Ben duran saatleri fazlasıyla severim.Onlar dururken sanki zamanı da beraberlerinde durdurmuşlardır hissine kapılırım.Çünkü duran saat’inyelkovanı bir taraftayken akrebi başka bir taraftadır saat’in.Yani ayrıdırlar.Ben gibi onun gibi bir araya gelmiyoruz gelemiyoruz kim ? bilir belkide gelmek bile istemiyoruz candan ve kalbi isteseydik…
..............................................................
Ölmek sadece nefes almamak ve toprağın altına yani bir kabre girmek demek değilmiş.Bazen çıkış yolu olmayan bir gönülde esir ve tutkulu ve sevdalı olarak da kalınabiliyor ‘’ No way out ‘’ gibi.
İşte şimdi zaman zamansızlık vakti
Haydi gel yanıma istersen sarılma
Ama gel yanıma yaşadığını bileyim
Bilmek istiyorum nefes aldığını ölmediğini
Bırak saçlarını gümüş rüzgarlar tarasın
Çok uzaklardan bir dram şarkının sözlerinde
Buluşalım ayrı olmayalım demek isterdim
Zaman sensizlik zamanı olsada gel hemen gel
Saatler durmuşken vakit vakitsizken gel
Ve ve asla gitme dönüş yolunu kapat da gel
Gitme ne olur gitme hiç bir yere hiç bir zaman
Zamana isyan zamanlara kurşun kahrolsun -
Zaman yok olsun dursun bitsin artık zaman
17 - Mayıs - 1983 - Mehmet Ekmen - Viyana/Avusturya
Kişinin kendisiyle kendinden kaçtığını sanması ne çok garip değil mi ?
Onu unutmak için kaçış sendromu yaşıyordum.Ülke değiştirdim , şehir değiştirdim nafileymiş bu değiştirmeler.Belkide acılarını sancılarını ve içinde aşkını sevdasını barındıran adeta gönüllü mahzen olan bu bir parça et’ten oluşan aptal yüreği değiştirmek gerekiyormuş …işte onu yapmadım ya da yapamadım belkide yapmak istemedim.
..........................
Hey!! Türko balkonuma gel sana ellerimle Türk kahvesi yaptım birlikte içelim diyen Bayan VERONİKA’nın sesiyle uyandım gördüğüm belirsiz rüyalardan.
- Tamam geliyorum dediğimi hatırladım Bayan VERONİKA’ya…
Karşılıklı Türk kahvesini içiyorduk karşılıklı ve uzaktan kalp atışlarımı hızlandıran bir müzik adeta gözlerimi ıslattı.Love story çalıyordu
...................................................
Biliyordum ki hasta olan ben ; Doktor olan da bendim benden başkası değildi ama ilaç ve şifa oydu ondaydı ve o yoktu asla bir daha da olmayacak olamayacaktı.Keşke hastalar cesur olsalar ve hastalıklarının şifa bulmayacaklarını da bilip kabullenseler benim gibi.
.....................................................
Tik-tak,Tik tak sesleri geliyordu saat’ten meğerse saat çalışıyormuş durmamıştı ve vakit vakitsizlik vakti değildi aksine öten horoz sesleri sabahın yaklaşmakta olduğunu bağıra bağıra belirtiyordu.Yine hayal yine ruhsuz bir ruh haliyle gözlerimi yanıltmış ben’dim saatlerin durdurduğunu sanan ve herşeyde olduğunca yine ben’dim yanılan…
Çoğu kez düşeriz yere
Kimse tutmaz elimizden
Ama hiç kimseler tutmaz
Bakarda geçerler alaylı bir edayla
Bin bir soru filizlenir durur
Beynimizde cevapları asla ol(a)mayan
Ne de çok acıdır kapanan gözlerde
Sönmesi yeryüzündeki tüm ışıkların
Karanlık !! karanlık !! ve olmayan gün ışığı
Beklemek kimi ? ölümü peki neden ?
Olmayan yaşama sevinciyle beklemek
03 - Eylül - 1997 - Mehmet EKMEN - STOCKHOLM-İSVEÇ/KAROLİNSKA DÜNYA KANSER MERKEZİ-
..................................................
Gizemlerle dolu olan biz insanların Dünyalarına vakitli vakitsiz ve izinsiz girenlere demem o ki : sakın kapılar size açılmadan asla içeri girmeyin.Yok eğer kendi başınıza buyruk olarak mutlaka bir şekilde girerseniz.Sağ girer ölü olarak çıkarsınız bizim gizemlerle dolu Dünyamızdan bu sizin intiharınız olur.Lütfen içeri girmeyin.