Televizyonda bir doğa belgeseli seyrediyordum. Yerde bir bizon gövdesi. Bizonu deviren iki aslan dev gövdeyi parçalayıp karınlarını doyurmaya çalışıyor. O sırada bir sırtlan sürüsü ortaya çıktı, aslanlar ile sırtlanlar arasında amansız bir mücadele başladı.

Aslanlar gövdeden bir parça koparıp yutmaya çalışırken, çember oluşturarak mevzilenen sırtlanlar farklı yönlerden bizon gövdesine hücum ediyor. Aslanlar sırtlanlara doğru hamle ediyor. Sırtlanlar kaçıyor. Sonra aralarında kuşların da yer aldığı başka yırtıcılar mevzilenmeye başladı.

Bu döngü böyle sürerken, fazla dayanamadım, haber kanallarına geçtim.

Ana gündem deprem. Karşıma depremzede konutları haberi; ‘‘şu firma şurada şu kadar, falanca firma falan yerde falan sayıda konut yapacak. Maliyet şöyle, ödeme böyle’’ diye bilgiler veriliyor; peşinden eleştiriler sıralanıyor. Uzmanların deprem bölgelerinde şu dönemde başlanılacak olan inşaatlarla ilgili tehlike uyarıları aktarılıyor.

Peşinden bir İstanbul haberi geldi. Kullanım hakkı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) olan tarihi yapılarla ilgili. ‘‘Bu yapıların kullanım hakkı İBB’den alınıp bazı vakıf ve derneklere, ucuza ve uzun vadeli olarak kiralanacak’’ deniyor.

Arkasından, AKP iktidarının ısrarla yok etmeye çalıştığı Atatürk Havalimanı ile ilgili bir habere geçildi. Haberde, bir pistini kırıp hastane binası yaparak kullanılamaz hale getirdikleri havalimanına şimdi de cami yapımına başlandığı anlatılıyor. Hinliğe bakın; güya cami yıkılamayacağı için havalimanı da bir daha açılamayacak, hesabı yapılıyor. Mızrağın ucuna Kur’an sayfası takarak saltanat savunulmasından sonra, vurgunlara cami ambalajı…

Seçimle ilgili haberlere geçildi. Yeniden Refah Partisi (YRP) ile AKP görüşmeleriyle ilgili bir haber. Habere göre YRP, AKP’yi desteklemek için ‘‘6284 sayılı kanun; Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’’un kaldırılacağı sözü verilmesini istemiş. AKP yetkilileri ‘‘Hallederiz’’ demiş.

Görüşmenin içeriği, verilen sözler sızdırılıp kadınlar ayaklanınca AKP yan çizdi de ben başka bir duruma dikkati çekmek istiyorum:

Birden belgeseldeki bizon gövdesine dört bir yandan hücum eden yırtıcılar gözümün önünden geçti. Herkes gücüne göre bir parça koparmaya çalışıyor.

Belgeseldeki doğal bir yaşam döngüsü. ‘‘Her şey başkası için var’’ oluşumunun gereği. Peki ülkedeki bu yağma görünümündeki saldırılar neyin nesi?

Kaynaklar yangından mal kaçırılırcasına birilerine yönlendiriliyor, cumhuriyetin her alanda sağladığı kazanımlar tırpanlanıyor, daha da tırpanlanmaya çalışılıyor.

İkincisi daha da ağır geldi, televizyonu kapattım…