Geçmiş yıllarda bir gün Büyükçekmece’de akşamleyin bir büyük cafede bir toplantıya gitmiştik Gazeteci Erdal Karasansar ile.

Erdal  bir ara dönüp bana;  

-‘Abi bu salonda ünlü bir tanıdık mı var. Dikkatli baksana çevreye?” Diye sordu.

Baktım. Evet vardı.

12 Eylül 80 darbesi sonrası uzun süre yurt dışında kalmak zorunda kalmış Sanatçı Ali Asker de ordaydı.  Sürgünlüğünün daha yeni bittiği günler. Kalkıp masasına gidip kendimizi tanıtıp sohbete başladık.

-‘Memleketi doğal olarak özlüyorsunuz. En çok neyi özlüyorsunuz?” Diye sormuştum.

-"Havada uçan tozu bile çok ama çok özlüyorsun.” diye yanıt vermişti.

*

Her fani gibi memleketimi severim. Malatya olsun, Arguvan ilçem olsun canım-ciğerim benim.  Çocukluğumun güzel yöresi.  Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel yarışmada söyledi: “..’Kuruçay’dan öte yana’  türküsündeki gibi  geçince Kuruçay’ı Arguvan’a doğru Arguvanlıyı bir heyecan basar. Ben de onlardan biriyim” 

Biz de öyle.

Bu nedenle kalkıp hafta sonu Ataşehir Belediyesi İnal Aydıoğlu Kültür Merkezi’nde bu yıl 21’ncisi düzenlenen Arguvan Türküleri Ses Yarışması’nı izlemeye gittim  kadim hemşehrim, arkadaşım Hüseyin Güler ve eşi Arife Güler hanım ile.

En öndeki sıraların sağ tarafında oturuyoruz. Program başlarken, köyümüzün eski dernek başkanlarından Haydar bey yanıma gelerek amcam çocuklarından birinin de programda olduğunu söyledi. Ancak program başladığı için görüşemedik.

*

Her şey iyiydi. Türkülerimiz her zamanki gibi yüreğe dokunuyordu. Eski Vakıf Başkanlarımızdan Hasan Aydın hatırlattı Neşet Ertaş’ın sözünü. ‘Nerde türkü söyleyen birini görürseniz korkmadan yanına oturun. Çünkü kötü insanların türküleri olmaz”

Türkü sevdalısı güzel insanlarla doluydu salon.

Arguvan güzel ilçem. Belediye Başkanımız Ersoy Eren’in tanımlamasıyla ‘Türkülerin gözesi’ bir ilçe.

Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel de Arguvanlı.

Özetle biz bizeyiz. Keyfimiz yerinde.

*

Sanatçılarımız çıkıyor eserlerini seslendiriyor. Dördüncü sıradaki çıktı eserini seslendirip bitirince yanımda oturan Hüseyin’e dönüp,

-‘Bu genç yarışmayı bitirdi. Birinci bu olur’ yorumunu yaptım.

Hüseyin de;

-'Evet tam profesyonelce söyledi ama dur bakalım daha 6 yarışmacı var.' diye yanıtladı.

Sonuçta o genç birinci oldu.

*

Programda yapılan konuşmalarda emeği geçenlere teşekkür edildi plaketler verildi. ‘Vefalı da bir program’ diyecektim ki, Hüseyin ‘Farkındamısın yardımlar, destekler denilerek insanlar anılıyor ama en çok yardımı yapan Battal İlgezdi anılmıyor’.. ‘Evet ya. Unutuyorlar ise hoş olmadı. Bilinçli ise hiç hoş değil” dedim.

*

Program bitti. Dışarı çıkarken gözlerim amcam oğlunu arıyor. Bir de baktım bizim köylüler bir kenarda ama yanlarında az önce birinci olan genç Ahmet Turan Fırat ta var.

-'Sen bizim köylümüsün?' diye sordum. Ama genç beni tanımıyor ki. 

Yanındakiler, ‘Evet’ yanıtını verdi. Sonra sohbet. Çocukluk arkadaşlarımdan birinin oğlu. Düşünebiliyor musunuz. En önde oturuyor ve genci yakından görüyorum ama tanışmıyoruz.

Çıkarken o karşılaşma olmasa o etkinlikte birinci olanın köylüm olduğunu bile niçe sonra öğreneceğim.

*

Kapitalizm, devasa kentler insanı birbirinden nasılda koparıp ayrı düşürüyor ve insanı birbirine nasıl da yabancılaştırıyor. Sevincim yanında bir yanımı hüzün bastı.

Ahmet Kaya’nın;  “Bir yanımız çiçek açar, yaprak döker bir yanımız. " dizelerindeki gibiydi ruh halimiz.

*

 Arguvan ile ne kadar gurur duyduğumu bilemezsiniz. Köyüm de öyle. Köyümden olan;  İlyas Salman ve  Kul Duran  çok kıymetli eserler ürettiler. Ahmet Turan Fırat’ta iyi  eğitim almış bir kardeşimiz.  Çok da güzel seslendirdi, bağlamayada oldukça hakimdi, hakkıyla birinci oldu. Geleceğe ilişkin içimde iyimser bir umut var. Ülke düzeyinde değer bulabilecek bir sanatçı olacağını düşünüyorum.   Babası Abbas bey’i de arayıp kutladım. Yolu açık olsun.

Arguvan’a, yöreme değer katan, destek olan, Vakfımıza, belediye başkanlarımıza, dernek yöneticilerimize, sanatçılarımıza,  işadamlarımıza,  tüm insanlarımıza yürekten teşekkürler.