CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "İslam hangi gerekçe ile olursa olsun adaletsizliğe, eşitsizliğe, otoriterliğe izin vermez. İslam'ın öngördüğü adalette ama, fakat ile başlayan; adalet arayışını erteleyen, adaletin etkisini azaltan cümlelere yer yoktur." dedi.

İBB’nin katkılarıyla düzenlenen ‘Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları’ konulu uluslararası sempozyumu Fatih’teki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi başladı. 29 Haziran’a kadar devam edecek sempozyumun açılış oturumuna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu birlikte katıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkısıyla (İBB), Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yılı etkinlikleri kapsamında, “Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları” konulu uluslararası sempozyum düzenlendi. Fatih’teki Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde 27-29 Haziran günlerinde düzenlenecek sempozyuma CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Milletvekilleri; Akif Hamzaçebi ve Uğur Bayraktutan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık da katıldı. Sempozyumun açılış konuşmaları; Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ile Türk Ocağı İstanbul Şube Başkanı Dr.Cezmi Bayram ve düzenleme kurulu adına Prof. Dr. İbrahim Maraş tarafından gerçekleştirildi.

Bayram:Türk Tarihi Osmanlı'dan ibaret değildir

Açılışta konuşan Türk Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı Dr. Cezmi Bayram, "Benim bir hayalim var. Hangi siyasi görüşte olursa olsun insanlar desinler ki: Biz Türk Ocaklarında rahat ediyoruz. Kimse bize fikrini değiştir demiyor, saygısızlık etmiyor. Milletin bu kadar ayrıştığı bir zamanda milletin birleşebildiği müessese olsun. Türkçüler, (20. yüzyıl başlarında) Türkiye dışında Türkler var dedikleri için, #Türk tarihi Osmanlı'dan ibaret değil, İslam öncesinde de şerefli bir tarih var dedikleri için dinsizlikle suçlandılar. Ama hayat onları haklı çıkardı. Oğuz Kağan, destanında 'gökkubbe benim otağımdır' demiştir. Bu durum otağın içindekilerden mesuliyet yaratmaktadır. İaşesinden, güvenliğinden, ibadetinden mesulsünüz. Otağınızın tavanı gökkubbeyse bütün insanlıktan sorumlusunuz."dedi. 

Karl Marx'tan alıntı yaptı 

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu’nun sözlerinde adalet vurgusu vardı.

Konuşmasında sosyalizmin kurucusu olarak gösterilen ünlü Alman düşünür Karl Marx'tan alıntı yapan Kılıçdaroğlu,salondakilere "Yadırgamayacağınıza inanıyorum" dedi. CHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: "Değerli bilim insanları. Böylesine önemli bir buluşmada önemli bir isimden alıntı yapmak istiyorum. Bu ismi yadırgamayacağınıza inanıyorum. Alıntı yapacağım kişi Karl Marx. Marx, 'Filizoflar dünyayı çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır. Oysa sorun onu değiştirmektir' der. Elbette filozof olan bilim insanı olan sizlersiniz. Ancak bu cümlenin geniş yorumuna atfen şunu söylemeliyim, "Sizlerle birlikte biz siyasetçilerinde öncelikli görevi ülkesini ve dünyayı daha iyiye ve daha güzele doğru değiştirmektir. Elbette bir sorunun teşhisi ve sorunun nedenlerini bilmek önemlidir. Ancak sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin önermelerde bulunmak sorunun teşhis ve nedenlerini tespit etmek kadar önemlidir. Eğer sahip olduğunuz bilgiyi var olan sorunları ortadan kaldırmaya dönük olarak yorumluyorsak bir başka sorunu da kapı aralamış oluruz.

İslam otoriterliğe izin vermez

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: "İslam hangi gerekçe ile olursa olsun adaletsizliğe, eşitsizliğe, otoriterliğe izin vermez. İslam hangi sistemle yönetilmemiz gerektiği değil nasıl yönetilmemiz gerektiğiyle ilgilidir. İslam tüm insanlığa adalet penceresinden bakmamız gerektiğini şart olarak önümüze koyar. İslam adaleti tesis etmemizi ve sürekli kılmamızı ister. İslam'ın öngördüğü adalette ama, fakat ile başlayan; adalet arayışını erteleyen, adaletin etkisini azaltan cümlelere yer yoktur."

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti. 

“Günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü de adalettir. Örneğin adaletli olduğunuzda; fikir ve ifade özgürlüğünü ödünsüz savunuyorsunuz demektir. Bir diğer deyişle; fikir ve ifade özgürlüğünün içtihat haline gelmiş evrensel kriterlerini, sadece kendiniz için değil, herkes için kabul etmişsiniz demektir. Üstelik adaletli olduğunuzda, hesap verebilir olmayı da kabul etmişsiniz demektir. Konfüçyüs'ün olduğuna inanılan ‘Adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner’ sözüne atfen; bir ülkede adalet varsa, onun etrafında biliniz ki hukukun üstünlüğü, denetlenebilirlik, hesap verebilirlik, can ve mal güvenliği, şeffaflık, eşitlik, kadın- erkek eşitliği, çocuğun üstün yararı, liyakat, özgürlük, sosyal devlet, hakça bölüşüm, emeğin üstünlüğü, nitelikli ve kaliteli eğitim, insan ve doğa hakları vardır. Bir ülkede adalet yoksa, yani adaletsizlik varsa, adaletsizliğin çevresinde nepotizm, kayırmacılık, eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, liyakatsizlik, denetimsizlik, kültürel ve sosyal yozlaşma, toplumsal huzursuzluk, çarpık kentleşme, niteliksiz eğitim ve bağımlı yargı vardır. İslam adaleti ve adaletin çevresinden dönenleri tesis edenlerden yanadır. Haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan olmayı tercih edemeyiz. Dünyada çatışma alanlarının yüzde 60'ını Müslüman ülkeler oluştururken, her gün binlerce Müslüman, Müslümanlar tarafından öldürülürken kafamızı kuma gömemeyiz. Ülkemiz özelinde dahi gelir dağılımı eşitsizliği gün be gün artıyorsa, buna seyirci kalamayız. Temel İslami ibadetlerini yerine getiriyor ya da getiriyor görünürken, İslam'ın adalet, dürüstlük ve ahlak anlayışından uzaklaşanları gözden kaçırmamalıyız."

Kadınlar olmadan sorunları çözemeyiz

Konuşmacı listesinde hiç kadın akademisyen ve araştırmacı görmediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Oysa Türkiye ilahiyat birikiminde kadınlar vardır ve bugün de pek çok ilahiyat fakültemizde ya da üniversitelerimizin diğer fakültelerinde, sempozyumun konusu kapsamında çalışma yürüten yüzlerce kadın akademisyenimiz var. Günümüz İslam Dünyası'nın meselelerini kadınlar olmadan konuşamayız, konuşmamalıyız ve kadınlar olmadan çözüm yolları da bulamayız." diyerek sözlerini tamamladı.

İmamoğlu:İBB İslam Dünyasının en büyük kentinin belediyesidir

İmamoğlu da konuşmasına, Dr. Cezmi Bayram’ın sözlerine atıf yaparak başladı. “İBB ile bunun niçin yapıldığına dönük eleştiriler olduğunu söyledi: Değerli hocam, elbette bunlar olacak. Türkiye'nin bugünkü gündeminde, ne yazık ki bu tür tavır ve davranışlar var. Ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İslam coğrafyasının en büyük kentinin belediyesi. İstanbul, aynı zamanda İslam coğrafyasının yüzyıllardır başkenti aslında. Bir özelliği de var ki; binlerce yıldır da dünyanın başkenti İstanbul. Dolayısıyla en doğru duyguların, en doğru hamlelerin vücut bulduğu bir şehir olursa İstanbul, buna hem yakın coğrafya mutlu olur hem bütün dünya mutlu olur. Bu bağlamda, bu bence kutsal başlığın bir toplantıya dönüşmesi ve bir çabanın ortaya konması noktasındaki girişiminizle bizi buluşturmanız ve bu buluşturmaya dönük de özellikle bu konuda bizi motive eden ben saygıdeğer Genel Başkanımıza hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ediyorum. Bu buluşmanın önemini defalarca bize aktarmıştır” şeklinde konuştu.

 “Elhamdülillah ben de müslümanım”

“Bir tesadüf daha var: Elhamdülillah ben de Müslümanım bu arada” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Dolayısıyla bireysel olarak da katkı sunmanın elbette keyfini yaşıyorum. Zira dünya tarihinin ilginç de bir dönemindeyiz. Bilimde, teknolojide, yaşanan olağanüstü ilerlemelere bakınca, değerlendirmeleri, insanın aklına, zekasına, üstün yeteneklerine dönük yapmak gerekir. Gerçekten de hayranlık duyarak bu süreci anlamak gerekir. Ama toplumlar, ülkeler, medeniyetler arası ilişkilere bakınca, bambaşka bir tablo çıkıyor. Korkunç eşitsizlikler, ne yazık ki zorbalıklar, ne yazık ki adaletsizlikler, insanın iyi yanının da kötü yanının da ne kadar güçlü olduğunu görmek, sarsıcı bir tecrübe. İyilik ve kötülük, yalnız dış dünyada, beşeri hayatta değil, insanın iç benliğinde de mücadele halinde. Ben, iyilik ve kötülük arasındaki bu büyük savaşın, iyiliğin mutlak zaferiyle sonuçlanacağından bir an bile şüphe duymuyorum. İyiliğin gücüne olan güvenimi hiçbir koşulda kaybetmiyorum. Çünkü iyiliğin kudretine olan güvenimi

“Amaca ulaşmak için her yol mübah değildir”

“İyilik nasıl belirli bir kimliğe, belirli bir inanca sahip olmanın kendiliğinden yol açtığı bir sonuç değilse, kötülük de değildir” diyen İmamoğlu, Hiç kimseyi inancı, kimliği nedeniyle, kaçınılmaz olarak kötü kabul etmek mümkün mü Allah aşkına. Amaçlarımız ne kadar kutsal, ne kadar iyi ve değerli olursa olsun, ‘Amaca giden yolda her şey mubahtır, her vasıta kullanılabilir’ diye düşünemeyiz. Araçlar, amaçları lekeleyebilir. Müslüman gibi yaşamanın, bu konuda da çok hassas olmayı zorunlu kıldığını düşünüyorum. Müslümanlığın bize, iyiliğin, sevginin, hoşgörünün, merhamet ve dayanışmanın üzerinde yükselen çok sağlam bir ahlaki zemin sunduğunu bilmeliyiz. Bu zemini, sağlıklı, güçlü ve mutlaka haysiyetli bir irtibat içerisinde, bugünün dünyasıyla hemhal edebilmeyi başarmamız gerekiyor. Kadim tarihiyle İstanbul, inanç ve kültür temelli sorunlara hoşgörü ve sağduyu ekseninde çözümler geliştirmek açısından, dünyanın en ilham verici şehirlerinden biridir. Büyükşehir Belediyesi olarak, İstanbul’a bu yönüyle de sahip çıkma ve geliştirme gayreti içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından başlayan birinci oturumda; eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu (Dini Anlamada Yöntem Sorunu), eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk (Hukuk ve Ahlak Bilgisi), Tunus eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Mehdi Mabrouk, Fas eski Kraliyet Sözcüsü Prof. Dr. Hassan Aourid (Mağrip’te Siyasal İslam Çıkmazı) ve Rusya Müslümanları Dini İdaresi Birinci Başkan Yardımcısı Damir Mukhetdinov (Rusya Müslümanlarının Güncel Dini Problemleri) görüşlerini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, sempozyumun ikinci oturumu olan ve Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün ile Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan’ın katılımıyla gerçekleştirilen paneli de izledi.