tüm demokrasi güçlerine çağrıda bulunan Kırkıcı, sözlerini şu sözlerle tamamladı:
“Yüreği kardeşlik için atan, barış için atan, eşitlik ve insan hakları temelinde yaşamayı isteyen tüm insanlar için söylüyorum: Bu insanların kavgasını birleştirmek zorundayız. İtirazımızı yükseltmek zorundayız.”
Süheyl Kırkıcı konuşmasının sonunda katılımcıları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet şehitleri başta olmak üzere Maraş, Çorum ve Sivas'ta yaşamını yitiren canlar için bir dakikalık saygı duruşuna davet etti.

İnsanlık suçu unutulmaz

Anma etkinilğinde gençler adına yapılan açıklamada; Madımak Katliamı'nın tüm topluma yönelik planlı bir insanlık suçu olduğu vurgulanarak “Uzun süredir kardeş halklarımız ve kıymetli basın emekçileriyle birlikte 2 Temmuz'un yıl dönümünde bir kez daha buradayız. Vicdanımız rahat değil; çünkü insan yakmak, dünya tarihinin en ahlaksız eylemlerinden biridir. Bu yalnızca bir inancın mensuplarına yapılmış bir katliam değil, açık bir insanlık suçudur. Madımak sadece bir bina yangını değil, bir vicdan yarası ve insanlık suçudur. Bu katliam, Sivas'ın yerel ahlak yapısında ötekileştirilenlere tahammülsüzlüğün, kışkırtılmış kalabalıklar eliyle nasıl bir vahşete dönüştüğünün açık göstergesidir. Işığı asla sönmeyecek.” denildi.
Anma etkinliği, Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Cemevi ile Eğitim Sen iş birliğinde gerçekleştirildi. Etkinliğe Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Tan Kıroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi temsilcileri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyeleri, Sol Parti temsilcileri, Silivri Kent Konseyi üyeleri ve önceki dönem CHP İlçe Başkanlarından Abdullah Yıldırım da katılarak destek verdi.