Hiç şüphem kalmadı artık,beşerin ortak ve derin vicdanı kadınlardan olmadır.Çünkü Ben bu dünyanın kuşlarına bir de kadınlarına çok inanırım.Kuşlar anaerkildir,kadınlar ise daha tutarlı daha akil.Bu güne kadar tarih savaş çıkarmış tek bir kadının ismini yazmaz.Jean d’arc hariç.Ona da Fransızlar azize derler ve büyük bir vatansever olarak kabul ederler.

*

Aşağıdaki metni herhalde 2015’de yazmıştım.Ne kadar haklıymışım meğer.

Çocukluğumun hınzır merakıyla bilirim..Kışın ardından, kendini gösterip bayrak kırmızısına dönene kadar,gelinciğin goncası ceviz gibi yeşil,ceviz kadar sert ve çetin kalır.

Açık etmediği sırrını..henüz oluşmamış al güzelliğini görmek adına kaçını ortasından ikiye bölmüşümdür hiç belli değil!Tepesinde göveren kızılından önce,gövdesini taş ve sopa ile ezerek anca açabildiğim tomurcuğunu,onun incecik yapraklarıyla nasıl patlattığına bir türlü akıl sır erdiremezdim çünkü! bu bir tansıktı benim için! Anlamak,şuncacık çocukluk derdimi bir somutluğa kavuşturmak için asla yeterli değilmiş meğer.Aslolansa,anlamın ölümsüz olması adına düşündüğünü kavramasıymış insanın.. Bahusus: Yollar,yıllar ve onlarca yaşlar geçtikten sonra; Sert kabuğunu vakti geldiğinde patlatan kızılcığın yaprakları benzeri bahar devrimini,yurdumda ve dünyada mutlaka kadınların yapacağını biliyorum bugünlere ulaştığımda.

Şimdi,insanlığın önünde duran kalın,kaba ve sakil duvarları suyun elması kesen şeffaf gücü gibi,incecik duygularıyla ancak kadınların kesip atacağını biliyorum,değişimin başlayacağı bahar devrimini Onlardan bekliyorum içtenlikle..