banner460
banner128

GÜZEL TÜRKÇEMİZE NE OLDU?

Öncelikle siz değerli okurlarımıza bugünkü köşemde katledilmiş Türkçemizden bahsetmek istiyorum. Görülen o ki yavaş yavaş konuşmayı dahi unutacağız gibi gözüküyor. Çünkü güzel Türkçemize bir çok yabancı dillerden kelimeler aktif kullanıma girmiş olduğunu görüyoruz. Bir de yetmezmiş gibi gerek yazılı gerekse sözlü olarak kelimelerimiz olduğunca kısa keserek konuşulmaya başlandı.

İtiraf etmek gerekirse bizler güzel Türkçemizin dejenere edilmesinde çok aktif rol almış durumdayız. Oysa lisede gördüğümüz edebiyat dersinden ilham alarak kitabıma tekrar göz attım. Gramer ve dil bilgisi yönünden inceledim ve farkına vararak üzüldüm. İşte bu yüzden olmalı ki bu gün bu çok önemli konuya odaklanarak yazıyorum.

Örneğin yabancı dillerden çok sayıda sözcükler girmiş dilimize. Hi!, See you, ciaoo, bro, yes, bonjour, no vs. gibi bunları size daha listeler boyunca çıkarabilirim. Asıl kanayan yarama tuz basan nokta ise; napıyon, ne diyon, yatıyom, hee-haa, ok, bay gibi Türkçe kelimeleri bile kısaltmamız. 1980’lere ait TRT’nin bir sokak röportajı denk geldi geçenlerde. Makam ayırmaksızın vatandaş bile konuşurken kelimeleri o kadar düzgün bir diksiyon ile telafuz ediyor ki hayretler içerisinde kaldım. Şu an ise üst makam sahibi insanlar bile lanlı, küfürlü cümleler kuruyorlar. Öğrencilerine, küçüklerine veya halkına örnek olması gereken kişiler dahi argo, küfürlü ve ağıza alınmayacak edepten yoksun hakaretler bile ediyorlar. Oysa ki biz gençler onları rol model almak isterdik.

Asırlar önce Sokrates’e sormuşlar. ‘’Bir Ülkenin yönetimine getirilseydiniz işe nereden başlardınız?’’ Sokrates cevap verir; ‘’İşe dil’den başlardım.’’ Herkes cevabı duyunca hayretler içinde kalmış ve Sokrates devam etmiş; ‘’ Eğer dil ve sözcüklere gerektiği gibi dikkat edilmezse yanlış anlaşılmalar meydana gelir, buna bağlı olarak kavgalar ve iç çatışmalar olur. Bu durumda hukuk biter. Hukuk’un bittiği yerde adaletsizlik ve terör gündem olur. İç çatışmalar sonucunda ülke elden gider, ülke elden giderse geriye benim de makamım kalmaz. Yani her şey biter.’’

Dil: İnsanlar arasında bir anlaşma sistemidir. İnsanlar, dil kanalıyla birbirleriyle anlaşırlar. Ahenk ve mutluluk dil’i güzel kullanmaktan geçer. Atalarımızın da dediği gibi ‘’Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır’’ , ‘’Dil var pişire aş’ı, dil var kestire başı.’’ Atasözleri çok anlamlıdır. Güzel konuşma, güzel yazma, güzel diksiyon ve insanlarla güzel geçinmenin yolu da dil’i çok güzel kullanmaktan geçer görüşündeyim.

Kalın sağlıkla, mutluluklarla ve güzel Türkçemizle siz değerli Durum Gazetesi okurlarımız..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.