Dünya neden tehlikeli bir yerdir? Bu soruya en güzel yanıtı Eisntein vermiştir.  Bu yanıttan önce ders niteliğindeki bir kaç sahneyi hatırlayıp sonra Einstein in yanıtına gelelim. 

Ders:1

Gladyatör filmini bilirsiniz. Çoğunuz seyretmiştirsiniz. Herkesi yenen köle gladyatör son olarak kralın karşısına çıkar. Ancak dövüş hileli başlar.. Gladyatör dövüş başlamadan hile ile sırtından yaralanır. Gladyatör yaralı olarak mücadeleye başlar ve bir süre sora da yere düşer ve kral kılıcı ile boynunu kesmek üzereyken Arena ayaklanır. Çünkü olan biteni  Arena’daki izleyicler fark etmiş. Bütün arena ayağa kalkarak olaya müdahale etmektedir. Dev arenanın Gladyatörün öldürülmesine karşı ayağa kalkıp’Hayır’diye aren yı inletmesi kralı geri adıp atmaya zorunlu kılmış ve gladyatörün hayatı seyircinin müdahalesi ile kurtulmuştur.  Gladyatör örneği makale konusu için ders 1’dir.

Ders:2

12 Eylül öncesi Rahmetli Bülent Ecevit yaklaşan darbeyi görmektedir. Bir sendika toplantısında işçilere, ‘Tribünde izlerseniz, bir gün gelir birisi düdüğü çalar ve maç bitti der’ diyerek işçi örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını ve demokrasi taraftarlarını izleyici olmaktan çıkıp hayata müdahale etmesi uyarısında bulunmuştur. Çözüm hayata müdahaledir. Bu örnek makale konusu için ders 2'dir. 

Ders:3

‘Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiç bir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir” Albert Einstein.

Çok yerinde ve haklı bir söz.  

Eğer hayatta kötülükler oluyorsa, çirkinlikler dört bir yanı çevirip duruyorsa,  her gün etrafımızda binlerce; haksızlık, adaletsizlik, hoyratlık, ahlaksızlık, vicdansızlık yaşanıyor ve bu böyle sürüp gidiyorsa, bunda en büyük pay bunları seyredip te ses çıkarmayanlara düşer. Bu söz makale konusu için ders üçdür ve aslında işin özetidir.

...

Geçtiğimiz günlerde 1 Mayıs nedeniyle gereksiz bir genelge yayınlandı.  1 Mayıs gösterilerinde herhangi bir müdahale olması durumunda güvenlik görevlilerinin görüntülerinin çekilmesi yasaklandı. TGC başta olmak üzere  basın örgütleri bu genelgeye tepki gösterdi. Meslek kuruluşları, bu genelgenin, ‘Anayasaya aykırı ve anayasal bir hak olan basın özgürlüğünü engellediğini’ açıkladılar. 

Gazetecilik meslegi olaylara ayna tutar. Gerçek hayatta ne oluyorsa bunu kamuoyu ile paylaşır. Ama bu ayna herkese eşit şekilde tutulur. Onu çekme, bunu çekme gibi sınırlamalar olmaz.  Basın özgürdür asla sansür edilemez. Bu özgürlük halkın haber alma hakkı nedeniyle tanınan bir özgürlüktür. Gazetecinin değil, halka ait bir özgürlüktür.  Gazetecilik  hayata nüdahale mesleğidir. Güvenlikçiler gibi, hukukçular gibi.  Gazeteciler; haberleri ile, görüntüleri ile, yazıları ile hayata müdahale ederler.  Eğer gazeteci de hayata müdahale etmeyecekse kim edecek?

...

Hayata müdahale etme sınırlaması bir başlarsa bunun ucunun nereye gideceğini kestiremezsiniz.. Olumsuzluklara müdahale etmek sadece güvenlik güçleri ve hukukun görevi değildir. Toplumun her kesimi, her vatandaş hayata müdahil olmalıdır. Elbette gazeteciler bu anlamda en önemli görevi yapanlar arasındadır.  Gazeteciler bugün geçerli saiklerle bile olsa  'bunu çekmesin' diye başlarsanız, yarın 'Bunu çekmesin' talebinin nereye gideceğini kestiremezsiniz. 

İyilik yapılmalıdır. İyilerin yanında olunmalıdır. Doğa, bitki, hayvan, insan,  kadın, çocuk , güçsüzler korunmalıdır. Sessizlerin, sesleri duyulmuyanların sesi duyurulmalı, duyulmalıdır. Herkes çevresinde olup bitene karşı duyarlı olursa inanın hayatta kötülük en asgari düzeye iner. Ama seyrederse; ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ derse o yılan gün gelir bunu diyeni de sokar.

..