Antalya’nın merkezine 20 kilometre mesafedeki Güver Kanyonu Tabiat Parkı’nı gezerken doğal güzellik karşısında büyülendim. Ancak şuursuz, duyarsız ziyaretçilerin yarattığı kirliliği görünce içim acıdı…
Bu fotoğraflar, Antalya’nın yakın çevresindeki doğa harikalarından Güver Kanyonu Tabiat Parkı’nda çekildi. İstanbul’dan konuğumuz geldi, Antalya’nın yakın çevresindeki bazı günübirlik gezi yerlerine gittik. Gezi rotamıza aldığımız yerlerden biri de Antalya’nın merkezine 20 kilometre mesafedeki Güver Uçurumu’ydu.
Güver Kanyonu, suyun kolay eriyebilen kayaçlardan oluşan (karstik) araziyi aşındırması ile yaklaşık 1 milyon yılda meydana gelmiş, 115 metre derinliğinde ve yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda bir vadi.
HER AÇIDAN AYRI BİR GÜZELLİK
Döşemealtı ilçesi sınırları içinde yer alan kanyonun batı yakası ziyarete kapalıymış. Tarif üzerine doğu yakasına gittik. Aracımızı park yeri olarak belirlenmiş alana bırakıp çevrede geziye çıktık. Dört yönden hangisine baksan nefes kesici bir manzara. Aşağıya, kanyonun dibine bakıyorsun; korku, heyecan ve hazzın harmanlandığı tam bir öldüren cazibe hali. Çam ağaçları arasından gök yüzüne bakıyorsun. Büyüleyen bir güzellik…
HER YERE POŞET, ŞİŞE ATILMIŞ
Uçuruma yakın alanlardaki turdan sonra, yürüyüş yoluna girip güney yönünde ilerliyoruz. Oda ne? Yolun sağı solu atık dolu. Yurdum insanı çerez yemiş kabını atmış. Yiyecek getirmiş poşetini sağa sola sallamış. Su ve meşrubat içmiş, kutusunu, şişesini öylesine fırlatmış. Bir insanımız da üzerine adeta tüy dikmiş; tedbirsiz gelen biri faydalansın diye düşünmüş olacak ki, fotoğrafta görüldüğü gibi kolalı içecek şişesini, içinde bir miktar içecekle yol kenara bırakmış.
İçim acıdı, canım yandı! ‘‘Bu nasıl bir şuursuzluk? Ruhunda birazcık sevgi kırıntısı, birazcık yurttaşlık ve ülke bilinci olan bunu nasıl yapar. Memlekette herkesin peşine bir görevli mi takılacak’’ diye söylenerek ilerlerken, nokta nokta kazılmış bir alan gördüm.
Gidip baktım. Birileri burada çiçek soğanı avcılığı yapmış, geniş bir alandaki çiriş otu dokusunu tahrip etmiş. Nisan ve temmuz arasında beyaz ve sarı renklerde çiçekler açan; ‘‘sarı zambak’’, ‘‘dağ pırasası’’ gibi adlarla bilinen bitkinin köküne kibrit suyu salmış.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ GİBİ, BİLGİ KİRLİLİĞİ
Birinci derece doğal SİT alanı olan Güver Uçurumu Kanyonu Tabiat Parkı’nı pek çok kişi gibi ben de Güver Uçurumu, Güver Kanyonu adlarıyla ve statüsünü de milli park olarak biliyordum. Adını, statüsünü ve özelliklerini yazarken hata yapmayım diye biraz araştırdım. İçinden çıkamadım.
Bazı kaynaklarda bağımsız milli park, bazı kaynaklarda başka milli parkların parçası, bazı kaynaklarda tabiat parkı olarak yer alıyordu. Yani çevre kirliliği gibi, bilgi kirliliğiyle karşılaştım.
Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün sitesine girdim, bir bilgi bulamadım.
2007’DE ‘TABİAT PARKI’ YAPILMIŞ
Haberleri, araştırmaları ve yazılarıyla yılmaz bir çevre savaşçısı olan meslektaşımız Yusuf Yavuz’u aradım. Buranın Güllük Dağı Milli Parkı’ndan koparılarak, birinci derece doğal SİT alanı sayılan tabiat parkına dönüştürülmüş bir yer olduğunu söyledi.
2007 yılında kurulan Güver Kanyonu Tabiat Parkı, 4044 hektar (yaklaşık 4 kilometrekare) büyüklüğünde bir alan. Milli parktan koparılarak tabiat parkı statüsüne düşürülmesi, doğru veya yanlış olarak değerlendirilebilir; tartışılır, eleştirilir...
Bazı vatandaşların şuursuzluğuna, bu doğa harikasını çöp alanına dönüştürmelerine ise ancak ‘‘Yazıklar olsun. Yeter artık’’ denilir.
