Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına karşı CHP’lilerin ilçede başlattığı nöbet sürüyor. Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan nöbete CHP Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin ile Zeliha Aksaz Şahbaz katıldı.

 Seraf Özer: Başımız öne eğilmeyecek

Silivri’deki cezaevinde tutulan Ahmet Özer’i ziyaret ettiğini ve selamlarını getirdiğini söyleyen Seraf Özer, şöyle konuştu:

“Babama, bize yapılan bu zulüm karşısında elbette çok üzgünüz ama başımız asla öne eğilmeyecek, dimdik ayaktayız, dimdik buradayız, dimdik kalmaya da devam edeceğiz. Bu mücadele, Türkiye mücadelesidir. Bugün Ahmet Özer’e sahip çıkmak için ne Kürt olmaya ne Türk olmaya ne Alevi olmaya ne Sünni olmaya ihtiyaç yok. Tek bir şeye ihtiyaç var, insan olmak... Hizmetler artıyordu. Partimiz günden güne büyüyordu. Ahmet Başkan haftanın 7 günü çalışıyordu. Belediyeye kayyum atanacağı Ahmet Başkan’ın aklının ucundan dahi geçmemişti. Düşünün ki polisler yatak odasında Ahmet Başkan’ı uyandırdığında Ahmet Başkan’ın kurduğu ilk cümle, ‘Çocuklarıma mı bir şey oldu’ dedi. Daha sonra bunun bir operasyon olduğunu anladı ama aklının ucundan TEM şube asla ve kata geçmedi.

“Birdenbire düğmeye basıldı”

CHP’li başkanlardan toplantı sonrası yorumlar CHP’li başkanlardan toplantı sonrası yorumlar

Birdenbire partimiz bu kadar büyürken, Ahmet Başkan başarılı işlere imza atarken bu tabii ki birilerini rahatsız etti. Birdenbire bir yerde düğmeye basıldı. CHP, terörle ilişkili gösterildi ve Esenyurt’a kayyum atandı. Çünkü Ahmet Özer Kürt’tü ve kent uzlaşısının oylarıyla seçilmişti. Bu kent uzlaşısını, Türkiye ittifakı ve giderek büyüyen iktidar yolculuğunu kesintiye uğratmaları gerekiyordu. Bir taşla kuş katliamı yapmak istediler. Bir kumpası devreye koyacaklardı.

Bu kapsamda seçimde kazanamadıkları Esenyurt Belediyesi’ne ve geçmişten hepinizin aşina olduğu rantlarına çökeceklerdi. Bunun için belediye başkanını yapacakları operasyonlarla suçlu ilan edip bir algı operasyonu yaratacak, ‘Sen ver belediyeyi, gir hapse, suçuna sonra bakarız’ diyeceklerdi. Bu mantıkla hareket ediyorlar. Bir şafak operasyonu ile bir yerden alınan emir ile birilerinin talimatıyla, bir gece yarısı şafak operasyonuyla, 24 saat içerisinde jet hızıyla 1,5 milyonluk kenti yöneten belediye başkanımız tutuklandı. Bu operasyonda başarılı olurlarsa başka belediyelere de yürümeyi hedefliyorlardı. Ardından hemen Mardin, Batman kayyum atamaları gelince Genel Başkanımız, Ahmet Türk’le dayanışma içine girince bunu, ‘CHP, terörle irtibatlı’ diye iddia ettikleri, ‘Dayanışmaya bakın. Bunlar terörle mesafe koymuyorlar aralarına’ gibi uyduruk, iftira, algı yönetimine başvurdular. Boş iddiaların yer aldığı bir soruşturma ile Ahmet Başkan’ı gözaltına alıp jet hızıyla tutukladılar. Bu takip ve soruşturmanın 10 yıllık geçmişi olduğu söyleniyor.

’10 yıl neden beklediniz’

Bu süre içerisinde Ahmet Başkan, bölüm başkanlığı, dekanlık, rektör yardımcılığı, senato üyeliği gibi birçok üst düzey görev üstlendi. 40 yıldır devletine hizmet eden Ahmet Başkan’ın suçu, belediye başkanı olduktan sonra mı aklınıza geldi? 64 yaşına gelmiş, 40 yıldır ülkesinde çeşitli kademelerde, üstün görevlerde bulunmuş bir bilim insanı nasıl bir terör örgütü üyesi olur? Kimden emir almış? Hangi eylemi gerçekleştirmiş? Hangi eyleme karışmış? Hiç çünkü bunların hepsi uydurma. 40 yılını bilime, hizmete adamış birine bu yaftayı yapıştırmak, bu iftirayı atmak hiç vicdanınızı sızlatmıyor mu? Bu bir zulüm değil mi?

Biz sunduğumuz itiraz dilekçemizle tüm iddialarınızı çürüttük. 10 yıl önce Remzi Kartal’la GSM operatörleri üzerinden yapılan sözde tespitle telefon görüşmesi yaptığını iddia ettiniz. O telefon görüşmesinin Kartal’a ait olduğuna dair tek bir delil yok. Dosyada HTS kaydı yok. Varsayalım ki yapıldı. Bu suç ise neden 10 yıl beklediniz? Kaldı ki aynı tarihte şu an AKP’den vekil olan Hüseyin Yayman’ın Remzi Kartal’la yemek yediği fotoğrafları medyada, ona suç olmayan müvekkilimize nasıl suç olur?”

Editör: Haber Merkezi