Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), kökleri kurtuluş ve kuruluş hareketine uzanan bir örgütlenmedir.

Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918'de Mondoros Mütarekesi’ni imzalayarak İtilaf Devletleri’ne teslim olur. Teslimiyet üzerine işgaller; Anadolu ile Rumeli’deki çeşitli yerleşim yerlerinde ise işgallere karşı ‘‘müdafa-i hukuk cemiyeti’’ adıyla örgütlenmeler başlar.

Bu dağınık örgütlenme, Sivas Kongresi’nde (7 Eylül 1919) ‘‘Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adıyla tek çatı altında toplanır. Erzurum Kongresi’nde oluşturulan ‘‘Heyeti Temsiliye’’, tüm cemiyetleri ve yurdu temsil edecek şekilde büyütülür. O Heyeti Temsiliye, Millet Meclisi’ni kurar. Birinci Meclis’in tüm üyeleri, Müdafa-i Hukuk cemiyetlerinin seçtiği veya önerdiği isimlerdir.

*

Kurtuluş Savaşı’nın sona ermesiyle her alanda yeni devlet yapılanması başlatılır. O yapılanmanın siyasi ayağında, Mustafa Kemal ve bir grup milletvekili tarafından Halk Fırkası kurulur (9 Eylül 1923). Adı 1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası, 1935’te Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olarak değiştirilir.

Kuruluş ilkelerini, Mustafa Kemal’in 8 Nisan 1923'te yayımladığı ‘‘Dokuz Umde’’ adlı bildiri oluşturur. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş ilkeleridir.

CHP, çok partili hayata geçilene kadar tüm siyasi eğilimleri içinde barındırdı. Çok partili hayata geçişle kopmalar başladı. Bazıları temel ilkelerin uygulanması ve yorumlanmasındaki farklılıklar nedeniyle, bazıları bu ilkelerden bir kısmına karşı olduklarından CHP’den ayrılıp örgütlendi. CHP de devletin kuruluş ilkelerini savunan merkez partisi olarak kaldı.

Bu yüzden tek parti döneminin doğru veya hatalı, tepki çekmiş olan her uygulaması, çok partili dönemin CHP’sine fatura edilmeye çalışıldı.

*

Geçiş dönemlerinde, kısa süreli veya vekaleten genel başkanlık yapanları bir yana bırakırsak (Celal Bayar, Kamil Kırıkoğlu, Mustafa Üstündağ, Hikmet Çetin, Cevdet Selvi, Altan Öymen)

CHP’nin genel başkanları Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu. İlk iki isim devletin kurucu kadrosunun başı. Ecevit’in bir dedesi Osmanlı paşası, babası cumhuriyet dönemi profesörlerinden ve milletvekili, kendisi memur.

Deniz Baykal siyaset bilimi doçenti olarak politikaya atılmıştı; devlet kökenli. Kemal Kılıçdaroğlu yüksek bir bürokrat olarak siyasete girdi ve o koltuğa oturdu.

*

Partinin temel politikası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri; başkanları devlet görevinde şekillenmiş kişilikler, yönetici kadroları genellikle bürokrat kökenli olunca, muhalefet şekli ister istemez belli çizgiler içinde yapıldı, belli seçmen kesimiyle iletişim eksik kaldı.

*

Özgür Özel, CHP’nin bürokrasi kökenli olmayan ilk genel başkanı. Serbest meslek sahibi. Mesleğinin temsilcisi olan sivil toplum örgütünde yükselip siyasete atılmış, genç, dinamik biri.

Güç birliği yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da aynı şekilde serbest piyasada yetişmiş, belediye başkanlıklarıyla kamu yönetimine girmiş bir siyasetçi.

Partinin yönetim kadrosuna seçilenleri, kendilerinin oluşturduğu listeyi ve listelerinden kaç kişinin yönetime girdiğini bilmiyorum.

CHP’nin kurultay sürecinde en çok tartışılan konu ‘‘değişim’’ olduğu için Özel ve İmamoğlu’nun piyasada pişip siyasete girmiş olmalarını dikkati çekici buldum.

Bunun gerçek bir değişim olup olmadığını, tabanı ve tavanıyla CHP’nin ne kadar değişilebileceğini, yeni yönetimin muhalefet etme yöntemleri, iktidara hazırlıkları ve iletişim başarıları gösterecek…

Bir de dünyadaki değişim ve sancıları var. Bunu da gözden uzak tutmamak gerekiyor…

*

Meraklısına…

Atatürk’ün yayımladığı dokuz umde şöyledir…

1. Hâkimiyet milletindir!

2. Milli hayata ve mukadderata Türkiye Büyük Millet Meclisi egemendir.

3. Kanunlarda, teşkilâtta, idarede, eğitimde, iktisatta, milli hâkimiyet esastır!

4. Saltanat diriltilemez.

5. Mahkemeler, muhakeme şekli ve kanunlar düzeltilecektir.

6. Aşar kaldırılacak, milli bankalar güçlendirilecek ve demiryolları arttırılacaktır.

7. Tevhid-i Tedrisat sağlanacaktır.

8. Askerlik süresi kısaltılacaktır.

9. Şerefli bir barışın temeli mali, iktisadi ve idari istiklâl-i tamdir!