İnsanın insanı yemesinde (yamyamlık/ kanibalizm) evrimsel sürecin manevi hali
Değerli dostlarım günümüzde yaşadığımız, tanıklık ettiğimiz halleri, durumları, anlamaktan ya da kabullenmekten öte, bazen adını koymakta zorlanırız. Hani isyan ederiz ya bazen insanlık nerede kaldı diye. Bazen şeklen insanız ama insan olmanın erdemini, vasıflarını taşımıyoruz deriz.
Bazen de edebimiz gereği insan insana yapar mı sözleriyle isyan ederiz.
Sizlerin de aklınıza hemen yamyamlık gelmiştir. Hayır, inanması zor ama günümüze uzanan ve modern zamanlarda da hala var olduğu söylenen Kanibalizm (cannibalizm) hala var.
Konu hakkında araştırma yaparken rastladığım bir örneği sizinle paylaşmak isterim. 1979'da bir askeri darbeyle koltuğunu kaybeden Orta Afrika Cumhuriyeti devlet başkanı Jean Bedel Bakossa çıkarıldığı mahkemede çok sayıda siyasi cinayetin yanı sıra yamyamlıkla da suçlandı. Diktatörün özel malikânesindeki buzdolabında insan eti parçalarına rastlanmıştı.
Diğer taraftan hayvanlar âleminde de örneklerine rastlanır.
Bunlardan bazıları; Denizatı, kedi, kelebek, sincap, karadul örümceği gibi örümcek türlerinde, peygamberdevesi, çırçır böceği gibi böcek türlerinde, levrek ve ciklet balığını içeren bir sınıf olan levrekgiller de yaygın örneklerdir.
Bu arada sizlerin de bildiği gibi Kanibalizm, türlerin kendi türünü yemesine denir.
Değerli sanat dostlarım örnekleri çoğalttıkça sizlerle dertleşeceğim bakış açıma az zaman kaldığını fark ettiğimden süratle toparlıyorum.
Örneklerinden de anlaşılacağı gibi evrim sürecinde sıklıkla olmasa da rastladığımız ve var olan bu durum içimizi ürpertmekten öte, bana olduğu gibi sizlere de tiksinç de gelmiştir.
Günümüzde İnsan türlerinin kendi türlerinden olan insanı yeme teknik ve metotları da ürkütücü bir şekilde evrim değiştirerek, mutasyona uğramış ruhlara, kişiliklere, eylemlere dönüşmüştür. Elbette burada bahsettiğim yeme eylemi, yukarıda atıfta bulunduğum gibi bedeni dişleriyle öğütüp midede sindirmek değildir.
Doğada içgüdüleriyle hareket eden hayvandan farklı olarak, düşünebilme, akıl yürütebilme, zekâ kullanabilme, konuşabilme, muhakeme edebilme, acıma hissi taşıyabilme, merhamet duyabilme, ağlayabilme, gülebilme gibi sayısız özelliklere haiz son derece mükemmel bir sistemle donatılmış, güzelliklerle kuşatılmış, duygularla giydirilmiş varlık olan insandan bahsedeceğim.
Ve biz insanların yaratıcılıklarını ve güçlerini kötü emelleri için kullanarak insanı, insanları hatta insanlığı yeme eğiliminin gittikçe yaygınlaştığını, kanıksandığını hatta iteklendiğini görüyoruz.
Bir kişinin karnını doyuran açlığının ( maddi ve manevi açlığın) birden öte, yüzleri, binleri hatta milyonları kıtlığa (yoksunluğa) iten açlığından bahsediyorum.
Bu insan yemeyi alışkanlık haline getiren insan türleri günlük yaşamsal politikaları gereği kendi türlerini insafsızca, bencilce ve hatta yamyam gibi tüketerek, yerler.
Değerli dostlarım dilim elime hükmetmeye çalışırken, ellerim dahi direniyor yazı dili ile aktarmada.
Ben yüce gönüllerinizden izin istiyor, bir sonraki yazılı sohbetimizde buluşmak üzere, sizi bu hususta engin düşüncelerinizin, zengin çeşitlemeleriyle baş başa bırakıyorum.
İçime sindiremediğim kirliliklerden arınmak için sanatın ışığında sanat aşkıyla aydınlanmaya gidiyor, ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’ Kitabımdan bir şiirimi, Yağlıboya resmimin görselini ve Youtube’da yayımladığım sözleri bana, müziği Mümin Üstün’e ait ( https://www.youtube.com/watch?v=GAS8vT0NNx4 ) şarkımızı bırakıyorum.
Ruhumuzu taşıyan güzel bedenlerimizin, sevgiyle atan güzel kalplerimizin, güzellikleri yaşayan, çoğaltan, taşıyan duygularımızın mutasyona uğramadan güzelliklerle evrilmesi dileklerimle İnsan için, insanlık için aşkla kalalım.
BİR DELİ VAR
Bakma sessiz durduğuma
Bende gezen bir deli var
Garip evsiz olduğuma
Serde gezen bir deli var
Kırıp döküp incitmeden
Gönülleri küstürmeden
Dudak büküp göz süzmeden
Bende gezen bir deli var
Kalbimdir aşkın yuvası
Dilim muhabbet sofrası
Sevmeyen ne bilir hası
Sırda gezen bir veli var
Perihan KOCA
www/perihankoca.com
Instagram, Twitter, Facebook ve Diğer…