Kar bekleyip sadece soğunu hissettiğimiz bir haftadan merhaba sevgili “Dünlük”… Umarım hiç değilse barajların üstünde yağış bırakmıştır da susuzluk korkumu büyütmez.

Geçen hafta yine gündemdeki moral bozucu haberlerden kitaplara sığınarak kurtulmaya çalıştım. Ve yine sosyal medyada (bir şeyler öğrenip düşüneceğim hesaplarda) dolaştım. Mesela kişisel gelişimle ilgili bir hesapta gördüğüm cümle beni çok düşündürdü. Düşüncelerimi seninle de paylaşayım istedim.

*

Diyordu ki “Kötü bir insana iyilik etmek, iyi bir insana kötülük etmek kadar tehlikelidir.” İmza olarak Plautus ismi vardı. Gerçekten ona ait bir söz mü bilmem. Ama bu cümle bana bazı şeyler düşündürdü. İki soru ise kafama çok takıldı. Birincisi “iyilik” dediğimiz şey nedir? İkincisi “iyilik” yaparken karşı tarafın kim ve nasıl olduğu önemli midir?

*

Benim görüşüme göre iyilik, karşı tarafa saygılı, adaletli, hakkaniyetli davranmak, değer verdiğini göstermek, bir sorunu varsa, öncelikle dinlemek, çözüm için -eğer fikrimi sormuşsa- yol göstermek, bir şey öğrenmişsem onu paylaşmak, maddi olarak sorunu varsa, -elimden geldiği kadar- yardım etmek olabilir. Ve ben bunları yaparken karşı taraf iyi mi, kötü mü diye düşünmemeye çalışırım. Çünkü ondan bir karşılık beklememem gerektiğini düşünürüm. Tabii ki değer verdiğim kişiden değer görmek isterim. Ve bazen bu davranışlarımın karşı tarafta hiçbir karşılığının olmadığını fark ettiğim de olur. Ama bu benim “iyilik” olarak tanımladığım şeyleri yapmama engel olamaz.

*

Bir de ilk bakışta kimin iyi kimin kötü olduğunu (Tabii normal hayattan ve normal insanlardan bahsediyorum) anlamak da zor sanki. Belki bunun için psikoloji okumak falan gereklidir. Ben, birçok insanın “kötü” olduğunu demeyeyim de, bana, benim kadar değer vermediğini gördüğümde, hele açıklama yapmayıp benim açıklamamı dinlemek istemediğinde, iletişimimi kestim. Onu kalbimden ve aklımdan uğurladım. Yolu açık olsun diyerek… Ama kendimce “iyilik” dediğim şeyi yapmayı asla bırakmadım. Bırakamam da sanırım (Büyük konuşmayayım ama)…

*

Çünkü bence yapılan davranış, karşı tarafla değil kendinle ilgili bir şey. İyilik de kötülük de… Karşı taraf onu hak ettiği için değil, sen öyle davranmayı seçtiğin için yapıyorsun bir şeyleri. İyi için de bu böyle, kötü için de… Kötü, karşısındaki kötü olduğu için kötülük yapmıyor. Onun seçimi o… Ya da iyi insan, karşı taraf iyi olduğu için değil, kendisi onu yapmayı istediği için yapıyor diye düşünüyorum. Tabii bunlar sadece “benim” düşüncelerim. Aksini savunup kanıtlayacak veriler sunan da olacaktır. Ama dedim ya, sanırım ben kendim gibi davranmaya devam edeceğim. Sonrasında yollarımı ayırdıklarım olsa da, olmasa da…