Seçim bitti, yeni yeminler edildi, yeni sözler verildi, yeni hükümet kuruldu, geçim derdi yeniden aklımıza geldi.

Geçim işlerinin bir numaralı sorumlusu Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati mührü Mehmet Şimşek’e teslim edip derin bir oh çekti.

Nebati’nin “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşımı’’ ne olacak diyorduk.

Şimşek mührü alır almaz yeni bir dönüş mesajı verdi; "Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır" dedi.

Hemen arkasından da Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mayıs ayı enflasyonunu açıkladı. Mayıs ayında fiyatlar ortalama yüzde 0.04 artmış. Yani nisanda markete gittiğinizde 100 lira harcıyorsanız, mayısta buna sadece 4 kuruş eklemişsiniz. Yıllık artış da yüzde 39.59’da kalmış.

‘‘Yersen’’ diyeceğim ama yemesek de yedirecekler.

Çünkü tüm yetkilerin tek elde toplandığı ‘‘partili cumhurbaşkanlığı sistemi’’nde hiçbir yeninin önemi yok. Yeni yemin, yeni söz, yeni mesaj, yeni bakan bakmayan…

Olacak olan şu:

Haziranda enflasyona bir TÜİK freni daha gelecek. Ücretler ve emekli maaşları TÜİK enflasyonuna göre ayarlanacak. Markete gideceksin, yeni maaşınla bir ay önce aldığından daha az ürün alabildiğini göreceksin.

İster söver, ister şükredersin…

Olacağı nereden biliyorum? 2001 sonunda bağlanan emekli maaşımla o gün ne alabiliyordum, bugün ne alabiliyorum diye her yıl hesaplıyorum. Her yıl ne kadar yolunduğumu görüyorum…

Maaşım 2001’de 70 kilo kıyma ediyormuş. Bu miktar 2022 sonun 37 kiloya, 2023 mayısında da 26 kiloya düşmüş. Şimdi Şimşek’le ne kadarı gidecek endişesindeyim.

Şimşek "Küresel zorluklar, jeopolitik gerginlikler, konjonktör, finansal istikrar. Orta vadeli program’’ falan dedi, içim cız etti.

Unutma! Bu tür sözleri kim söylerse söylesin, sonu öpücükle bitti.