Büyük usta, ulusal şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bir şiirinde, “Huda’yı kendine kul yaptı, kendi oldu Huda” diyordu. (Safahat, s.268)

Akif, bu şiiriyle, dincileri eleştiriyordu. Bu kafada olanlar hâlâ var. Kendi çıkarlarına göre bir din ve yine kendi yanlışlarına göre bir sevap-günah listesi çıkarıyorlar.

Neymiş efendim, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu davetli olduğu iftardan sonra konukların ricası üzerine hatıra fotoğrafı çekilirken seccadeye basmış-mış!

Böyle bir şey nasıl olurmuş-muş?

*

Bir AKP'li gazete, "Kılıçdaroğlu seccade üzerinde ayakkabıyla poz verdi" diyor.

Bir AKP'li yönetici de, "Ayakkabınız ile bastığınız yer, Müslümanların secde ederken kullandığı seccadedir" ifadesini kullanarak, aklı sıra, Kılıçdaroğlu'na İslâmiyet dersi vermeye kalkışıyor.

Vay be!..

*

Bu adamlar din konusunda kendilerini otorite sanıyorlar.

Bir solcunun, bir demokratik solcunun, bir sosyal demokratın dinden-imandan anlamadığını sanıyorlar.

Sanmaktan da öte, solcuları dinden-imandan uzak göstererek, yıllardır böyle bir istismardan rant devşiriyorlar.

*

Bakın, bir demokratik solcu olarak söylüyorum: Kim ki, böyle bir tutum ve davranış içinde bulunuyor, o kişi, çok açık ve net, günah işliyor.

Çünkü iftira atıyor. Bakın, bu konuda, Allah’ın kutsal kitabında ne deniliyor:

"İNANAN ERKEK VE KADINLARI YAPMADIKLARI BİR ŞEYDEN ÖTÜRÜ İNCİTENLER, ŞÜPHESİZ İFTİRA ETMİŞ VE APAÇIK BİR GÜNAH YÜKLENMİŞ OLURLAR."(Ahzab, 58)

*

Diyecekler ki, "Efendim, Kılıçdaroğlu'nun seccadeye ayakkabıyla bastığının fotoğrafı var."

Olabilir... Bunda bir kasıt yok ki!

Dolayısıyla bu bir delil değildir.

O mekân Kılıçdaroğlu'na ait değildir. Kılıçdaroğlu o yerde ne olup bittiğini araştırmak mecburiyetinde de değildir.

Buna rağmen Kılıçdaroğlu konuyla ilgili açıklama yaparak üzüntülerini dile getirmiş ve özür dilemiştir.

*

Kaldı ki, seccade boyutundaki her halı, her yerde bu amaçla kullanılmamaktadır. Bu bağlamda kutsal da değildir.

Meseleye kutsallık açısından bakmak çok yanlıştır. Eğer siz o halıyı namaz için kullanıyorsanız temiz tutarsınız, o kadar.

*

Fotoğrafın çekildiği yer, iftar davetinin verildiği lokantanın sahibinin odasıymış...

Oradaki küçük halı "seccade"dir ama büyük bir halının üzerine rasgele atılmış, üstelik de ters konulmuştur.

Hemen yakınında küçük bir halı daha vardır... O da rastgele atılmıştır.

Dolayısıyla böyle ortamda orada bir "seccade" olabileceği düşünülemez bile...

Cuma'ya giden birçok insan, cami dışında, yanında getirdiği bir kartonun üzerinde namaz kılmaktadır.

O karton da mı kutsaldır?

*

Bir de şunu anımsayalım:

AKP'li bir eski bakan, HAKARA MAKARA diyerek her cuma bir ayet salladığını söylüyordu...

Hiçbir AKP'li çıkıp da bunun büyük bir günah olduğunu belirterek, bakanına laf etmiyordu!

Oysa o bakan, halkının inancıyla dalga geçmiş, dinine hakaret etmişti... Dolaylı olarak da Allah'a şirk koşmuştu...

*

Şirk koşmak temel bir meseledir ve büyük bir günahtır; dinden çıkmaktır.

Çünkü, "Kur'anı şeytanlar indirmemiştir." (Şuarâ/210) "Bu onlara düşmez; zaten buna güçleri de yetmez." (Şuarâ/211) "Doğrusu, onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır." (Şuarâ/212)

*

Kimse bize din öğretmeye kalkmasın!

Hele hele haramı helâl görenler asla... Hele de, "Her yolsuzluk hırsızlık değildir" diyen uydurukçu fetvacılar asla ve asla...

Biz kutsalımızı onlardan daha iyi biliriz!

Biz, "Huda'yı kendine kul yapıp kendisi Huda olan"lara itibar etmeyiz!

Dinimiz, kimsenin tekelinde değildir.