Halka rağmen siyaset yapılamaz.

 Halk isterse sel olur, bu selin önünde hiçbir engel tutunamaz.

 Böyle bir selden kütük de kapılamaz.

 İşte öylesine bir seldir.

 Haber kanallarından öğreniyoruz ki, Bahçeli’nin de önerisiyle iktidar ittifakları önleyen bir kanun çıkarıyormuş.

 Yüzde 50 şartı ortadan kaldırılıyormuş.

 En fazla oy alan kazanacakmış.

 Hemen İstanbul Belediye seçimi aklıma geldi.

 YSK’ya rağmen, iktkidarın baskılarına rağmen ilk turda 13 bin olan oy farkı ikinci seçimde 800 binleri aştı.

 Demek ki, “alınamaz” denilen seçimler de alınıyormuş.

 Diyelim ki ittifaklar engellendi.

 Peki, gizli ittifaklara karşı ne yapılabilir?

 Meselâ partiler “şu adayı destekliyoruz” deseler ve seçmenleri o yöne kanalize etseler sizin tedbiriniz yeter mi?

 Bu yapılanlar, halkı inatlaştırmaktan ve iktidarı yıpratmaktan başka bir işe yaramaz.

 Bir iktidar kendini yok etmek istiyorsa bu tür yollara baş vurur.

 Karşısındakilere tepeden bakar.

 Muhalefetin önüne engeller yığar.

 Her şeyi olduğundan farklı gösterir.

 Kumpaslar kurdurur.

 Bunlar halkı bloklaştırmaktan başka işe yaramaz.

 Halk, iktidarın karşısında bloklaşırsa, troller gider, yerini mıroller alır.

 Mırol atakları başladı bile..

 Bir resim koyuyorlar, yanına “beni seven kaç kişi?” diye de bir cümle koyuyorlar

 Bakıyorsunuz, olumlu hiçbir cevap yok.

 Böyle pek çok resim paylaşılmış sosyal medyada.

 Yapana da, yaptırana da faydası yok.

 Halk bir konuda karar aşamasına gelmişse onu çevirmek zordur, hatta mümkün değildir.

Çünkü, halkla inatlaşan kaybeder.

 Halk, adım adım karar aşamasına gidiyor.

 Yeni bir iktidar doğacak gibi…

 Trole mırole lüzum kalmadan…