Binlerce emekli "İnsanca yaşam, emeklilikte adalet" sloganıyla alanlara çıktı. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, "Emekli maaşlarının insanca yaşanacak düzeye yükseltilmesi için mücadele edeceğiz. Sadaka istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz" dedi.
Büyük çoğunluğu 7 bin 500 liraya mahkûm edilen ve ay sonunu zor getiren binlerce emekli, DİSK'in çağrısıyla Kartal Meydanı'nda buluştu.
“2000 sonrası SGK’lıya kademeli emeklilik gelsin”, "Kademe hakkımız, söke söke alırız", “Emeklilikte insanca yaşam haktır”, “Susma haykır, emeklilik haktır”, “Birleşe birleşe kazanacağız” dövizleri taşıyan emekliler, "Sefalete teslim olmayacağız” ve “Emeklilikte adalet istiyoruz” sloganları attı.
Emekliler yük değildir
Mitingde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 2000'ler sonrası çok sert geçiş yapıldığı için 1 günde 17-18 yıl emekliliği gecikenler olduğunu ve mağduriyetler oluştuğunu belirtti. "Bir ülke için emekliler asla maliyet değildir, yük değildir. Emeklisini nasıl yaşatıyorsa bir ülke gençlerine de o geleceği vaat etmektedir" diyen Çerkezoğlu, "Temmuz ayındaki artışlarda milyonlarca emekli arkadaşımız 1 lira bile ücret artışı almadı, 7 bin 500 lirayla yaşamaya mahkûm edildi" dedi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın yaklaştığını ifade eden Çerkezoğlu, "Emekliler bayramdan bayrama hatırlanacak insanlar değildir. Bu ülkenin emeklisi bunu hak etmiyor. Bütün emeklilere insanca yaşayacak bir ücret verilmelidir" diye konuştu.
Omuz omuza büyüteceğiz
Çerkezoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“Burası emeğin, emeklinin, dayanışmanın, emeğine, ekmeğine sahip çıkanların meydanı. Bu meydana irademizi koyacağız ve bu meydandaki iradeyi bütün Türkiye’de yan yana, omuz omuza büyüteceğimizin sözünü vereceğiz. Bu ülkede 1999 ve 2008 yıllarında yapılan düzenlemelerle bir yandan emekli olmak zorlaştı, büyük bir mağduriyet oluştu. Yıllarca mücadelesini verdik. Ne olursa olsun çıkarmayacağız dediler, maliyet dediler, yük dediler ama emeklilikte yaşa takılanlar emekliliğin bir hak olduğu bilinciyle, kararlılıkla bu mücadeleyi büyüttü ve en son bir düzenleme yapıldı. Hâlâ emekli aylığı bağlanmayan binlerce arkadaşımız var. Dönemin Bakanı çıktı, dedi ki: ‘1999 öncesi hakları teslim edeceğiz, 5 bin gün yeterli olacak.’ Arkadaşlarımız kredi aldı, borçlandı. Sonra unutuldu ve büyük bir mağduriyet ortaya çıktı.
Devleti yöneten hükümet, sosyal güvenlikte belli düzenlemeler yapabilir ama 2000’ler sonrası çok sert bir geçiş yapıldığı için bir günde emekliliği 17-18 yıl geciken büyük bir mağduriyet ortaya çıktı. Çalıştığı, alın teri döktüğü halde çırak ve staj sigortası olan arkadaşlarımız sayılmadığı için onların emeklilik hakkı da teslim edilmedi. 2008 yılında AKP’nin çıkardığı 5510 sayılı yasayla emekli aylıkları sistematik bir biçimde düşürüldü. Aylık bağlanma oranı, katsayılar düşürüldü; bu ülkeyi yıllarca omuzlarında taşıyan emeklilerin milli gelirden aldığı pay düşürüldü. O zaman söyledik: ‘Çok değil 5-10 yıl sonra emekli aylıkları asgari ücretin yarısına düşer.’ İşte bugün, 10 milyona yakın emekli, bir ucube sistem olarak uydurulan hazineden tamamlanarak 7 bin 500 lira emekli aylığına mahkum edildi. Bir de utanmadan, sıkılmadan bu ucube sistemi ilk icat ettikleri günden itibaren en düşük emekli aylığını 7 bin 500 lira yaptık diyorlar. Bu söylem, ülkeyi yöneten siyasi iktidar açısından övünülmesi gereken değil, utanılması gereken bir itiraftır. Bir ülke için emekliler asla maliyet değildir. Bir ülke emeklisini nasıl yaşatıyorsa gençlerine de o geleceği vadetmektedir. Bir ülkenin emeklisini nasıl yaşattığı o ülkenin ancak gururudur. Türkiye bunu hak etmiyor.
Enflasyon TÜİK rakamlarıyla bile arttı
Dini bayramlarda iki ikramiye başladı. Önce 2018’de 1000 lira, 2021’de 1100 lira ve 5 sene sonra, 2023’te 2 bin lira yaptılar. Yüzde 100 artırdık dediler ama aynı dönemde sadece gıda enflasyonu TÜİK’in yalan rakamlarıyla bile yüzde 400 artmıştı. Emekliler, bayramdan bayrama hatırlanacak insanlar değildir. Emekli olamayanları bir yük olarak görenlere, emeklileri 7 bin 500 lirayla yaşamaya mahkum edenlere diyoruz ki: Yıllarca çalıştık, ürettik, alın teri döktük ve hakkımız olanı istiyoruz. Kimseden sadaka istemiyoruz, hakkımız olanı alana kadar da hep birlikte mücadele edeceğiz. Bugün AKP hükümetinin, Cumhur İttifakı’nın ve onların ortaklarının emekli maaşlarını bir cep harçlığına dönüştürdüğü bu sistemi asla kabul etmediğimizi bir kez daha haykırıyoruz.
Emeklilerin tahammülü kalmadı
Sizin OVP’niz varsa emeğin mücadele programı var. Emekli maaşlarının insanca yaşanacak düzeye yükseltilmesi için, son nefesimize kadar insanca yaşayacağımız bir ücret için, başta sağlık hakkı olmak üzere sosyal haklarımız için hep birlikte yan yana mücadele edeceğiz. Tek yürek, tek yumruk olacağız. Sakın ola umutsuzluğa kapılmayalım. Umut burada, biz varsak umut var, emek varsa umut var, bu meydan varsa umut var. İktidara diyoruz ki: Sakın ola bizleri oyalamaya kalkmayın. Ekimmiş, kasımmış, aralıkmış, 2024’müş geçin bunları, emeklilerin bir gün, bir saat bile bekleyecek tahammülü kalmadı. İstedikleri zaman bir yazıyla, kararnameyle, bir anda KDV’yi, ÖTV’yi artıranlar, şirketlerin vergi borçlarını affedenler, Kur Koruma Mevduat’ı (KKM) getirerek cebimizdeki paraya el uzatanlara sesleniyoruz: Mesele işçiye, emekçiye, emekliye geldiğinde hep çalışmalar devam ediyor. Emeklilikte insanca yaşamak haktır ve bunu sağlamak da devleti yöneten iktidarın görevidir, sorumluluğudur. Siz vermiyorsanız biz alacağız. Gelirde, vergide, emeklilikte, memlekette adaleti hep birlikte egemen kılacağız. Ve inanıyoruz, biliyoruz ki: ‘Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet”