Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, ilçede önemli bir değişime yol açacak Millet Bahçesi projesinin ihalesinin 21 Şubatta yapıldığını, Viyadük Projesinin de içinde bulunduğu Büyükçekmece Mimarsinan’dan- Kınalı’ya kadar D-100 karayolunu yenileyecek projenin ise ihalesinin bahar aylarında gerçekleşeceğini müjdeledi. Yılmaz ihalenin ardından da ilk kazmanın yaz aylarında vurulacağını açıkladı.

TB Encümen Üyesi olarak, yerel yönetimlerin siyasetin fonlandığı alana dönüştüğünü ve bütün belediyelerin borç batatığında bulunduğunu ifade eden Başkan Yılmaz, “Herkes başını önüne koyup düşünmeli. Durum endişe verici’ dedi.  

Silivri’ye verdiği sözleri yerine getirmek için tüm belediye çalışanlarıyla birlikte soluksuz çalıştığını söyleyen Başkan Yılmaz, ‘Bir şey değişecek her şey değişecek dedik. Silivri Belediyesi’nde en başta zihniyet değişti. Hepimiz Silivri halkının hizmetkarı gibi çalışıyoruz. Belediyenin her kuruşunu kendi kuruşumuz gibi harcıyoruz. Boranların ve çıkar çevrelerinin değil, Silivri halkının sorunlarını çözmek için görev yapıyoruz. Bütçemiz iki yıl fazla verdi.  İstanbul’da çöp gibi önemli bir hizmeti kamulaştıran ilk belediyeyiz.” Dedi.  

Elektrik, doğalgaz, su faturalarının çok yüksek olduğunu da belirten Yılmaz devletin enerji, savunma, gübre ve tüm stratejik alanlarda söz sahibi olması gerektiğini ifade etti.

Türk halkının birlikte üretmekten ve ürünlerini birlikte pazarlamaktan imtina ettiğini söyleyen Yılmaz, “ 1 liraya tarladan alınan sebze 5 liraya İstanbul haline geliyor. Arada aracılar parası var diye haksız kazanç elde ediyor. Vatandaş ta yüksek fiyatlara ürünlere ulaşıyor. Kooperatifleşme gerekiyor. Ürünlerin vatandaşa ulaşımında aracıya müdahale etmek üreteni de, tüketeni de korumak adına önemli. Aksi takdirde ürünleri yüksek fiyata almaya devam edeceğiz” diye konuştu.

İstanbul'da MHP’li ilk başkan olduğunu, önümüzdeki seçimlerde İstanbul’da yeni adaylar çıkacağını da ifade eden Yılmaz, ‘istanbul’da ilkim ama tek olmak istemiyorum. MHP’li başka başkanların da seçileceğine inanıyorum."dedi.

Silivri Belediye Başkanlığı yanı sıra Türk Belediyeler Birliği Encümen üyesi, İBB MHP Grup Başkanı da olan ve MHP’nin 53 yıllık tarihinde İstanbul’da ilk belediye başkanı seçilen Volkan Yılmaz, üç yıllık icraatlarından, Silivri halkının sorunlarına, adaylığından-seçim sürecine ve gelecek seçimlere ve genel gündeme ilişkin Erhan Kızılyar'ın sorularını yanıtladı. 

***

Çocuklar iyi varsın Covit dediler mi?

-30 yılı aştı  gazeteciyim ama MHP’lilerle fazla da söyleşi yaptığım olmadı. Bir Hayati Arkaz bey ile yapmıştım ki, Sayın Arkaz o zaman ANAP Belediye Başkan Adayı idi (1999) . Bir de Hacıbektaş’i Veli Postnuşini Timur Can Ulusoy ile yapmıştım. (2007)

Yılmaz:-2007’de ben de o dönem 3. Bölge Seçim Koordinasyon başkanıydım. Aynı zamanda MHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı idim.

 -Şimdi siz Silivri Belediye Başkanı oldunuz. Görevde üçüncü yılı doldumak üzereyken bir söyleşi yapmak ta bize kısmet oldu. Bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle küçük çocuğuz Efe bir covit geçirdi. Bir hafta kadar karantina da kaldınız.  Geçmiş olsun. 3 yıldır hep dışarlarda bulunuyorsununuz. Günde ne kadar çalışıyorsunuz, çocuklara vakit ayırabiliyormuydunuz, Covit nedeniyle bir hafta çocuklarla kalınca ‘İyi ki varsın covit " dediler mi?

Yılmaz:-Öncelikle sizlerle bir arada olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade edeyim. Mesai kavramına gelince  biz seçimlerde Silivri’de yaşayan vatandaşlarımıza bir söz vemiştik.  Sözlerin askıda kalmaması gerekiyordu. Ben sözlerimin vaadlerimin kendim takipcisi oluyorum. 2023’e doğru, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin 100' yılı  vesilesiyle 23 projeyle Silivri halkının huzuruna çıktım. Ve bu 23 yıl projeyi ki siyasetçiler genelde vaadlerini pek hatırlatmazlar ben ise yaptıklarım ve yapamadıklarımla bunları sürekli hatırlatıyorum. Tabi bu da şu vaatlein hayata geçmesi için yoğun bir mesai ve yoğun bir tempo gerekiyor. Bu konuda benim en büyük destekçim uzun yıllar siyasetle uğraşıyorum. İki defa milletvekili adayı oldum. Eşim Ezgi hanım, bu konuda sürekli destek oluyor. Bir siyasetçi olarak, başkan olarak; çocuklarıma  yeterli zamanı ayırmaya çalışsam da, bu zamanın çocuklara yetmeyeceğini biliyorum. Çocuklar;  annenin babanın varlığını her daim olmasını istiyorlar. Şöyle de bir şey var Erhan bey. Ben sosyal çevreme, iş dünyasındaki arkadaşlarıma üniversite arkadaşlarıma şunu söyledim. “Ya bu başkan oldu bizi tanımıyor, bizi aramıyor, sormuyor, yemeğe çıkmıyor ama bilin ki, şunu baştan söylüyorum ben işim Silivri’deki belediye başkanlığı ve ailem dışında bir sosyal hayatı kendime beş yıl yasaklıyorum.” Onun için bulunduğumu mesainin dışında bir saat bile olsa, hemen çocuklarıma aileme koşuyorum. Sabah belki erken kalkıyorum, onları okula bırakmaya çalışıyorum. Orada geçireğim bir on-onbeş dakikayı bile fırsat bilip bu şekilde bu açığı kapatmaya çalışıyorum. Pandemi sürecindeki;  sokağa çıkma yasakları, kısıtlamalar, iftar yemkeleri olmadı,  gece toplantıları olmadı, festivaller olmadı. Bu kısımda işten mesaiden sonra gece kısmı çocuklarıma kaldı ama yine de çocuklara yetmiyor. Çocuklar çok mutluydu.

Adaylık öncesi içindeki endişe!

-Geriye dönelim biraz. Adaylık fikri nerede, ne zaman, nasıl oluşmuştu?

Yılmaz:-Bu noktada yerel yönetimlerin Türkiye’de son geldiği nokta esasında endişe verici. Bunu şapkayı herkes önüne koyup irdelemeli. Çünkü, Yerel yönetimler maalesef; siyasi partilerin fonlandığı , siyasetçilerin belediye başkanına tahakküm ederek birtakım ilişkilere girdiği bir alan oldu. Bu nedenle ‘ Bu iş bana göre değil’ diye düşünüyordum.  ‘Bu çark beni zorlar mı? diye düşünüyordum. Ama tabi Silivri Belediyesi adaylığı cumhur ittifakınca MHP’ye bırakıldığında Genel Başkanım Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatı  ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın oluruyla Silivri Belediye Başkan adayı oldum.

“Baronların değili, Silivri halkının başkanı olacağım diye söz verdim”

Yılmaz:-O günden bugüne de sizlerde takip ediyorsunuz. Ben alışılagelmiş bir belediye başkanlığı yapmıyorum. Adayken söylemlerim şuydu. ‘Bana en çok beni destekleyenler, yani yanımda 7/24 koşanlar ve teşkilat yöneticilerim  kızıyor olacak. Ama vatandaşım kızıyor olmayacak. Eleştiri anlamında.” Çünkü ben vatandaşın isteklerini karşılamak için buraya geliyorum. Seçim otobüsünün üzerinden haykırdım. “Ben baronların, kişilerin, çıkar çevrelerinin değil, Silivri’de yaşayan vatandaşların belediye başkanı olacağım” dedim ve bugün icraatlarımla da  söylemlerimi boşa çıkarmadığımın altını çizmek istiyorum. Üç yılı doldurduk. Cenabı Allah izin verirse hiç eğilmeden, hiç bükülmeden bu şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

6 puan geride gösteren anketçiye ne dedi

-Adaylık sürecinizde çalışmaları yürütürken 'Ya ben bu seçimi kazanıyorum’ fikri ilk ne zaman oluştu.

Yılmaz:-Şöyle adaylığım açıklandığı gün seçim çalışmalarına başladım. İnanın bir gün dahi ben bu seçimi kaybedebilirim fikri hiç bir gün kafamın ucundan geçmedi.

-Araştırma mı yaptırtmıştınız?

Yılmaz:-Hayır hiç bir araştırma yaptırtmadım. Biz mütevazi bir seçim kampanyası yaptık. Basın mensubu arkadaşları topladım. Benim büyük bütçelerim yok. Her şeyde serbestsiniz, yazdığınızı yazarsınız, yazmadığınızı yazmazsınız. Benim mütevazi bir seç im kampanyam olur, çarıkları giydim ben devam edeceğim dedim.

Ve bakın anketler açıklandı, karşımdaki Millet İttifakının Adayı Özcan bey, yüzde 11 mi, on üç mü geride olduğumuzu bir anketi açıkladı. Bir arkadaşımda bana hediye olarak bir anket yaptırdı. Ankara’dan arkadaşım. Ordaki ankette de denildiki ‘Şu kadar geridesiniz.’ Son hafta. Altı puan gibi.  Dedim ki, ‘Bak güzel kardeşim seçime dört gün var. Yani bu konuları hiç konuşmayalım. Sen de seçim bittikten sonra başarısız bir anketin sahibi olma. Ben bu seçimi kazandım.” Kalktım odadan çıktım.  Yine de şöyle; inanan arkadaşlarım vardı, inanmayanlar da vardı ama ben bir gün bile Eren de yakından takip etti. Hiç bir gün seçim kaybedildi diye düşünmedim. Sadece sabahın ilk ışıklarından itibaren bir toplantı daha fazla yapmaya,  bir eve daha fazla gitmeye çalıştık. Ben bu işi kazanacağıma dair inancım hiç bir gün kaybolmadı. 28 Aralık ta adaylık açıklandı. Bir gün Ankara’da MYK toplantısı vardı ona katıldım. Onun dışında üç aylık bütün seçimi Silivri’nin köylerinde mahallelerinde geçirdik. Tabi zor bir seçimdi.   “Özcan bugün nerede, Özcan bugün ne söyledi. Bugün nereye gitti” Hiç ilgilenmedim.

Biz sıfır kilometre adaydık, Özcan bey ise icraatları eleştirilen adaydı

-Peki sayın Başkan,  dikkatimi çektimi o süraçte ne Özcan bey sizi bir kelime bile eleştirmedi, hatta övdü. Sizden de bir kelime olumsuz eleştiri duymadım.  Ben böyle kampanya görmedim. Rakibi eleştirmede seçim kazandınız.?

Yılmaz:-Ben mikrofonu elime aldığımda Silivri’de taş üstüne taş koyan, Silivri’ye bugüne kadar hizmet eden herkese teşekkür ettim. Biz hiç bir mitingimizde; özel hayat, bel altı, ya işte yolsuzluk, öte- beri tek kelime etmedim. Hatta bir mitingde çok gür bir sesle bir arkadaşımız rakibimle ilgili olumsuz bir ifade kullandı. Konuşmamı keserek müdahale ettim. Ardından da konuşmaya devam ettim.Özcan bey’in olmadı.  Tabi biz sıfır kilometre bir adaydık. Özcan bey ise on yıllık görevde olan, icraatları çok eleştirilen bir adaydı.  Ha biz şunu eleştirdik. Özcan bey’in yarım kalan bir projesi var ise ÖzCan bey’e oy verin. Özcan bey kültür merkezi yapmış ise ona oy verin, Özcan bey yüzme havuzu yapmış ise ona oy verin dedik. Silivri’de yapılamayanları -yapılmayanları ve çocukların,  gençlerin, annelerin ihtiyacı olan şeyleri anlattık. Özcan bey’in Silivri’ye yapmadıkları, yapamadıkları konusunda ve bunları bizim yapma konusunda irademiz olduğunu ifade ettik. Dediğiniz gibi, atmosferin yükselmediği seviyeli bir seçim oldu. Bir seçim iritbat büromuz taşlandı. Gittim, uzlaştırıcı ifadelerde, Silivri’de provoke edilmeye çalışılan bir seçimi tamamladık.

Bir kişi değişti, neler değişti

-29 Mart 2019 seçimlerinde bu odada koltukta başkan değişti. Peki odada başka neler değişti. Kurumun içinde neler değişti. Bir özetleyebilirmisiniz?

Yılmaz:-Biz ‘Bir şey değişecek her şey değişecek’ demiştik. Ama bu herşeyin maddi anlamında değil, ruhen ve yapılış şekliyle değişeceğini ifade etmiştik. Makam odasında hiç bir şey değişmedi. Koltukların yüzü kirlenmşti değişti. Makam koltuğu değişti. Özcan beyin boyu benden kısa olduğu için küçük bir koltuk vardı. Ama pahalı bir koltuk değil. Onun dışında değişen bir şey yok.

Belediye binasında zihniyet değişti

Yılmaz:-Ama şu değişti. Silivri Belediyesinin fiziki yapısı, on beş yıl önceki binanın tuvaletlerinden tutunda misafir ağırladığımız bir bölümü, tüm hijyen şartlarıyla, ısıtma-soğutma sistemlerini değiştirdik. Ama en önemlisi binanın içindeki anlayışı değiştirdik.

Bu binanın içindeki anlayış Silivri Belediyesi’ndeki çalışanlarımızın Silivri halkının hizmetkarı olduğu, onsekiz saat çalışan belediye başkanının ile beraber onlarında çalışması gerektiğini, arkamda parti ayrımı yapmadan çalışacak personel olması gerektiğini belirttim.  “Herkese aynı davranacağım kimsenin ekmeğiyle oynamayacağım. Koşuyorum arkamda oturan, arkamda yürüyen bir arkadaş istemiyorum” dedim.  CHP’liler aynı personelle bu hizmetlerin yapılmasını eleştiriyor. Diyorlar ki ‘Volkan bey Özcan bey’in kadrosuyla bu işleri yapıyor” . Bu kadro Özcan bey’in, ne de benim kadrom. Bu kadro Silivri de yaşayan vatandaşların hizmetkarları . Bu anlayışı değiştirdik. Ve inanın silivri’de ayın personel yapısıyla çok daha kilateli çok sağlıklı çok daha hızlı hizmetleri ulaştırmış durumdayız silivri halkına.

Personel sayısında pek değişim yok

-Peki sayın başkan, görevi aldığınızda ne kadar personel vardı şu anda ne kadar personel var?

Yılmaz:-Bu göreceli bir kavram. İş yapmazsınız personel azalır. Park yapmazsınız, yeşil alan yapmazsınız, bahçe yapmazsınız. Park bahçeleri küçültürsünüz.  50 kişi azaltırsınız. Temizlik işlerinden feragat edersiniz 100 personel azaltırsınız. Göreve geldikten sonra partizanca bir anlayıştan uzak durduk. Ekrem bey’i  hep eleştiririm. İki seçim arası işe alınan 13 bin kişinin işine son verdi. Ben ise birgüne bir gün seçime üç ay kala Özcan bey’in işe aldığı her kardeşimi ‘ailesinin kahramanıdır’ diye düşünerek ne kapının önüne koydum. Ne de bunların listesini istedim. Bizim personel 1300-1400 arası. Emekli olanlar ver yeni alınanlar var. Aldığımız personel sayısı mevcut personelden yüzde 2 veya üç artış vardır yoktur. Personelle ilgili bir artış söz konusu değil. Üç aşağı beş yukarı aynı şekilde devam etmektedir.

Belediyenin her kuruşunu evimizin kuruşu bildik

Yılmaz:-Belediyeler borca batık, işçiye maaş ödeyemeyen, hacizlerle icraalarla uğraşan, devlete borçlarını ödeyemeyen yerel yönetimler var şu an Türkiye’de. Biz şunu söyledik. Pandemi koşullarını yaşasak ta, zor şartlar da belediye bile devralsak bile, kaynaklar doğru kullanırılırsa, tasarruf edilirse, Belediyenin her lirası kuruşu evimizdeki lira kuruş gibi kıymetli bilinilirse, belediyelerin hiç bir sıkıntısı kalmaz. Mali Hizmetler müdürü ile yaptığım toplatılarda şunu söyledim. 2019 yılını kendi yapmadığımız bütçe ile yönettik. İlk üç ayı da başka bir başkan kullanmıştı. O yıl yüzde bir bütçe açığı ile kapadık. Yüzde yüzde 11, tarihinde ilk defa yüzde 125 artırararak  yüzde 25 fazla verdi geçen yıl. Bu şu demek  30- 35 milyon TL bütçe eksiği verip , her yıl borç üstüne borç katarken, biz geçen 85 trilyon bütçe fazlası verdik. Ve 300 trilyon borçla aldığımız Silivri Belediyesi onca yatırım yapmamıza karşın halen 200 trilyon borç ödeyerek, yüz trilyona yakın bir borçla sürdürebilir bir durumdayız. İşçimize 5 trilyon, kıdem tazminatı, ikramiye,  denge, ihbar ödemeleri işçiye ödenmemişti. İşçinin bir yıl gibi süre sonra her kuruş borçlarını kapattık. İşçilerimizin maaşlarını, ikramiyelerini gününde ödediğimiz gibi emekli olan personelimizin emeklilik ikramiyesini bir hafta içeresinde nakit olarak hesaplarına yatırıyoruz. Şu an Silivri sekiz aydır devletine olan SSKbpirimlerini, verglierini kdv ödemelerini günü gününe yapan Türkiye’de ki ender belediyelerden biri. Bununla birlikte eski yapılandırılmış borçlarımızı da ödüyoruz. Bu bir hayaldi. Muhasebe yönetcilerimiz,  mali hizmetlerden sorumlu başkan yardımcımız inanmıyorlardı. Bugün Silivri Belediyesi kapısı önünde bir tane alacaklı yok. Birtane alacaklı personeli yok. Devletin Silivri Belediyesi’nden günü geçmiş bir alacağı yok. Bazı arkadaşlar şunu da söylüyor. ‘Silivri yi sen mi kurtaracaksın. Borçlan ve daha çok hizmet yap. Borçlan hizmet yap. Devlete vergini ödeme. Kurumun kuruma borcu olur. Biz aldığımız devlet terbiyesi, yöneticilik anlaşıyı ile Silivri Belediyesi’ni şu an ayakları üzerinde durup, sağlam adımlarla yürüyen bir belediye haline getirdik. Mali yapımız son derece düzgün. “

CHP’lilere Hodri meydan: Gelsinler  Halk Tv’de Şirin Payzın’da tartışalım!

Yılmaz:-Bakın araç filomuzu yeniledik. Hibelerle aldık. İki tane yine kepçe alacağız. Yaklaşık 80 aracı bunların hepsi hizmet aracı. Kamyon kepçe. Silivri Belediyesi bir ilke daha imza attı İstanbul’da kendi çöpünü kendi toplayan bir ilk belediyeyiz. Sosyal belediyecilikten, sosyalizmden bahseden CHP’li belediyelerin hiç biri kendi çöpünü kendi toplamadı. Ne yaptılar. İhale ettiler. Bakın biz geçen mecliste de tartışma oldu ama en sonunda da tartışma bitti. Daha önce de hodri meydan gelin dedim. Halk Tv’de Şirin Payzın’da Silivri Belediyesi’nin çöp toplama hizmetlerini: ben tek geleyim siz hepiniz gelin, ben çöpü nasıl topluyorum, siz nasıl topluyorsunuz. Bütün sosyalizme inanan, CHP’ye gönül veren izleyiciler izlesin ve karar versin bakalım. CHP’li belediye mi sosyal belediyecilik yapıyor, Milliyetçi Hareket Partili belediyemi sosyal belediyecilik yapıyor. Şu an yanıbaşımızdaki belediyeler bizim ölçeğimizde bu yıl 35 trilyona ihale ettikleri çöpü Silivri Belediyesi 4 trilyona topluyor. Bu ne demek? 31 tirilyon çöpe gitmedi. Silivri Belediyesi’nin kasasında kaldı. Şimdi İstanbul’da Büyükçekmece, Çatalca ve Sultangazi bizden sonra bizi örnek alarak çöpü toplamak adına araç alıp artık onlarda ihale etmeyip çöplerini kendileri topluyor. Bu ne demektir Silivri Belediyesi örnek öncü önder olmuş. Ben bundan mutlu oluyorum. Çünkü bunlar milli servet. Gerçekten araç kiralamak ihalesini uygun fiyatına yapan belediyelerde vardır. Ama genelde araç kiralamaları çok yüksek maliyetli oluyor. 50 araç bir yılda 35 trilyona kiralanıyor. Bu mantıklımıdır, makulmudur, bunu kamuoyonun takdirine bırakmak istiyorum.  

“Silivri adayıyım, hiç bir yere gitmeye niyetim yok”

-Sayın Başkan herkes sizi bir yere gönderiyor. Kimi bir başka yerde belediye başkan adaylığına, kimi vekilliğe. Bütçe kamulaştırma başarınızdan sonra ben de sizi Maliye bakanlığına göndersem, Türkiye’nin bütçesini artı verdirebilir misiniz. Burada çöpü devletleştirdiniz. Türkiye genelinde neleri devletleştirirdiniz?

Yılmaz:- Buraya gelmeden herkes sizi bir yerlere gönderiyor dediniz ya. Kimi komşu ilçe belediye başkanlığına, kimi vekilliğe, kimi büyükşehir belediyesi başkanlığına. Bunun altında yatan sebep Silivri’de Volkan Yılmaz’ın yapmış olduğu çalışmanın meyvesini verdiği,  Silivri’de CHPye gönül veren, benim de çok sevdiğim Silivrili vatandaşların ‘Bunlar yapılabiliyormuş, siz bunları niye yapmadınız? Bunca yıl niye uyudunuz. Bu adam geldi bu işler nasıl yapılıyor. Para yok diyordunuz adam para var diyor. Bu işler yapılamıyor diyordunuz bu adam yapıyor.”  tepkilerinden bunalan, CHP’nin yöneticileri beni Silivri’de yarışmaya gözalamadıkları Volkan Yılmaz’ı başka yerlere yalıyk görüyorlar.Çok teşekkür ediyorum daha büyük yerlere bile layık görür oldular. Şunu söyledim ben, ‘Allah uzun ömür verir, sağlık problemlerimiz gibi problemler olmaz ise 2024 Mart seçimlerinde tabi Cumhurbaşkanı ve Genel başaknımız bizleri tekrar layık görürlerse burda belediye başkan adayıyım dedim. Başka bir yere gitme niyetim yok. Başka bir makama gitme niyetim yok.’

Devlet; Gübre fabrikaları,  enerji, milli savunma stratejik her alanda olmalı

Yılmaz:-Devlet ülkesindeki hayati görülen tarımı,enerjidir, milli savunmadır. Stratejik olan işlerin tamamında oyun kurucu aktör veya düzenleyici ve denetleyici olmalıdır. Mesela Türkiye’deki gübre fabrikaları özelleştirilmemeli. Stratejik konuların tamamında;  aktör, düzenleyici ve denetliyici olmalıdır. Bu pandemi döneminde krüselleşen gğloballeşen bir dünyada her şeye uzanamayacağımızı bir virüs herkesin kendine yetmesi gerektiğini dünyaya öğretti.  Yeni bir dünya düzeni yeni bir dünya sistematiği kurulacak lafı alalelede bir söz değlidir. Gerçekten yeni bir dünya düzeni kurulacaktır. Bu yeni dünya düzeğninde de milli kendine yeten ve bunları başaran ülkeler ön plana çıkacakır. Türkiye’nin de bu konuda çodk önemli potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Türkiye bu fırsatları fırsata çevirirse burdan güçlenerek çıkacaktır. İnşallah önümüzdeki Türkiye Cumhuriyeti devleti nin yüzyılı olacaktır diye düşünüyorum.

Elektrik, doğalgaz, su faturaları çok yüksek

-Sayın Devlet Bahçeli dedi ki Elektrikte fatura düzeni devletleştirilmeli dedi.

Yılmaz:-Biraz önce bahsettiğim hadise.

-Peki siz İBB’de ki bir konuşmanızda dediniz ki bizim evin su fatura 400-450 TL. Peki Elektrik faturası kaç lira?

Yılmaz:-Bak ın şimdi ben anlaşılamamaktan şikayetçiyim. Ben şunu ifade ettim. Dedim İSKİ Genel Müdürü burda. İSKİ’nin internet sitesinde iki ana göre vbelirlenmiş. Birincisi şu. İSKİ su kaynaklarından İstanbufl’ aglen suyu içilebilir hale getirmek diyer. Ben de İSKİ Genel Müdürü’ne dedim ki, ‘Siz evinizdeki suyu içebiliyormusunuz, ya musluktan akan suyu içilebilir hale getirin biz de içelim, ya da İSKİ’nin internet sitesinden içilebilir su ibaresini kaldırın kullanılabilir su ibaresi koyun. Bakın benim evde ekonomik işlere hanım bakıyor. Hanıma sordum su faturası ne geliyor. 400 TL gibi bir rakam söyledi. Ben de bakın orda genel kurulda şunu söyledim. İSKİ bize içilebilir su getirmesi gerekirken İSKİ bize iki fatura ödetiyor. Bir musluktan akan suyunu faturasını ödetiyor. İkincisi damacana suyun faturasını ödetiyor. İSKİ’nin su faturası; 200  TL.  400 TL değil. Faturaya artı 250 TL damacana faturasını da eklemiliyiz.  Baktım kaç damacana. Ben bunu ifade etmek isterken İSKİ içilebilir su akıtsa damacana alır mısınız Erhan bey. Almazsanız. O zaman su faturanız sadece İSKİ’nin gelen faturasımıdır. Yoksa damacanaya da verdiğiniz faturamıdır. Elektrik faturasına yaklaşıyor. İSKİ Genel Müdürü dedi ki., ‘Ya bizden önce AK Parti döneminde akıtılıyormuydu musluktan içilebilir su” Halbuki kendisini de Ak Parti döneminde genel müdür yardımcısı.  Ben de kendisine dedim ki..’Ben size AK Parti döneminde akıtılıyor demedim ki. Ama Ekrem bey’in vaadi var. İstanbul’a musluktan içilebilir su vaad etti  seçim döneminde.  Tabi ki elektrikte de doğalgazda da yüksek faturaları eleştiriyoruz. Bunlar ı eleştirmemek mümkün mü. Doğal gaz pahalı. Elektrik pahalı. Bakın bugün doğal gaz Almanya’da on kat zamlanmış. İngiltere petrol fiyatları ingiltere tarihin rekor seviyesinde. Dedim ya bu pandemi ile birlikte yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Türkiye bunlarla ilgili aksiyonları almalı. Yenilenebilir enerji yatırımları ıskalandı, ıskalanmamalı. Daha da devam etmeli. Türkiye elektriğini doğalgaz üreten ülkelerin başında geliyor. Böyle bir mantıksızlık olamaz. Biz alternatif yenilenebilir enerjiye yönelik 50 yıllık bir plan yapmalıyız. Ben doğalgazdan şikayetçiyim, elektrik ten de şikayetçiyim. Ama içilemeyen suyu içilebilir su diye bize dayatıp damacana faturası da ödeten İSKİ’den de şikayetçiyim. 

Tarım arazileri imarlı arazilerden değerli olacak

Yılmaz:-Sayın başkan elektrik ve su fatularının yanı sıra sebze-meyve, domates salatalık gibi topraktan yetişen ürünlerin fiyatlarının yüksekliğinden de şikayetçiyiz. Silivri’de bir tarım ilçesi. Kendi ürettiğimiz ürünü tüketmede de zorlanır günlerdeyiz. Silivri belediyesi tarım konusunda yoğun çalışma yapıyor. Bu çalışmalar ekonomik fiyatlarda sebzeye, salatalığa, domatese erişmemize katkı sağlayanmaz mı? Bir köy pazarı kurdurdunuz. Burada fiyatlar biraz daha iyi imiş. Ama Silivri geniş. Bunları yaygınlaştırabilir misiniz? Ya da yaygınlaşması konusunda başka projeler?

Yımaz: Benden önceki belediye başkanımız döneminde ilçeye bir tarım lisesi kuruldu. Belediyenin ilk tarım lisesi . Önemli bir projeksiyon. Tarım Araştırma Merkezi ve bu konularda kendisine teşekkür ettik. Ancak burada hiç bir bilim adamı istihdam edilmemiş. Üniversite ile ARGE çalışması var ama çok yetersiz.  Düşünce güzel, fikir güzel. Hayata geçirilme noktasında sıkıntılar olmuş. Biz göreve geldiğmizide bu müdürlüğü güçlendirme kararı aldık. Tarım arazilerinin imarlı arazilerden daha pahalı olacağı günü vaad ettim. Bir yeri imara açıyorsunuz. Size bir iki tane daire veriyor bir defalık. O tarım toprağı size her yıl size ürün veriyor. Her yıl yeniden üretiyor. Gün gelecek tarım arazileri imarlı arazilerden değerli olacak. Yine altını çiziyorum. Bu topraklar İstanbul’un en verimli toprakları. 500 kilometrekare ekilebilir, dikilebilir arazisi var. Yalnızca Silivri 16 milyon istanbullu’yu besleyecek kapasiteye sahip. Domatesiyle, biberiyle salatalığıyla, unuyla, buğdayıyla, etiyle-sütüyle, peniriyle.

“Arabaların lastikleri, evlerin betonlarını mı yiyeceğiz?”

Yılmaz:-Fransa’ya bakıyorsunuz bi aile üç kuşak üzüm bağı işi yapıyor. Üçüncü kuşak hala hayat standardını koruyarak çiftçilik yapabiliyor. Hollanda hakeza öyle. Ama Türkiye’ye dönüp baktığınızda ‘Aman oğlum oku, adam ol, kendini bu topraklardan kurtar fikri var. O kadar tehlikeli bir fikir ki. Baba diyor ki çocuğuna “Aman oğlum oku. Adam ol, mühendis ol, doktor ol”  Tabiki bunlar, doktor olmak, mühendis olmak çok önemli. Ama çiftçilik işi ziraat işi o işler kadar önemli. Ve çocuğuna şunu salık veriyor. Tekrar söylüyorum. Biz yiyecek bir şey bulamadığımız zaman ne yapacağız ki. Arabaların lastiklerini, evlerin duvarlarını betonları mı yiyeceğiz. Onun için ben şunu söylüyorum. Tarım üzerine yaptığımız çok ciddi çalışmalar var. ARGE konusunda var. Benim esas üretimi tekrar, tekerliği biraz daha hızlı döndürebilmek için köylüye, bir can suyu verebilmek onları motive etmek adına çalışmalar yapıyoruz. Ne yaptık: yerli milli sertirifikalı arpa tohumu ektik. Silivri Belediyesi’nin hiç ekilmeyen dikilmeyen belediyenin hiç haberi olmadığı yerlerini bulduk. Artı bunu suçlamak için söylemiyorum ancak bila bedel; eşe-dosta partiliye verilmiş icar parası dahi alınmayan ekilen-dikilen yerler vardı. Dediler ki yapamazsın, oy kaybedersin, tepki olur. Köylüyü karşına alırsın. Bu arazileri alamazsın dediler ki, bir çok ilçe almadı, alamadı. Ben hepsini ki bu araziyi bana veren arkadaş geldi bu araziyi bedava sürdü. Başkanım yeter ki siz bu projenizi yapın, köylüye destek olun. Biz de arkanızdayız dedi.  Bakın biz bugün 3 bin 500 dönümde çiftçilik yapıyoruz. Arpa ekiyoruz. Mısır silajı ekiyoruz. Yem bezelyesi ekiyoruz. Bakliyat ekiyoruz. Kazandığımız ürünlerin tamamından elde ettiğimiz hasılatı, masraflar çıktıktan sonra belediyenin kasasına da yük bindirmiyoruz bu arada. Geçen yıl 400 yüz ton milli yerli sertifikalı arpa tohumunu çiftçiye dağıtmışız. 200 kiloluk dilimlerle çiftçiye dağıtmışız. 50 bin balya saman çıkmış bunun türevidir. Çiftçimize dağıtmışız. Bila bedel , dar gelirli hayvancılık yapan çiftçiye dağıtmışız. Yine mısır ekmişiz 500 ton. 500 kiloluk dilimlerle çiftçiye dağıtmışız. Yer bezelyesi ektik bu sene. Bu yıl hedefi iki katına çıkardık. 50 bin balya saman değil, 100 bin balya saman. Bugday ekiyoruz. Ayçicek ektik. 500 dönüm ayçiçek ektik. 50 bin litre ayçiçek elde ettik. Tenekelerini Yusuf Sarıbekir’den rica ettim. Sarten Ambalaj. 20 bin tenekeyi bila bedel Silivri belediyesine hibe etti. Antalyalı Muratlı’daki yağ fabrikası bu projenin yağ sıkımı işini tek kuruş bizden almadan 50 bin litre sözümüz vardı. Yaklaşık 2  bin litreyi de o tamamlayarak bu projeye destek oldu. Bizim 48 bin litre yağ çıktı. Antalya’nın Silivri ile hiç bir alakası yok. Burda iş yapmaz, güç yapmaz. Böyle projelerin desteklenmesi lazımdı. İnsanlar böyle projelere susamış. Bakın 50 bin litre yağı. 5 kilouk dilimlerle on bin ihtiyaç sahibi aileye dağıttık. Seneye bin dönüm ayçiçek ektik. 100 bin litre hedefimiz var. 20 bin aileye ulaşacağız. Silivri Belediyesi tarım hayvancılık konusunda çalışmalar yapıyor.”

Koporetifleşme yaygınlaşmalı

Yılmaz:-Kaldırımda satmayacaksınız dedik, teyzeye amcaya. Bir köy pazarı oluşturduk. Orda kira yok. Hiç bir ücret almıyoruz. Kadın üreticiler var yoğunlukta. Yaygınlaştırabilir mi. Köylerin girişlerine yaptık bunları. Hafta sonları insanların piknik amaçlı gittiklerinde örneğin Alipaşa’da var. Kurfallı da var. Yaygınlaştırılabilir mi? Yaygınlaştırılabilir. Silivri Belediyesi kooperatif mantığı ile daha geniş kitlelere ulaştırılabilir mi ulaştırılabilir. Ama benim üzüldüğüm konu, kooperatifleşme ile kollektif üretme anlayışımız olmadığındanmıdır, dedikoduyu çekişmeyi, kamplaşmayı çok sevdiğimizden midir, veya bu kooperatiflerin içine siyaset sokup siyasi mülahazalardanmıdır, siyasi partilerin arka bahçesi yapmayı sevdiğimizdendir bilinmez, beraber üretmeyi beraber pazarlamayı,  minimal maliyetlerle üretip minimal maliyetlerle pazarlamayı beceremediğimizden için İstanbullu da, sizlerde pahalı ürünler yiyorsunuz. İstanbul’a Antalya’dan ürün geliyor. Arabalarla. Silivri’den o malın İstanbulluya ulaşması bir saat. Dalından koptuktan sonra.

1 liraya üretilen sebze  5 liraya hala geliyor. Üretici aracıya ezdiriliyor

-Şimdi ben de Silivri’de oturuyorum. Oturduğu site 850 daire var. 2 bin 800 dolayında nüfus. Dev kasaba. Buralarda yine benzeri KİPTAŞ konutları var. Üç oldu zannediyorum. Dev siteler var. İBB bizim oraya bir ara haftada bir halk ekmek getiriyordu. Önünde sıralar oluşuyordu. Şimdi bu sitelere haftada bir de olsa, daha ekonomik sebze-meyve gelse, domates salatalık gelse eminim önünde yine kuyruklar olur. Buralara ulaştırılamaz mı?

Yılmaz:-Organize olduktan sonra yapılmayacak iş yok. Ben şunu istiyo rum. Ben silivri de köylerde yaşayan insanları tekrar üretime sevk etmeliyiz. Sizin domatesi ucuz yiyebilmeniz için domates üretilmesi lazım. Daha fazla insanın domates ekmesi lazım. Ama insanlar arada aracılardan tükendikleri bıktıkları için. Bir liralık ürün halde 5 liraya geliyor. Hiç bir emek sarf etmeden hiç bir alınteri sarf etmeden. Yalnızca parası var diye kapitali var diye aracıların kazandıkları paralar var. İşte devletin burada regüle etmesi lazım. Tarım Kredi kooperitefleri, Tarım bakanlığının, belediyelerin, buralarda devreye girip piyasayı regüle etmesi lazım. Biz de inşallah önümüzdeki dönemlerde bu tarıma desteğin, üretimi teşvik etmesinden sonraki kısımlarla da ilginebileceğiz.

Merkezi hükümetçe yapılan yatırımlar 

-Sizin başkan olduğunuzdan sonra beklentilerden biri şuydu. Sayın Volkan Yılmaz merkezi hükümetin adayı. Kazandı şimdi merkezi hükümetin yatırımların ilçeye bol miktarda gelir. Bazı yorumlar var  yeterince gelmiyor gibi. Ne yaptı merkezi hükümet üç yılda Silivri’ye? Yeterli desteği alıyormusunuz? 

Yılmaz:-Öncelikle Cumhurbaşkanımıza, hükümetimizin bakanlarına , İstanbul Valimize teşekkür etmek istiyorum. Ne zaman kapılarını çalsak, kapyıları Silivri dendiğinde sonuna kadar açıldı. Onyıl restarosyonu yapılamayan iki köprümüz vardı.  Mimarsinan ve Kısa Köprü. 1.5 yıl içindeki restorasyon işi bitirildi. Birisini valiliğimizle, diğerini ulaştırma bakanlığımızla yaptık. İçişleri bakanlığımızla; Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğü, selimpaşa Polis Eğitim Merkezi,. Silivri İlçe Jandarma Komutanlığı binaları hepsi kiradaydı. Hepsi bugün bitmiş içerisinde hizmet veriliyor. Yine Millet Bahçesi 40 bin metrekare 21 Şubat’ta ihalesi yapıldı. Millet bahçesi inşallah yapılacak. Silivri hükümet konağı merkezde. Bina hiç bir birime yetmiyor.  Yeni hükümet konağı Mart ayı içerisinde ihalesi yapılıyor. Bütün köylere İçişleri Bakanlığı tarafından mobese kameralar yerleştirildi. Talebimiz doğrultusunda bekçilerin ataması yapıldı. Tabi en önemli yatırımlardan biri de birince biraz önce sizin de söylediğiniz Viyadük.

Büyükçekmece’den-Kınalıya D-100’e 1 milyar 300 TL’lik yatırım

-Ne aşamada?

Yılmaz:-Silivri’ye müjdeli haberi bir süre önce  verdim. Yapımla ilgili müjdeli haberi de sizin aracılığınızla çok yakın olduğunun müjdesini verelim. Bakın şöyle söyleyeyim. Büyükçekmece Mimarsinan’dan Kınalıya kadar tüm D-100 karayolunun asfaltlanması, yan yolların yapılması, kavşakların yapılması ve Siliverinin merkezindeki viyadüğün yapım işi yaklaşık 1 katrilyon 300 milyar Tl.  ( 1 milyar 300 bin) Silivri’ye bugüne kadar yapılmış en büyük yatırımlardan bir tanesi olacak. Çok kısa sürede, bahar aylarında işin ihalesi bitmiş, yaz başında da bir aksilik olmaz ise Silivri’nin iki yakasının bir araya getirilmesi için çalışmalar başlamış olur. Onun için burada üç yıl içerisinde hükümet merkezi Silivri’ye bir şey yapmadı gibi düşünmek haksızlık olur. Ya bilinmiyordur, ya farkında değildiller. Bu hatırlatmaları yaptık. Unuttuklarım olabilir. İçişleri Bakanlığı ile Çeltik’te 8 derslikli bir okulun yapımını bir yıl da bitirdik. Depremde zarar gören Ortaköy’deki Sezin Öztaş okulumuz bitmek üzere.  24 derslikli. Bu arada İstanbul Valilili ile Silivri’ye 9 okulun müjdesini vredi Vali bey. Bunun dört tanesi orta okul Anadolu lisesi olacak. Beş tane de okul öncesi eğitim için ana okulu yapılacak. 8 derslikli olacaklar. Bu arada Silivri’ye Belediyesi olarak bir tane Ece Ersevel  ile anaokulu bitecek.

İstanbul Valiliğ ile mübadele eviyapıyoruz. 24 tane Silivri’de tarihi  çeşmenin onarımı onayı aldık. Restorasyonu yapılıp suları akılacak. Eski Silivri belediyemizin binası vardı.Onu da da valilik ile yapacağız. Değirmenköy de bin kişilik bir stad bakanlığımız tarafından yapıldı. Bin kişilik stad. Dört soyunma odası. Profesyonel maçların oynanacağı bir stad. Bir Spor Toto sponsorluğunda yüzme havuzu yapıldı.

Kolon hastanesi karşısına İlç esağlık müdürülğü savaş dispanseri sağlıklı yaşam merkezi üzerine 5 bin metre kare alan üzeinde. Başlayacak. 112 oradan taşınıp buraya gelecek. Mart ayı içerisinde temeli atılacak.

Nişantaşı ve Kadir Has Üniversitesi ile çalışmalar ne aşamada?

-Kısa kısa hatırlatmalar yapalım. Nişantaşı üniveristesi kurs kayıtları başladı. İlgi nasıl?

Yılmaz:-Yaklaşık 300 kişiye ulaşıldığı bilgisi geldi. Daha da artacak.

-Kurs kayıtları devam ediyor mu?

Yılmaz:-Evet devam ediyor. Müzik ve sanat okulu olacak. Ücretsiz, Piyano, keman gitar, daramaların olduğu. Etkinliklerin çoğalacağı ücretsiz bir sanat merkezi, sanat okulu. Silivrilil vatanaşın hizmetinde olacak. Nişantaşı Üniversitesi Mütüvelli Heyeti başkanı Levent Bey’e de çok teşekkür ediyorum.

-Kadir Has Üniversitesi’nde de önemli bir girişimizi oldu. 25  dönüm araziyi de geri aldınız. Oralarda da bir şeyler yapılacak. Ne aşamada?

Yılmaz:-Sanayii Bakanlığına başvuru yapıldı. Teknopark yapılacak. Bakanlık izni vererek, Kadir Has ile belediyenin kuracağı  şirket ile teknopark kurulacak. Teknopark demek; bilim, sanayii, istihdamdenilecek. Selimpaşa da önemli bir canlılık kazanacak. Teknopark ile birlikte 25 dönüm arazide Selimpaşa, Silivri’deki vatandaşların kullancağı; sosyal, kültürel, spor tesisler iyapalım. Yapımını da Teknopark Şirketi tarafından üstlenicelek. Silivri belediyesinden bir para çıkmayacak. Bir tesisi yapılacak.

19 Mahallede Kırsal Mahalle statüsü yürürlükte

-Bir çok mahalle kırsal alan oldu. Mahallelerdeki durum nedir?

Yılmaz:-Şöyle. Silivri belediyesinin bir gelir kaybı olacağı kesin. Tek kuruş almadan 19 mahalleyi kırsal mahalle yaptık. 18 köydü Meclis kararıyla Büyükçavuşlu’yu da dahil ettkik. Bu 18 mahalle artık

1-Silivri Belediye başkanı ve MHP İBB Grup Başkanı Volkan Yılmaz’ın  teklifiyle; kırsalı, çiftçiyi, hayvancılığı desteklemek, beşiktaştaki yüzme havuzunu dolduran suyla , danamandıra da ineğin su içtiğihavuzu dolduran su aynı parayla satılamayacağından hareketle   ¼ oranında bir fiyatla köylüye satılması yasallaştı. İSBKİ artık suyu bu mahallelere dörte biri fiyatından satmak zorunda.

2-Emlak vergilerinden muaflar. Çöp vergilerinden muaflar. İnşaat yapılan kırsal mahallerde inşaat harçlarını almayacağız, alamayacağız. Yasa bunu emrediyor.  Bundan şikayetçi değiliz. Biz dezevantajlı grupların sesi olmak durumundayız. Hepsi silivri’de hem İBB’de buna özen gsöteriyoruz. Bu nedenle ordan gelecek para tabi ki önemli.  Ama ordan para gelmeyecek diye oralara hizmet etmeme gibi bir lüksümüz olamaz. Biz Silivri’yi çarşı meydanından sahilden gören anlayışta yönetemeyiz. Gözümüz kulağımızı köylere kapatamayız. Onları destekleyen birk belediye başkanı olarak çalışmaya devam edeceğiz.

Beş bin aileye düzenli yardım

-Silivri Belediyesi olarak sosyal yardımlar yapıyorsunuz. Silivri’de kaç aileye sosyal yardımda bulunuyorsunuz?

Yılmaz:-Şimdi pandemi şartlarıyla, ekonomik koşullarla artarak devam ediyor. Üzücümü üzücü. Ama şöyle söylüyorum. Ben Silivri’de, darda, zorda, şyetim, düşkün biri mi var. Bunu bulamıyorsak veya bulup ta buna el uzatamıyorsak bunun sorumlusu Volkan Yılmaz’dır diyorum. İddialı bir söz oldu diyor arkadaşlarım. Muhtarlarımdan rica ediyorum, personelimden rica ediyorum. Vatandaşlardan rica ediyorum. Darda, zorda, gerçekten aileleri bize iletsinler, biz hepsine ama hepsine ulaşmaya çalışıyorum.

Biz göreve geldiğimizde bir tesbit bu. Silivri belediyesi Gıda Bankası tamtakır. Yazılan çekler karşılığı çekler 800 bin TL tedarikçilere borcu vardı. Biz bu borçların tamamını kapattık. Şu anda Gıda Bankasının rafları Allaha çok şükür ki ağzına kadar dolu. Gıda Bankamızın kasasında para var. Gıda Bankası hiç ama hiç belediyeye yük olmadan çok hızlı çalışmalara devam ediyor. Bugün sosyal yardımı yaklaşık iki katına çıkardık. Bunu marifet için söylemiyorum. Bu olması gereken bir şey. Sosyal devlet bunları yapmak durumunda.  Beş bina yakın aileye düzenli yardım yapıyoruz. Her gün sıcak yemek çıkan bir aşevimiz var. Bir hayırsever aile. Tüm masrafları hayırsever aile tarafından karşılanıyor. Günde 600 kişiye sıcak yemek ikram ediyoruz. Kıyafet Bankasında hiç çocuğumuzu; botsuz, kıyafetsiz bırakmıyoruz. Okullar açılırken, darda zorda olan sosyal desteğe ihtiyaç duyan çocuklarımıza okul kıyafetlerini alıyoruz. Tüm okul çocuklarımızın okul kırtasiyelerini çantalarını alıyoruz. Yani şöyle söyleyeyim. Engelliler bizim için çok önemli. Onlara verdiğimiz değer, ne kadar insan olduğumuzla, ne kadar insani yaşattığımızla alakalı. Gelişmiş toplumlarda engelli bireylere yapılan destekler ve onlara sunulan hizmetlerle ülkelerin toplumların değeri biçiliyor. Bu nedenle çok önemli çalışmalar yapıyoruz. 9 bin metrekare alanda Engelsiz Yaşam Merkezi yapıyoruz. İstanbul’da en önemlilerinden biri olacak. Dezevantajlı doksunmaya, daha fazlasına ulaşmaya, çeşitliliği artırmaya, yardımların kapsamını artı rmaya devam edeceğiz. Bununla övünmüyoruz bunu yapmak zorundayız.

-Bir bayram arefesi çıktınız veresiye defterleri kapattınız

Yılmaz:-Üç bayram arifesinde de yaptık

-Peki sayı verebilmek, miktar verebilmek mümkünmüdür?

Yılmaz:-Tabi değişiyor. Biz selamün aleyküm deyip bakkala giriyoruz.Bir hayırseverimiz veresiye defterini kapatmak istiyor diyoruz. Veresiye defterini çıkarırmısınız diyoruz. Çıkarıyoruz. Topluyoruz. Ödemesini yapıyoruz. Bakkalın, marketin camına ‘Şu tarihe kadar veresiyesi olan vatandaşların borçları bir hayırsever tarafından ödenmiştir . silivri Belediyesi’ yazıp cama yapıştırıp ayrılıyoruz.

Daha temiz bir Silivri, daha fazla kişiye dokunan belediye

-Analar daha ‘Mükemmeli’ doğurmadı.  Beyler, Paşalar, muhteremler, muhteşemler var. Ama Mükemmel isimli kimse yok. Nerelerde hangi alanlarda eksik kaldığınızı düşünüyorsunuz?

Yılmaz:-Tabiki de var. Daha fazla insana dokunmamız lazım. Daha fazla dezavantıjlı inasna dokunmamız lazım. Daha düzenli, tertipli, temiz herkesin gıptayla baktığı imrendiği bir şehir yaratmak için, esasında kendimle beraber personelimle beraber, Silivri’de yaşayan vatandaşlarımızın da hassas gerektiğini de hatırlatmak isterim. Bu bir eksiklik yalnızca belediyedenkaynaklanmıyor. Ben daha temiz bir şehir istiyorum. Yerde sigara izmaridinin, selpağın, çöpün olmadığı, ama buna benim temizlik görevlilerim ne kadar temizlerse temizlesin, onun arkasından atılan bir çöp, bir izmarit, bir selpak herşeyi yerle bir ediyor. Herkesin kendi kapısının önünü süpürdüğü bir Silivri hayal ediyorum. Ha Silivri’de yapmayı arzuladığımız eksikliklerimiz. Belki bize ulaşmak isteyipte ulaşamayan insanlarımız, bu başkanda ne ulaşılmaz diye düşünüyor olanlar olabilir. Ne kadar ulaşılabilir olursanız olun, size ulaşamayan bir kişi bile sizi ulaşılmaz addedebiliyor. Belki de X ilçeye elmiş en ulaşılabilir başkan olsa bile bir kişinin, beş kişinin eleştirisi onu ulaşılamayan başkan ilan edebiliyor. Ben bir de yapılan kamu için yapılan en üzüldüğüm konu şunu. Bazı kişiler kamu için yapılanları görmezden gelip, yalnızca kendileri için yapılmayanları, veya daha önceki dönemlerde yapılın o kötü alışkanlıkları bu dönem sürdürülmediği için çok haksız bazen iftira varan ifadelerde bulunuyorlar Silivri Belediyesi ve şahsıma. Benim üzen bu. Şöyle de bir şey var. Kişilerin, çevrelerin, ayrıcalıklı insanların ne dediğine değil, sokaktaki vatandaşın ne dediğine bakıyorum. Onun için bu eliştirilerde iftiralarda beni yolumdan koymayacak. Beyhude çalışmalar, hikayete anlatımlar, kim ne derse demeye devam etsin, ben doğru bildiğimden , bu yönetim anlayışından asla vazgeçmeyeceğim. Ucunda ne olursa olsun.

İşsizler için ne yapılıyor?

-Şimdi bir noktada eksik kalıyorsunuz gibi bir izlenim ediniyoruz. İşçi-İşveren arasında köprü olma konusunda bir çalışmanız bize mi gelmiyor. Yokmudur.Nedir. Silivri’de işsizler yok mu?

Yılmaz:-Silivri Belediyesi’nin bir İstihdam ve Kariyer Ofisi var. Biz daha da güçlendirdik. Bir portal var. O portala girip, yazıyorsunuz. Ben tornacıyım, ben oto tamircisiyim. Ben muhasebe mezunuyum. Kamu yönetimi mezunuyum. İş arıyorum. Sizin CV’niz alınıyor. Münferit kuruluşlardan gelen talepler oluyor. Onlardan gelen talepleri bir havuzda toplayıp yönlendirmeler yapılıyor. İşarayan bir arkadaşımız geldiğinde diyorlar ki,  X sanayii kuruluşundan sizin talebinize uyğun iş var. Gidin görüşün. Böylelikle 3 binin üzerinde vatandaşa istihdam sağlanmış durumda. İBB’de bu şekilde burada bir istihdam ofisi kurdu. Bir yıl oldu. Aynı hizmeti onlarda veriyor. Ama şunu da belirteyim. İş dünyasından, sanayii kuruluşlarından o kadar yoğun personel talebi var ki. İşçi bulamıyouz, personel bulamıyoruz diyorlar. İş beğenmeme hali de mevcut. Türkiye deki eğitim sisteminden kaynaklı. Dört yıllık fakülte mezunu olduğunda onlara tüm kapıların açılacağını bekliyorlar. Öyle bir imkan yok dışarda. Şu an Sanayii kurulşalırın şikayeti persenol ve işçi bulamama. Bu yönde kimi zaman üretimler aksama noktasına kadar gelebiliyor. Gezin bir çok fabrikanın kapısında eleman aranıyor levhaları asılı.

Maraş’tan bir ziyaretçi geldi!

-Bir çok ziyaretciniz oldu. Cemil Turan geldi. En son Hakkari Derecik’ten geldiler. En çok şaşırtanı hangisiydi?

Yılmaz:-Bir tanesini anlatayım. Mutklu oluyorum esasında. Şöyle yaptığınız işler icraatler,söylediğiniz sözler kabul görüp bir içses haline geldiğini görüyorsunuz.

Özel kalem müdürü geldi  ‘Maraştan bir arkadaş geldi. Sizinle görüşmek istiyor’ dedi. ‘Kimmiş?’ diye sordum.  “Tanımazmışmısınız” dedi. Sizi sosyal medyadan takip ediyormuş gelmiş. ‘Kaç yaşlarında?’ dedim. 35 yaşlırnada bir arkadaş.

-Arkadaşı aldık. Tanıştık. Yine belediye başkanlığı makamında oturuyorsunuz, acaba bir problem mi var, bir istek nerde gelecek diye bekliyorsunuz karşı taraftan. Onbeş dakika sohbet ettik. Esnaf olduğunu elektrik dükkanı olduğunu, restaurantı olduğunu söyledi. Hatta son seçimde İYİ Parti’ye oy verdiğini, İBB konuşmalarını takip ettiğini ifade etti.  Maraş’tan yöresel ürünler, biber vs. getirdiğini söyledi. Konuşma bitti. Kartımı da verdim. İstanbul’a geldiğinde bir işiniz olursa ararsanız dedim. Yani sizinle bir işi olmayan, partinizle ilgisi olmayan, Maraş’tan kalkıp buraya sizinle tanışmaya gelmesi.

-Bir şey de istemeden gitti.

Yılmaz:-Bir şey de istemeden gitti. Ama sizinde dediğiniz gibi bu tip ziyaretler fazlasıyla oluyor.

Beklenmeyen hayırsever

-Azerbeycan Şuşa ile kardeş oluyordunuz. Ne oldu bu kardeşlik?

Yılmaz:-Azerbeycan dan bir işadamı. Beni takip ediyormuş.  Sosyal markette  kullanılmak üzere 2 bin dolar iletti. Teşekkür ettik. Sosyal markete teslim ettik.

Şuşa Azeybeycan’ın kültürel açıdan önemli bir kenti . Azerbeycan Milli Marşının bestecisini doğup büyüdüğü kültür hayatının hayat bulduğu yerleşim birimi. Şuşa özgürlüğüne kavuşunca Türk Dünyası Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu üyesiyim. Orda Şuşa ile kardeş belediye kararı alıp oraya da yolladık. Orada bir yerel yönetim oluşmadı. Bekliyoruz. İlk fırsatta Şuşa’yı ziyaret etmek istiyoruz.

Biz hep karşı sahadayız zaten

-Eski bir Profesyonel Futbolcunusuz. Faydası nedir, benzeryönleri nedir siyasi hayatla. ?

Yılmaz:-Futbolda oyunu siz domine etmelisiniz. Siyasette te gündemi siz belirlemelisiniz.

-Gol atmak için topu karşa sahaya taşımak gerekiyor, siyasette bu durum nedir?

Yılmaz:-Biz hep karşı sahadayız zaten.  Karşı sahadakiler açıklama yapıyor. Burdan size ekmek çıkmaz diye. Kimse kimsenin oyuna ipotek koymaz. Yerel seçimlerde çok farklı durumlar etkili oluyor. Adaydı,, hizmetti, halka ilişkilerdi vb.

İstanbul’da ilkim ama tek olmak istemiyorum

-MHP açısından, istanbul açısından,sizin şahsi kariyeriniz açısından 2019 seçimleriden önemli bir değişime imza atıldı. Şu merak ediliyor. Önümüzdeki yerel seçimlerde başka ilçelerde MHP’li adaylar çıkacak mı? Farkıl bir ilçe de de MHP’li başkan görebilecekmiyiz?

Yılmaz:-Büyüklerimiz karar verecek denir ya. Üç yıl önceki seçimlerde Cumhur ititfakının paylaşımda İstanbul’da Beşiktaş Maltepe ve Silivri MHP’ye bırakıldı. Oralarda sonuca gidemedik ama burada ipi gögüsledik. Benim burdaki düşüncem şu. Biz sanatın sporun, kültürün, iş dünyasının siyasetin vitrini. Şistanbulda yazılacak hikayesinin Türkiye’ye yayılması şansı her ilden daha fazla. Biz MHP olarak üreten  belediyeciliğin ne olduğunu, MHP’li belediyelerde yönetim anlaşıyının ne olduğunu,  Silivri’de esasında bunun hikayesini yazıyoruz. Ben burada yeni bir hikaye yazmaya geliyorum. MHP’nin 53 yıllık siyasi tarihindeki İstanbul’daki ilk belediye başkanıyım. Ama tek belediye başkanı da olmak istemiyorum. İnşallah önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanımız ve genel başkanımızın takdirleriyle İstanbul’daki MHP’li adayların sayısının artacağına inanıyorum. MHP’li başkanların da artacağını düşünüyorum. Yerel yönetimler çok önemli. Ordaki vitrinler Oralarda yapılan çalışmaların genel siyasete etkisi kaçınılmaz oluyor. Onun için de biz burda bütün gücümüzle bu misyona hizmet etme adına çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Tekrar söylüyorum Silivri ye hizmet etmeyi çok seviyorum. Silivri deki vatanaşlara hizmet etmeyi çok seviyorum. Kalan iki yılda da önemli projeler gerçekleştireceğıiz. İki yıl sonra yapılacak yerel seçimlerde de bir  beş yılda daha; üretime dayalı, silivrini gelişimine dayalı hizmetleri yapma fırsatını verirler diye düşünüyorum". ERHAN KIZILYAR