Ben siyasetten pek  anlamam.

Çünkü oldukça ‘düz’ bir adamım.

Böyle olunca da bir kesere sap olunmuyor işte.

Olsun, -dünden bugüne- vicdanım rahat, yastığa kafamı koyar koymaz, saniyeler içinde uyuyorum.

*

Kendimi anlatmayacağım elbette, çünkü konu ben değilim...

*

Şu  anda her ne kadar vatandaşın gündemi ekonomi,

Hayat pahalılığı,

İşsizlik vb.leri olsa da; Ayasofya’nın camiye dönüştürülerek ibadete açılmış olması, gündemde yerini almış durumda.

*

Konuyla ilgili Partili Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, 31 Mart 2018 yerel seçimlerinden önce, bir televizyon kanalının ‘Seçim Özel’ programında çok doğru tespitler yapmıştı.

Yapılan tespitler; insanın aklına ve mantığına -ülkenin hiç yok yere karşılaşacağı uluslararası sıkıntıların önünü alacağından- çok doğru tespitlerdi.

*

Neydi o tespitler?

*

“(...)“Bunları da aşmak bizim için sorun değil, ama getirisi götürüsü nedir? Bunun bir götürüsü var. Onun faturası çok daha ağır. Dünyanın çeşitli yerlerinde bizim binlerce camimiz var. Bunu söyleyenler acaba o camilerin başına ne gelir düşünüyor mu? Bunları düşünmeden söylüyorlar.

Bunlar dünyayı tanımıyorlar. Muhataplarını bilmiyorlar. Ben bir siyasi lider olarak, bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim.” şeklindeydi.

*

Oysa, 10 Temmuz 2020 tarihinde, Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesine dair 24.11.1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti.

*

Şimdi:

1-            Acaba Sayın Erdoğan’ın, 31 Mart 2018’de Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla ilgili çekinceleri ortadan kalktı da mı, bugün bu karar alınmış oldu?

2-            Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan binlerce camimizin başına herhangi bir şey gelmeyeceği ile ilgili yürütülen -ki yürütülmüş olmalı- uluslararası diplomasi  başarısıyla güvence altına  mı alındı?

3-            10 Temmuzda alınan bu karar, acaba bu güvence doğrultusunda mı uygulamaya konulmuş oldu?

4-  Çünkü “Bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim.” diyen Sayın Erdoğan, 2018’deki çekincelerini nasıl giderdiğini, daha sonra kamuoyuyla paylaşacak mıdır?

*

Ezcümle efendim, 31 Mart 2018’den, 10 Temmuz 2020’ye ne değişti?

*

Hani bu durumu bilsek de biz de rahatlasak,  diyorum.