Bildik tabirle “bilgisayar çağı”ndayız.

Artık, her şey bilgisayar üzerine kurulu. Burada yazılım mühendisliği öne çıkıyor.

Yazılım mühendisliği için de yüksek seviyede matematik bilgisi gerekiyor.

Bizim eğitim sistemimiz, ne yazık ki buna yatkın bir durumda değil.

Öncelikle eğitim sistemimizi ıslah etmeliyiz.

Matematiğe ağırlık vererek…

Ölçümlere bakıyoruz; Türkiye bütün eğitim ölçümlerinde geri sıralarda görülüyor.

Evvelâ bu durumu hak etmediğimizi, bundan utanç duyduğumuzu belirtmeliyiz.

Yazılım mühendisliği yoluyla akıllı üretimler yapılıyor:

Ceplerimizde taşıdığımız akıllı telefonlar.

Akıllı saatler,

Akıllı bileklikler,

Akıllı süpürge,

Akıllı durak,

Akıllı tahta.

Ve daha ilerisi:

Yapay zekâ.

Düşünebiliyormusunuz; üstün zekâlı insanlar yerine, üstün zekâlı bilgisayar programları.

Başbakanlıkta[MNG1]  çalıştığım dönemde Rahmetli Özal’ın okuduğu bir kitabı merak etmiştim.

Acaba hangi kitaptan etkileniyor merakıyla…

Araştırdım, merakımı gideren kitabı buldum:

MEGATREND 2000.

Bir paragrafta şöyle bir bilgi:

Milimetrenin milyarda bir küçüklüğünde bir aygıt icat edilecek,

Bu aygıt iğne yoluyla insan vücuduna zikredilecek,

O aygın, vücuttaki tüm hastalıkları tespit edip hafızasına alacak, tedavi yolunu gösterecek,

Sonra dışkı yoluyla dışarı atılacak.

Henüz, insanlık böyle bir devrimi yakalayamadı.

Belki, yapay zekâ üzerindeki çalışmalarla bu devrim de yakalanacak.

Kim bilir?

Bilinen bir şey var ki; o da eğitim reformudur.

Önce matematik, sonra yazılım,

Sonra akıllı cihazlarla dünya piyasalarını fethetmek.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun 3 Aralık’ta açıklayacağı vizyon belgesini bu yüzden çok merak ediyoruz.

Bu dönüşümü yakalayabilirsek,

Sanayiimiz gelişecek,

Ekonomimiz şahlanacak.

  İnsanımızın refah seviyesi artacak.

  Fert başına milli gelirimiz 40 binler seviyesine çıkacak.