İYİ Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili Aday Adayı Ülkü Ayaydın:

-Oy oranını ikiye, üye sayısını üçe katladık. Sandıkları patlatacağız!

-Bir kadına destek için siyasete girdim, insanlara destek için devam ediyorum

-İş bulamıyorum diye ağladığım günler oldu.

-Sonunda mülakat olan sınavlara girmedim.  

İŞSİZLİĞİ YAŞADIM-GENÇLERİ ANLIYORUM!

Söyleşi:Erhan KIZILYAR

İYİ Parti İstanbul 3.Bölge Milletvekili Aday Adayı Ülkü Ayaydın; Üniversite bitirmesine rağmen uzun süre işsiz kaldığını, ağladığı günler olduğunu hatırlatarak, ‘Yurt dışına gitmek isteyen gençleri çok iyi anlıyorum. Ben de gittim dil eğitimi alıp geldim. Geldikten sonra bu kez sonunda mülakat olan sınavlara girmedim. Biliyorum beni eleyecekler.” dedi.  İYİ Partinin İstanbul 3.bölgede 2018 yılına göre oy oranını ikiye, Bakırköy’de de üye sayısını üçe katladığını söyleyen Ayaydın, ‘Çok iyi sonuç alacağız, sandıkları patlatacak, erkek egemen siyasette kadının gücünü göstereceğiz” dedi.

İYİ Parti Bakırköy İlçe Başkanlığı’ndan Milletvekili Adayı olmak için istifa eden Ülkü Ayaydın; ülkenin gündemi, İstanbul üçüncü bölge, İYİ Parti, Milletvekilliği ile bağlantılı sorularımızı yanıtladı.

************

Bir kadına destek olmak için siyasete girdim

-Sizi tanıyan tanıyordur ama biz yine bir hatırlatalım. Ülkü Ayaydın kimdir?

Ayaydın: 1980 yılında İstanbul’da doğdum. Siyasetçi bir babanın evladıyım. Bütün ömrüm siyasetin içinde geçti. Kendimi bildim bileli siyasetin içindeyim. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’i de o dönem tanıdım. Ayrıca bir çok siyasi büyüğümüzü de babam vasıtasıyla çok genç yaşlarda tanıdım. Siyasi parti olarak ilk kez  İYİ Parti’ye  üye oldum.  Genel Başkanımın kadın olması nedeniyle kendisine ayrı bir sempatim var. Güvenimiz var. İyi şeyler yapacağına inanıyorum. Her kesimin desteklemesi gerektiğine inanıyorum ama özellikle kadınların desteğinin daha çok olmasını düşündüğüm için 2018 yılında partiye üye oldum.

-Ne zaman ilçe başkanı oldunuz.?

Ayaydın: 2020’nin Şubat ayında ilçe başkanı oldum.

-İlçenin kaç üyesi vardı?

Ayaydın: 780 üyemiz vardı.  Şu an 2 bin 200 üyemiz var.

İşsizliği yaşadığım, gençleri anlıyorum

-Ne iş yaparsınız, hangi okuldansınız?

Ayaydın: -Mali Müşavirim.  İnönü Üniversitesi’nden mezunum Malatya’dan.

-Malatyalı olduğunuzu biliyoruz doğru değil mi?

Ayaydın: -Evet Malatyalı’yım. Daha sonra İngiltere’de bulundum. Dil eğitimi aldım. Türkiye’ye döndüm. İş sıkıntısı yaşayan gençlerden biri oldum. Ben 2002 yılında üniversiteyi bitirdim. Tam da bu iktidarın geldiği dönemlere denk geliyor. Baktık iş bulamıyoruz. Babam dedi ki ‘Seni yurt dışına gönderelim orda eğitim al.”  Bizde okuma bitmiyor. Gittim yurt dışında eğitim alıp geldim. Ama yine iş bulamıyoruz.  İş bulamadığım için  “ağladığım günler oldu”. Gençleri çok iyi anlıyorum. 

 Sonunda mülakat olan sınavlara girmedim

Ayaydın: -Sonra İngiltereden döndüm. Önümüzdeki üç seçenek vardı. Ya idari hakimlik yapabilecektim, ya Mali Müşavirlik, ya hesap uzmanlığı sınavı. Şimdi baktım İdari hakimlik ve Hesap Uzmanlığı’nda baktım mülakat var,  dedim, ‘Beni hayatta geçirmezler mülakattan.‘ Mülakatsız olan Mali Müşavirlikti. Aslında zoraki bir meslek seçmek zorunda kaldım. Zorlanmadan da mali müşavir oldum. Ardından Adalet okudum. Babam avukat abim avukat. Ben de avukat olayım orda yürürüz diye düşündüm. Sonra siyasete girdik. Siyaseti de çok sevdim. İnsanlarla birlikte olmayı, onları dinlemeyi. Bir şekilde elimizden ne gelebiliyorsa destek olmayı, fayda sağlamayı. Dolayısıyla devam ettik. Sonra ailemizden uyarılar geldi. ‘Ya sen hep siyasetle ilgileniyorsun biraz da işlerine bak’. İyi de ben hayatımda ilk kez sevdiğim bir şeyi yapıyorum. Baktılar ki ben siyaseti seviyorum. Hatta benim kız kardeşim de benimle birlikte. O da  İl Teşkilatı’nda. Sonra biz abla kardeş kol kola girdik. Genel başkanımızın ardında yürüyoruz. Hayatımın özeti bu.

Teşkilatlar oturmuş çok güzel şeyler başaracaklar

-Sonra Milletvekili adayı olmak için yola çıktınız. İstifa ettiniz ve ilçeleri dolaştınız. Bu ziyaretleri bana bir değerlendirir misiniz?

Ayaydın: 3 bölge teşkilatlarımızı dolaştım. Zaten ilçe başkanlığı yaptığım için çoğunu tanıyorum. Ben ilçe başkanılğımı bıraktığımda ilçeyi ilçeden biri yönetsin bunu çok istedim. Dışardan gelen ilçeyi tanımaz diye düşündüm. Emek veren arkadaşlara isteyen çıksın onu destekleyelim ilçeyi bırakıp ben çekileyim dedim. İlçe başkanlığındaki bu seçim süreci nedeniyle onları ziyaret etme fırsatı olmadım. Hepsinde seçimler oldu biliyorsunuz. Kongrelere gidemedim. Bu gezi aslında Milletvekili aday adaylığı ile ilgili değil. Onları bir tebrik ziyareti idi. Onlarla birlikte çok çalıştık. Dava arkadaşlarım. Bu nedenle ziyaretler yaptım.  Bazıları da yeni seçildi. Gidip görmek gerekiyordu.  Bakırköy büyümekte olan bir ilçe. Taliplisi de çok oluyor. Biraz yarış oldu. Başka adaylarımız da vardı. Bu nedenle gidememiştim. Gezilerde şunu gördüm. Teşkilatlar tam oturmuş. Herkes birbirini daha yakından tanıyor. Delege kimi seçtiğini biliyor. İlçe başkanlarımız çok kıymetli. İnşallah çok güzel şeyler başaracaklar. Ben bu seçimlerden gerçekten çok umutluyum.

-Sizden başka üçüncü bölgede ilçe başkanları arasında istifa eden oldu mu Milletvekili adaylığı için?

Ayaydın: -Oldu Bağcılar ilçe başkanımız istifa etti.

-Bayan olarak bir tek siz varsınız galiba?

Ayaydın: -Evet bayan olarak bir tek ben varım

Siyasette sağ kalmış kadınlar çoğalsın!

-Genel Başkanı bayan olan tek partisiniz bildiğim kadarıyla. En azından Altılı Masa’da böyle. Bunun partiye etkileri nasıl oluyor?

Ayaydın: -Genel başkanımızın özellikle kadınlar açısından pozitif bir etkisi var. Kadınların siyasete katılması açısından. Biraz önce ben de  söyledim İYİ Parti’ye ilk üyeliğimde Genel Başkanın bayan olmasının etkisi oldu dedim. Fikirlerine, inanışlarına güveniyorum. Aynı davayı paylaşıyoruz. Kadın olması nedeniyle  ‘Desteklenmeli’ diye düşündüm ve geldim. Genel başkanımız da kadınların yoğun bir şekilde siyasete katılmasını istiyor. Aktif görevler almasını istiyor. İlçe başkanları, il başkanları, yönetim kurullarında bayanların sayısının artmasını istiyor. Biz de bu yönde gayret sarfediyoruz. İlçe yönetimini oluştururken, ‘Ülkü hanım çok sayıda kadın var. Erkek kotasına dikkat et” diyorlardı. Ben kadınlarla çalışmayı çok seviyorum. ‘Biraz da erkek al’ diyorlardı. Feminist demeyeyim de hanımlara karşı yaklaşımı daha farklı. Kendisi de söyler zaman zaman. ‘Siyasette sağ kalmış tek kadın benim’ der. İnşallah  sağ kalmış kadınların sayısı çoğalır.

Ama şunun da altını çizeyim. Kadın olarak siyaset yapmak gerçekten zor. Kadın olarak dünyaya gelmek zor. İş yapmak iki kat zor. Kadın olarak siyaset yapmak buna üç kat daha ekleyin. Gerçekten zor.

-Neden zor?

Ayaydın: -Şimdiye kadar kadınlar çok az olmuş siyasette. Erkek hegomanyası var siyasette. Bunu bizim kadınlar olarak yıkmamız lazım. Kadınların söz sahibi olduğu ortamı kadınların yaratması gerekiyor. Bunun için de siyasetin içine girmeleri, teşvik edilmeleri gerekiyor. Bakırköy'de de  benden sonra da bir kadın ilçe başkanı olsun istedik. Genel başkanımızın kadın olmasına rağmen, kadınlar olarak bu kadar zorlanıyorsak, diğer partileri düşünemiyorum ben.

 “Ülkü başkan erkek kotasına dikkat”

-Kadın kotası var mı sizde?

Ayaydın: -O bende  farklı oldu. “Ülkü başkan erkek kotasına dikkat” dediler. Öyle bir esprileri olmuştu. Kadınların sayısı artacaktır. 

-İletişim açısından ne gibi etkileri oluyor?

Ayaydın: -Bakırköy Kadın ilçe başkanını sevdi biliyorum.

-Konya da sever miydi?

Ayaydın: -Tabi ki sever niye sevmesin. Bizim Türk gelenek ve göreneklerinde kadın erkek eşitliği var.  . Biz de kadınlar hakan ile birlikte devlet yönetiyorlar.Bunu çok unutmuşuz. Biz geri plana atmış unutmuşuz Evi yönetende kadın. Biz buna alışık bir milletiz. Yönetimde eşler yan yana. Ama siyasette niyeyse kadınlar çok fazla siyasetin içine girmemişiz. Bundan sonra artarız. Genel başkanların hepsi erkek. Bizim genel başkan içlerinde çiçek gibi fark ediliyor.

Sandıkları patlatacağız

-Üçüncü bölgede kaç milletvekilliği bekliyorsunuz?

Ayaydın: İlk seçim girdiğimizde bir yıllık partiydik. 2018’de Oy oranımız  da yüzde 8.5 gibiydi. Şimdi bu oy oranı ikiye katlandı hatta bölgede fazlası çıkabilecek. Bakırköy’de yüzde 21’e ulaştık. Bakırköy’de benim dönemimde 700 üyeyle almışız 2 bin 200 üye çıkamışız üye sayısını. Daha da artıyor. Kadınların ilgisi artıyor. Genel Başkanımız ya birinci ya da ücüncü bölgeden ilk sırada olacaktır. Büyük ihtimal burdan olacak. Burdan olursa muhteşem şekilde milletvekili çıkarırız. Gerçeği söylemek gerekirse, reel olarak söylemek gerekirse. Altılı masa yanlış yapmadığı sürece, iyi bir cumhurbaşkanı adayı ile de bizler burada kol kola gireceğiz.  Ve çok başarılı olacağız.  Sandıkları patlatacak erkek egemen siyasette kadının gücünü göstereceğiz.

Başta ne olmadığımızı anlatıyorduk, şimdi kendimizi anlatıyoruz

Ayaydın: İnsanların baştaki İYİ Parti’ye bakışı ile şu anki bakışı farklı. Biz başta ne olmadığımızı anlatmaya çalışıyorduk. Şu an kendimizi anlatıyoruz. Ekonomi politikalarımızı, sosyal politikalarımızı anlatıyoruz. Artık insanlar bizi tanıyor. Ne olduğumuzu biliyor. Şimdi ayrıntılara giriyoruz. Kadınlar konusunda ne yapacağız, eğitimde ne yapacağız, dargelirliler için ne yapacağız, işsizler için ne yapacağız. Bunlara daha çok zaman ayırabiliyoruz.  İnsanların maddi durumları düzeldikçe daha sosyal oluyorlar. Şimdi sıkıntı çok. Biz ekonomiyi hallettiğimiz zaman, daha çok ilgi duyacaklardır. Şu an erkekler bile zaman ayıramıyor. Ekonomi düzeldiği zamanbu ilgi daha da artacaktır. İnsanların baştaki İYİ Parti’ye bakışı ile şu anki bakışı farklı.

Ekonomi bir numaralı belirleyici olacak

-Bu seçimin sonucunu belirleyecek en önemli faktörler neler olacak?

Ayaydın: -Her şeyin başında ekonomi. Ekonomi ana belirleyici olarak. Vatandaş, millet gerçekten pahalılık karşısında eziliyor. Yüksek enflasyon dengeleri alt-üst etti. Herkes sıkıntı yaşıyor.Orta sınıf yok oldu.  Akşamı sabaha, sabahı akşama uymuyor.  Adalet arayışı da önemli. Bir de büyük bir sorun var. Ne yazık kı yasaklı madde kullanımı da çok fazla artıyor. Geziyoruz, görüyoruz, Hangi ilçeye gittiysek. Ekonomi diyor insanlar, ardından bakıyorsun, ‘Yasaklı madde kullanımı arttı. Çocuklarımız’ diye insanların yoğun şikayetleri var. Bütün her yerde bu sorun var. Bu da zaten ekonomi ile ilişkili. Ekonomi düzelince her şey düzelir diye düşünüyorum. Bunda bizim ekonomi konusunda çok iyi çalışıyorlar. Bir çok parti kendini anlatacak bir çok mecra buluyor. Biz bu konuda biraz kendimizi anlatacak mecra bulmada sıkıntı yaşıyoruz diyebilirim. Kendimiz, il, ilçe yöneticileri sokaklara dağılıp herkese anlatmaya çalışıyoruz. Yüz yüze iletişimi yoğun kullanıyoruz.

Esenyurt-Küçükçekmece-Başakşehir yoğun göç aldı

-Bakırköy kültür ekonomik düzeyiyle biraz elit gibi bir ilçe. Üçüncü bölgede Türkiye’nin nüfus açısından ilk onuna giren iki ilçe var. Esenyurt ve Küçükçekmece. Burdan bakınca oralar nasıl gözüküyor. İlçe başkanlarınızla ilde bir araya geliyorsunuz. Ne sorunlar anlatıyorlar oralara ilişkin? Buralarda İYİ Parti’nin durumu nasıl?

Ayaydın: -En iyi oralarda ilçe başkanlarımız çok daha iyi bilir. Dediğiniz yerlerde nüfus çok yüksek. Çok fazla göç almışlar. Esenyurt mesela yabancı nüfus olarak çok fazla göç var. Suriye’den gelenler, başka yerlerden gelenler. Çok farklı ülkelerden insanlar gelmiş. Afganistan’dan gelenler var. Orada yaşayan vatandaşlar bu durumdan çok yakındıklarını biliyoruz. Ordaki yabancılara oy kullanma hakkı verilirse oy verecekleri yer belli. Başakşehir’de de aynı sorun var.  Bir çok ilçede şöyle sorunlar var. İnsanların evlerinde başka insanlar çıkabiliyor.

Bakırköy’de kentsel dönüşümde sıkıntı var

Ayaydın:  Esenyurt, Küçükçekmece’de alan olarak büyük.. Nüfus olarak büyük. Her yerde ekonomik sıkıntı bir numaralı sorun. İşsizlik büyük sorun.  Bakırköy iyi falan diyoruz ama değil. Çocukluğumda Bakırköy çok güzeldi. Değişti. Çalışmalar yeterli değil. Bakırköy insanı evet okumuş, kültürlü. Emekli çok var. Bu emekli kesiminde emekli maaşıyla geçiniyorlar. Kentsel dönüşüm için bir meblağ ödemesi gerekiyor. Bunu ödeyemiyor insanlar ve sorun yaşıyorlar. Çoğu bundan yakınıyor. Elit elit diye kenara atılıyor.

Vekillik ‘Elini kaldır-elini indir’ olmuş. Bunu değiştereceğiz

-Diyelim listede iyi bir yere geldiniz ve vekil oldunuz parlamentoya gittiniz. Nasıl bir vekil göreceğiz, hangi konularda yoğunlaşmayı düşünüyorsunuz?

Ayaydın: Bu dönemde vekil olmak çok keyifli değil. Şöyle ki. Parlamenter sistemde vekil olmanın çok yararlı olacağını düşünoyuruz. Bu geçiş dönemi olacak. Bizler ülkeyi gerçekten vekillerin söz sahibi olduğu parlamenter sisteme geçmeyi gerçekleştireceğiz. Vekillerin illerini temsil edebildiği, sorunların çözümüne gerçek katkılar sunabildiği, yasamanın ve temsilin anlam kazanabildiği bir sürece geçişi yerine getireceğiz. Bunun için çalışacağız. İnsanlarımızın, ülkemizin sorunlarını ancak böyle çözebileceğiz. Yaşadığımız sorunların temelinde sistem sorunu var büyük oranda. Bunun değişmesi gerekiyor. Şu anda vekillik “elini indir-elini kaldır” olmuş. Biz öyle vekil olmayacağız. Bu sistem vekilleri söz sahibi olmaktan geriye atmış durumda. Tek adam. Tek adamın söylediği sözle. Elini indir, elini kaldır.

İnönü ve Özal kıymetlimiz

-Siz Malatyalısınız. Malatyalı önemli siyasetçiler de gördü bu ülke. Ben İnönü ve Özal diyeyim. Siz arkasını getirin?

Ayaydın: -İkisi de Malatya’nın kıymetlisi. Ülkenin kıymetlisi. Turgut Özal benim çocukluğum dönemime denk geliyor. Büyüklerimden duydum daha sonraları daha iyi öğrendik neler yaptığını.  Gözümü açtığımda ekranda hep Turgut Özal’ın görüntüsü. Annem hep söyler.  ‘Muzu Özal döneminde yedik’ diye. Turgut Özal benim memleketlim olduğu için özel bir kıymeti var. Yaptığı işlerde yanlışlar olur, doğrular olur. Nurlar içinde uyusun. Biz yeni nesil bunları aşarak, ileri götürerek devam etireceğiz. İnönü, Kurtuluş Savaşımızın Mustafa Kemal Atatürk’ün bizim İlk Başbuğ’umuzun, yanındaki silah arkadaşı. İnönü’nun doğum yeri Malatya. Malatyalılar için de çok kıymelidir bu nedenle. Üniversitelerimizin isimleri zaten onlara ait. İnönü Üniversitesi. Turgut Özal Üniversitesi.  Büyüklerimiz. Çocukluk yıllarımda hatırlıyorum. Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, hepsi masanın etrafında bir araya gelip tartışabilirlermiş, konuşabilirlermiş. Daha sonra bunlar yaşanmadı. Şimdi Altılı Masa’da görüyoruz bunları. Çok güzelmiş. Yeni neslin örnek alabileceği davranışlarmış bunlar. Çocuklar siyaseti nereden öğrenecek. Televizyonlar eskiden okuldu. İzleniyordu. Bunlar çok değerli devlet adamlarıydı. Bana biraz denk geldi. Yeni nesil bunları yaşamadığı için çok şey kaybediyor. O yüzden hepsi Özal, İnönü değil, hepsi o dönemde yaşamış ülkeyi faydası dokunmuş siyasetçilerin hepsi çok kıymetli.

-