Ülkemizin dört bir yanının alevlerle yutulduğu bir haftaydı sevgili “Dünlük”… İçimden merhaba demek bile gelmiyor. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin açıklamasına göre 28-31 Temmuz tarihleri arasında 98 orman yangını çıktı, 88’i kontrol altına alındı. 10’u ise bu satırlar yazılırken hala sürüyordu.
98 ayrı yer… Küresel ısınma nedeniyle daha çabuk yayılsa da bu kadar yangının tesadüf olduğuna inanmıyorum. Sırf çöplerle atılan cam şişelerin büyüteç görevi gördüğü için çıktığına da… O şişelerin, çöplerin büyüyüp yayılmasına katkısı büyük. Şüphe yok. Ama birileri, düğmeye basılmış gibi aynı anda pimini çekti sanki bu yangınların.
Yüzlerce yılda orman haline gelmiş ağaçlar kül oldu. O ağaçları, ormanı kendisine yurt edinmiş vahşi hayvanlar sesini bile duyuramadan can verdi. Yangını söndürmek için çalışan görevliler ile onlara su taşıyarak yardım etmeye çalışan bir genç alevlerin arasında hayatını kaybetti.
O bölgede oturan yurttaşların evleri, ahırları yandı. Yılların birikimini alevler yuttu. Yetkililer hemen “can kaybı yok” diyorlardı ya ilk başladığında yangınlar… Orada yitip giden dilsiz canları candan bile saymıyorlardı. İşte o an içimden avazım çıktığı kadar bağırmak geldi. Sizin de “Ateşiniz bol olsun inşallah” dedim içimden.

Güven duygumuz daha önce ölmüş

Yangın söndürme uçaklarıyla ilgili sorulara “en tepeden” azarlar gibi verilen “uçak yok” yanıtı, aklıma şu soruyu getirdi: “Senin niye o zaman 13 tane uçağın var. 13 ayrı kişiliğin için mi?”…
Sonrasında iyi niyetle ağaç dikme kampanyaları başlatıldığı haberleri çıktı. TEMA Vakfı, bu konularda en güvenilir STK olarak ilk sıradaydı. Ancak sonradan anlaşıldı ki, anıt orman dışında ağaç dikme yetkisi olmayan STK toplanan bu paraları Orman Genel Müdürlüğü’ne vermek zorunda. Toplanan paraların, bugüne kadar orman yangınlarının önlenmesi için kılını kıpırdatmamış müdürlükte, birilerine üçüncü, beşinci maaş olması muhtemel diye ben şahsen bağış yapmaktan vazgeçtim bu kampanya için. TEMA’ya yine bağış yaparım, o ayrı… Ama bu kampanya için değil. Hele ki Cengiz Holding’in de bu kampanyaya bağış yapacağını öğrendim ya, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar” diye düşünüverdim birden. Bence böyle düşünen bir tek ben değilimdir. Ve bence böyle düşünenleri değil de böyle “düşündürtenleri” suçlamak lazım.
Yangından etkilenen yerler bu sabah itibariyle “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edildi. İzleyip göreceğiz. Otelin yanına gelince pat diye sönen bazı yangınlardan sonra o otellerin yanına yenileri inşa edilecek mi? Ya da o oteller enlemesine genişleyecek mi?

Güzellikler de paylaşılmalı

İçimizi kavuran bu olayların yanında bugün iki güzel gelişme de oldu. Sadece kötülükleri değil, güzellikleri de paylaşmak gerek ki, çoğalsın.

Türk Bayan  Voleybol Takımımız, Olimpiyatlarda çeyrek finale yükseldi. Milli okçu Mete Gazoz Olimpiyat Şampiyonu oldu. 2016 yılında attığı tweet’te 2020’de Olimpiyatlardan altın madalya alarak dönmeyi hedeflediğini yazan Gazoz, planlı ve programlı çalışmasının meyvelerini topladı. Bize de gururlanması düştü.
Hayatımızda, “İyi ki varsınız” dediğimiz insanların çoğalması dileğiyle…