Okurken radyonun sesini azıcık açıp dinlemeyi eskiden beri pek bir severim. Ama kitabın içine rahatça dahil olabilmek ve dikkatimin dağılmaması içinde tercihim enstrümantel,yani sözsüz müzikten yanadır illaki.

Öyle olsa da,nadiren tersini yapmışlığım vardır şimdiki gibi (sinirimi zıplatmayı göze alarak.) Attila İlhan’ın şiir kitabını burnuma kadar sokmuş acı acı soluklanıyorum, “Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız.” Batarinin ritmik gümbürtüsü ise şenliği kafamıza vura vura devam ettirmeye azimli çalan şarkıyla.

Bu hafif müzik dinletisi biter bitmez radyo sunucusu sömelek,sanki alacağı prim gözlerinde dolar işareti varmışçasına yanıp sönerek,bodozlama reklama daldı hemen:

“Bilmem ne sağlık merkezinde,doktor bilmem ne sabah saat 09:00 ile akşam 17:00 saatleri arasında hasta kabulüne başlamıştır.Sağlığınız bizim için önemlidir.”

E Allah razı olsun. Bizde bir dolmuşa gelip,gayrı herbirşeyden umudu neyin kestiydik de,hindi gibi çok düşünüp lâkin hiç konuşmadan kahırlara gark ettiydik garip canımızı. Eğer Utanıp söylemeyeydiniz hemşerilerinizi ihya eden bu iyiliğinizi,bütün bütün şer odaklı iğvacıların tuzağına düştüydük ahraz kalmış ademiler gibi.

Bu sağlık merkezine pirinç tanesine ayet yazacak derinlikte ve dertlerimizin cümlesine deva olacak kabiliyette büyük bir zat gelmiş ama bizim dünyadan haberimiz yok kardaşım. Ne şaşırdım bilemezsiniz! Duyar da dururmuyum; derhal hepinize duyuracağım tabii (!)

Aman efendim,aman ocağınıza düştük..biz sizi şeytana uyup sağlık ticareti yapıyor zannettiydik (!) Biz sizin, parası olmayan insanların yüzüne bile bakmayıp,eşikten çeviriyorlar diyen dedikodulara inanır olduyduk. Ah ne yaman hatalar ettik(!) Biz sizi hokkabazlık ederek ve sağlığımızı geri vereceğinizi uydurduğunuzu sanarak,cebimize göz diktiğinizi zannettiydik (!)

Vay ki vay. Ne büyük hatalar ettik (!) Ağrı acı ocağınıza düşen biçare fukaralara hasta gözüyle bakmayıp,müşteri saydığınızı bellediydik.

Hey güzel Allahım ne büyük kusur,ne büyük günah işledik (!) Ve dedik ki için için: bunlar müşterilerine,çok pardon efendim hastalarına parası kadar sağlık satarlar,parası büyüklüğünde yüzüne gülerler.

Canı çıksın bunları uyduranların (!) Fakat bana da çok kızmayın aziz dostlarım. Ben garip memleketliniz duyduklarının kurbanı,söyleninin yalancısıyım. Ey muazzez müessesenin iyiliksever melekleri,bana da gücenip kızmayın,kızmayın ne olur.

Aman ki ocağınıza düştük,yanılmışız..Bende ticarethanenize (hay dilin kopsun İbrahim,hala bu iyilik yuvalarına ordan burdan duyduğun isnad ve iftira dilini kullanırsın.) tekrarla özrümü bildiririm efendim.Aslında hastanenize demek istemiştim. Evet bende hastanenize derhal gelip,evliya kıymetindeki doktorunuz eğer lütfeder kabul ederse müşerref olma fırsatını kaçırmayayım bari.

Ey ahali..bilmem ne sağlık merkezinde,doktor bilmem ne,sabah 09:00 ile akşam 17:00 arasında hasta kabulüne başlamıştır. Benim gibi nankör olup kimseye kem söz etmeyin,kimseye kötü gözle bakmayın emi..

Hadi Tanrı size sağlık versin. Eğer hastalanırsanız da endişe etmeye kalkmayın katiyen. Sanki sağlık paraylamı satılıyor yurdumda (!)