Belki bazılarımız Dünya’nın önde gelen Medya Patronlarından  Rupert Murdoch’tan daha  zeki olabilir ama hiç birimizin zatı-şahanelerinden daha zengin olmadığı açık.

Muhteremin Avustralya’daki  ulusal ve yerel  112 gazetesinden 36 tanesini tamamen kapatma kararı alırken, kalan 76 tanesi için de sadece dijiital olarak yayınlanması kararı aldığı kamuoyuna yansıdı.  Murdoch’un bu kararıyla yüzlerce gazetecinin işsiz kalacağı bildiriliyor.

Pandemi dünyayı  sağlık açısından tehdit edip, sosyal, ekonomik tüm hayatı kökten etkilerken bundan medya da etkilenecekti.. Biz sadece medya bölümünü yazıyoruz ama unutmayın  ekonomi ve sosyal hayatı etkileyen virüs  mutlaka ve mutlaka siyaseti de etkileyecektir. Ama konumuz medya.

Türkiye’de  medya düzeni bundan etkilenecek.   Zaten eminim uzun süredir Türkiye genelinde bir çok yazılı yayın organı belirledikleri yayın düzenini gerçekleştiremiyor, gerçekleştirenler de bayağı bir zorlanıyor.  ‘Oh be ne güzel dünya’ diyen var mıdır içimizde kuşkuluyum.

Yaklaşık 30 yıl sonra Türkiye’de bayram da gazeteler çıkmadı biliyorsunuz.  Yazılı medyanın tirajları zaten düşüyordu, pandemi ile birlikte iyice düştü.   İlanlar düştü.. Gelirler düştü. 

Teknoloji o kadar hızlı ki, nerdeyse herkes kendi televizyonunu kurdu.  Adamın televizyonu cebinde.  İnstigram, youtube üzerinden  televizyonunu kurmuş, istediği her alan stüdyo.  Ağzı olan; spiker, muhabir, sunucu, youmcu , programcı artık.. 

Bundan sonra RÜTK düşünsün!

Tam düzensizlik hali..

Önceki Medyaradar ; Hürriyet, Milliyet ve Posta gibi Demirören Grubu’na ait bazı gazetelerin dijital yayına döneceğini duyurdu.

Grup buna sert tepki göstererek, KAP’a böyle bir şeyin olmadığı bilgisini geçti.

Ancak Medyaradar Yazarı Murat Tolga Şen,  Hürriyet’in tirajının 28 binlere düştüğünü ve bunun böyle gidemeyeceğini öne sürdü. Şen, vaktinde kendilerinin; Star, Güneş  gibi gazetelerin kapanacağını, ordakı gazetecilerin bir kısmının Akşam’a geçeceğini bir çoğunun da işsiz kalacağını  savunduklarını bunun o gazetelerin çalışanlarınca imkansız olarak yorumlandığını kendilerinin ise zaman meselesi olduğunu bildiklerini savundu.  Şen bu cümlelerle; Hürriyet, Milliyet ve Posta’nın da dijital’e dönüşe doğru gittiğini ve bunun zaman meselesi olduğunu dolaylı olarak savunduğunu ortaya koymuş oldu.

Öyle ya da böyle.. Bugün ya da yarın.. O gazete ya da bu gazete.. Fark etmiyor. Hepimizin aynı geminin yolcusuyuz ve kaçınılmaz olarak durum oraya gidiyor.  Yani girişte de belirttiğimiz gibi hiç birimiz Murdoch’tan daha zengin değiliz.

Dünya’da bir çok sektörde dijital dönüşüm etkin bir şekilde yaşanıyor. En çok ta Medya da .. Hiç kuşkusuz yazılı basın geçmişteki kadar etkin olmasa da varlığını sürdürecektir. Ancak sektörde teknolojik gelişmeye uygun olarak değişimi yaşayacaktır.  Zaten yaşanıyor da.

Bu nedenle;

Dijital Medya’nın hukuki altyapısın oluşturulması artık aciliyet arz etmektektedir. 

En saygın kurumlar içine yuvalanmış bozguncuların bile  her kesimden insanımız için nasıl itibar teröristli olabileceklerine ilişkin çok sayıda örnek yaşıyorsak, bu kadar düzensizlik halinde kimlerin neler yapabileceği hayallere sığmaz.  Dijital Medyanın (Sosyal medya da dahil edilebilir) hukuki altyapısını oluştururken;  Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi gibi meslek örgütleri; İletişim Fakülteleri ve Hukuk Fakültelerinin Kitle İletişim Hukuku bölümü öğretim üyelerinin de yer alacağı geniş bir kurul oluşturmak gerekiyor. Aksi durumda Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da oluruz.

Ayrıca  değişen düzenle birlikte  ( Dijital dönüşüm aslında giderek zaten yaygınlaşıyor.) Basın kartları ile ilgili  belki de Basın İlan Kurumu ile ilgili düzenin de gözden geçirilmesi gerekebilecek.  Bunlara da hazır olmak gerekiyor.

Medya açısından önemli  bir dönüşümün eşiğindeyiz..

Gelecek umarım içinde bulunduğumuz sektör açısından hayırlı olur..