Evet, Ecevit solu bölmedi, solun iki kanattan büyütülmesini istedi.
1999'a kadar da sol iki kanattan aldığı oylarla büyüdü. 99'da DSP yüzde 23, CHP ise yüzde 8.5 oy aldı. Solun toplam oyu 31.5 oldu.
2007'de ise DSP ile CHP işbirliği yaparak seçime girdi. İki partinin toplam oyu yüzde 21'de kaldı.
*
Buna göre, birleşince solun oyu yükselmiyor. Dolayısıyla 94'te sol birleşmediği için İstanbul'da Tayyip Erdoğan, Ankara'da ise Melih Gökçek kazandı iddiası boşa çıkıyor.
Çünkü iki partinin benzer seçmenlerinin yanı sıra hiç benzemeyen seçmenleri de var. 
Bugünkü DSP yönetimi partiyi sıfır noktasına getirdi. Ama CHP'nin oyu yüzde 25'i geçmiyor.
*
İlginç bir anımı anlatayım:
DSP-CHP işbirliğinin yapıldığı 2007 Seçimleri'nde ben de DSP adayıydım. 
Seçim bölgem olan İstanbul  2. Bölge'de ilginç iki kişiyle  karşılaştım. İlki CHP'liydi ve gençti, muhtemelen Deniz Baykal'a karşıydı. Teşvikiye'de berberde karşılaşmıştık... "İşbirliği yapmasaydınız bu seçimde CHP'ye oy vermeyecektim" dedi.
*
İkincisi ise Beyoğlu ilçe örgütümüzde sohbet ettiğimiz, koyu Ecevitçi, yaşlı biriydi. Bana, aday olduğum bölgenin listesini göstererek, "Gel seni bizim mahalleye götüreyim... Bu listeye oy verecek kimseyi bulabilecek misin bakalım?" diye tepki gösterdi.
Çok şaşırdım!.. "Listenin üstüne de altına da bakma. Doğru Süleyman Yağız'a bak. Süleyman Yağız kim? Ecevit'in son genel sekreteri. Süleyman Yağız'a vereceğin oy doğru Ecevit'e gidecek" dedim.
Çok duygulandı... Gözleri nemlendi... "Gideceğim o sandığa, oyumu verip çıkacağım" diye karşılık verdi... Ve gidip o mahalleyi kendisi ikna etti. 
*
Partileri birbirine yakın gibi görünseler de, hatta aynı olsalar da seçmen tercihleri, başka sebep ve gerekçelerle olağanüstü farklılıklar gösterebiliyor. 
Onun için ben o seçimde işbirliğine katkıyı olabildiğince artırabilmek için sadece seçim bölgemi değil, İstanbul'un neredeyse tüm ilçelerini gezmiştim.
*
Neyse, konuyu daha fazla uzatmayayım: Ecevit'in solun iki kanattan büyütülmesi sözü bugün daha fazla önemli hâle gelmiştir.
CHP yönetimi kendi çerçevesinde üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. DSP yönetiminin de Ecevit ilkeleri doğrultusunda kendini yeniden inşa etmesi ya da yerini bu ilkelere göre donanımlayan arkadaşlarımıza olgunluk içinde bırakması gerekiyor.