Hayırlı bir işe başlarken, işin murat edildiği gibi hayırlı ve bereketli olması için, manevi destek sağlamak amacıyla her dinde, inanılan yaratıcı güce bir yakarış (dua) vardır. 

Müslümanlarda bu, besmeledir. Bismillah, ‘‘besmele’’nin halk arasında yaygın olarak kullanılan kısaca söylenişidir. Aslı ‘‘bismillahirrahmanirrahim’’dir. Türkçesi ‘‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla’’dır.

Yorumlara göre bu, "Ya Rabbi (Tanrım), şu an bir iş işleyeceğim. Senin ismini anıyor, iznini ve desteğini istiyorum" demektir.

Ülke olarak 14 Mayıs’ta seçime gidip bir oylama yaptık. Ancak kazananı olmadı. Her türlü hukuksuzluğu yapıp, tüm kuralları çiğneyen iktidar bloku; onca güç ve faullü harekete rağmen puan kaybetti.

Ne hikmetse maç süresince tekmelenip çelmelenen; diz, dirsek ve bel altı vuruşlara maruz kalan oyuncu kaybetmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.

Bazı tanıdıklar, ‘‘Yine kaybettiniz, yine kazanamadınız, yine yenemediniz’’ gibi laflarla takılıyor...

Gülümseyip geçiyorum.

Siyasetten kişisel bir beklentim yok, bundan sonra da olmaz.

Hayatımda boyunca doğru bildiklerimi yapmaya, söylemeye; başarabildiğim kadarıyla da doğru bildiğim şekilde yaşamaya çalıştım.

İstesem güçlülere yaltaklanıp yavşaklaşır, maddi olarak çok geniş olanaklara kavuşabilirdim; yapmadım. Bilerek hak yemedim, haklarımın yenildiği oldu ama korumak içinde mücadeleden asla geri durmadım.

İlk kez bir seçim sürecinde, bir adaydan yana açıkça taraf oldum; 14 Mayıs’taki seçimden önce Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledim, o doğrultuda yazılar yazdım.

Çünkü…

Bu seçimde bir yönetici seçilmeyecek, bir yönetim biçimine karar verilecekti.

Ülkedeki kırık dökük demokrasi iyileşeceğine, dinci diktatörlüğe evriliyor. Cumhuriyet ‘‘kimsesizlerin kimsesi’’ olmaktan çıkarılıp boş bir etikete dönüştürülüyor.

Hukuk sistemi ve ekonomi çöküyor, ahlak ve din anlayışından yurtseverliğe tüm değerlerin içleri boşaltılıp yer ile yeksan ediliyor.

Ya bu geriye gidiş hızlanarak sürecek ya da durdurulup yeniden çağdaş uygarlık hedefine yönelinecek.

İlk maç 0-0 bitti. Öyle bitmediyse de öyle denildi. Resmi olarak karar verilemedi, kazanan yok. Şimdi kesin sonucun alınacağı ikinci maça çıkılacak; 28 Mayıs’ta yeniden seçim yapılacak.

Tekrarlıyorum…

Yurttaş olarak haklarımı istemek dışında siyasetten kişisel bir beklentim yok, bundan sonra da olmaz.

Bu ülkede ortalama bir hayat sürdüm, sürüyorum ve sürmeye devam edebilecek durumdayım.

Bunu cumhuriyetin sunduğu olanaklar sağladı. O yüzden borçluyum.

Cumhuriyete borçluyum, ülkeme borçluyum.

28 Mayıs seçimi bu açıdan kesin bir yol ayrımı. Sadece yönetici seçmeyecek, yönetim biçimine karar vereceğiz. Bir tarafta karanlık, bir tarafta umut ışığı var.

Cumhuriyetin boş bir etikete dönüşmemesi, kimsesizlerin kimsesi olmaya devam etmesi için umut, ışıktan yana tarafım. Ülkede hukuk egemen olsun, kaynaklar adil paylaşılabilsin, çocuklar daha iyi ortamlarda, daha iyi olanaklarla büyüsün diye doğru bildiğimi anlatmaya devam ediyor...

28 Mayıs için ‘‘Haydi bismillah!’’ diyorum!..