2024 yılında uygulanacak olan asgari ücret için göstermelik maraton başladı. Sonuçlanana kadar, şu şunu dedi, bu böyle söyledi; asgari ücret şurada şöyle, burada böyle; açlık sınırının üstü, yoksulluk sınırının altı türünden laflarla kafalar bir hayli ütülenecek.

Ancak konu ne kadar önemli olursa olsun, imam bildiğini okuyacak, cemaat ‘‘amin’’ diyecek, konu kapanacak…

Şimdiye kadar döngü hep böyle oldu. Bu kez değişir mi, sanmam.

Kanımca, kavramları kavrayamıyoruz ya da boş laflar olarak görüyoruz. Beslenmeyi karın doyurup mide şişirmek, barınmayı başını bir deliğe sokmak, sağlığı doktor dövebilmek, ulaşımı kırık dökük araçlarda balık istifi olmak sanıyoruz. Kültüre gelince, ‘‘Aman dergiye kitaba para verip göz yoracak da ne olacaksın. Tiyatro, sinema, konser dersen hepsi televizyonla ayağına geliyor. Üstelik dizim dizim diziler dizili’’ anlayışındayız…

Oysa ki…

Asgari ücret, yasal olarak çalışanlara ödenebilecek en düşük ücrettir. Emek, bu ücret düzeyinin altında bir bedelle alınıp satılamaz demektir. Bu sınır değer, bir çalışanın gıda, barınma, giyim, sağlık, ulaşım, kültür gibi zorunlu-temel insani gereksinimlerini asgari düzeyde karşılamasının maliyeti dikkate alınarak belirlenir.

Buradaki ‘‘beslenme’’, bir kişinin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği ölçüde yeterli ve dengeli olarak proteinden karbonhidrata tüm gıdaları almasıdır. Bir ekmeği çorbaya batıra batıra karın doyurmak değil. Etini, sütünü, sebzeni, ekmeğini, meyveni yiyecek, ağzını çalkalayıp öyle ‘‘şükür’’ diyeceksin, anlamındadır.

‘‘Barınma’’, insan onuruna yaraşır, güvenli, altyapı hizmetlerine sahip, sağlık koşullarına uygun, yaşama alanının sağlanmasıdır.

‘‘Sağlık’’, her bireyin hastalık, sakatlık, işsizlik, ihtiyarlık gibi nedenlerle geçim imkanlarından iradesi dışında yoksun kalması durumunda, tıbbi bakım ve gerekli sosyal hizmetlere erişebilmesidir.

Sanırım ‘‘ulaşım’’ı ‘‘anlatmaya gerek yok.

Ancak ‘‘kültür’’ü atlamayalım, kültür insanı insan yapan önemli değerlerdendir. Her insanın yaşamak için zorunlu gereksinimleri karşılandıktan sonra gerçekleştirmek istediği etkinlikleri anlatır; eğitim, okumak, gezi, sinema, tiyatro, spor gibi.

Özetlersek…

Asgari ücret insan gibi yaşamanın asgari sınırıdır. Bu sınır çoktan paramparçadır. Ayağa kalkıp sınır taşını yerine oturtmak ya da göstermelik maratonu seyredip ‘‘amin’’ diyerek doyunmak…

Asgari ücretin ortalama ücrete dönüştüğü bir dönemde, ikisi arasındaki seçimdir bütün mesele…