banner460
banner128

Bu fotoğraf hangi duvara asılabilir...

Memleketin dört bir yanından, kalem tutan eller; yaşadıkları, gördükleri, tanıklık ettikleri;  olaylar, öyküler, güzellikler ve  felaketler  karşısında duygularını satırlara döküyorlar. Güzel yazılar geliyor. Güzel paylaşımlar yapılıyor. İnsanımızın vicdanındaki güzellik   bütün beraklığıyla satır satır sayfalara yansıyor.

İşte onlardan biri.. Esenyurt’ta dün yaşanan sel felaketi sonrası Erdal Karasansar’ın ‘Bu fotoğraf hangi duvara asılabilir...” yazısı.   Buyrun efendim.. 

...............................

Bu fotoğraf hangi duvara asılabilir...

bugün tüm Türkiye, Esenyurt'ta yaşanan can pazarını, hayatlarını bodrum katlarda sürdürmek zorunda kalan insanların kurtarılma çabalarını canlı yayınlarda izledi...

o can pazarında suriye uyruklu bir insanın da yaşamı son buldu...

ortaya çıkan manzara tam anlamıyla bir "utanç vesikası"...

istanbul'un göbeğinde bir insanın "selden" ölümüne yol açanlar, bu garabetin sorumluları, bir adım öne çıkıp pişmanlık duygusu yaşar mı?

yaşamayacaklar elbette...

daha öncekilerde olduğu gibi "doğal afet" diyecekler adına...

ve "Allah'ın takdiri" ile de kapatacaklar konuyu...

dile kolay, on beş yıl...

on beş yıl boyunca vicdanı elinde olan bir avuç insan, bir avuç kurum "yapmayın, etmeyin" diye bağırdı, itiraz geliştirdi...

rant ve para kazanma hırsıyla betona tapan, kenti toprak parçası bırakmamacasına 40-50 katlara varan betondan ucubelerle dolduran AKP'li yöneticilere engel olmaya çalıştı...

ama fayda etmedi hiçbiri...

***

bu gözü dönmüşlüğün,

bu plansız, programsız yapılaşmanın,

bu talanın bir bedeli olacaktı elbette...

Türkiye'nin "en kalabalık ilçesi" diyorlar bir süredir;,

rantçıların elinde "ucubeye" dönen bu kente...

bırakın ana arterleri ara sokaklara kadar trafiğe batmış,

top oynayacak arsa bulamayan çocukların, vızır vızır otomobillerin geçtiği ara sokaklarda büyümeye çalıştığı,

sorunlar yumağına dönmüş,

havası kirli,

betona boğulmuş,

nefes alamayan,

yaşanılmaz bir kent kaldı elimizde...

geçtiğimiz yıl yaşanan depremde test etmiştik;

depremin ardından kent adeta kilitlendi, bir yerden bir yere gitmek imkansız hale geldi,

toplanma alanları olmayan insanlar nereye kaçacağını şaşırdı...

bugün gerçekleşen bir sürelik yoğun yağış ise dere yatağını taşırıp "sel" oluşturmaya yetti, bir insanı da hayattan kopardı...

bu tablonun mimarlarını bu kentin tüm sakinleri iyi biliyor...

bu tablo resmedilirken ortaya saçılan ranta ortak olanları da...

o ranttan pay alabilmek için susanları...

seyirci kalanları da iyi biliyor...

şunu da iyi biliyor bu kentin sakinleri;

onlar utanmayacak, sıkılmayacaklar...

hatta sorumluluk kabul etmeyecek, pişkince üste çıkıp sırtaracaklar da...

onlar görmezden gelecekler ama bir insanın ölümüne neden olan bu tablo, yine vicdanı elinde olanların içini yakacak,

2020 yılında insanımızın karşı karşıya kaldığı bu manzaranın utancını, yine vicdanı elinde olanlar yaşayacak...

***

uğradığı tahribat onarılamaz büyüklükte ve derin olsa da bu yaralı kentin artık farklı bir felsefe tarafından yönetilmekte olduğu gerçeği su serpiyor yüreğe...

rantı, parayı ve betonu değil insanı merkeze alan bu felsefe, tüm olumsuzluklara karşın bizi güçlü kılan ve yarına taşıyan yegane tesellidir elimizde kalan...

şu aşağıdaki fotoğrafa bir kez daha bakalım ve 31 Mart 2019'da doğan "umudu" el birliği ile büyütelim...

büyütelim ki bu fotoğraf kareleri bir daha oluşmasın, insanımızın başı eğilmesin yere...

YAZI : Erdal Karasansar

FOTOĞRAF: Hamza İlanlı

Anahtar Kelimeler:
Erdal Karasansar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.