İmamoğlu ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça, kamuoyu araştırmaları da birbirini takip etmeye başladı. Her araştırmada durum Cumhur İttifakı aleyhine. Yüzde 40’ı bile bulmaları zorlaşıyor. Bugünden yarına çok önemli gelişmeler olmaz ise Cumhur İttifakı’nın durumu zor.

*

Bu nedenle bütün gözler Millet İttifakında. Herkeste aynı soru? Millet İttifakının adayı kim olacak?

Son yapılan bir araştırmaya göre, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener popüleriterlik açısından ilk üç sırayı paylaşıyor. Demek oluyor ki, bu kişilerin hangisi Millet İttifakının adayı olsa seçilme şansı büyük. Ama Meral Akşener adaylığı red etti. ‘Ben Başbakan adayıyım’ deyip çıktı işin içinden. Şimdi gözler Kemal Kılıçdaroğlu’nda.. O’nun  da ‘Belediye başkanları bir dönem daha devam etmeli’ dediği kamuoyuna yansıdı. Yani Millet İttifakının adayını belirleyecek en önemli isim olan Kılıçdaroğlu; İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylık şansını tıkamış gibi görünüyor.  

*

Ancak siyasi gözlemcilerin aklına takılan bir nokta var. Ekrem İmamoğlu’nun yurt içi gezileri,  bu gezilerde kendisine gösterilen ilgi ve sevgi, yurt dışı geziler.. Ve Ekrem Bey’in cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili sorulara, ‘Ben İBB Başkanıyım. İyi bir belediye başkanı olmak istiyorum. Sonrası her şey güzel olacaktır’ şeklinde yanıtlar vermesi O’nun böyle bir hedefi olduğu şeklinde yorumlanıyor.  Olabilir ihtimal dahilindedir. Ancak...?

*

Benim aklıma takılan bir soru var?

Millet İttifakı’nın önümüzdeki dönem istediği sistem bu sistem değil. Cumhurbaşkanının temsili yetkisi aynen korunurken, icracı yetkisinin parlamentoya, başbakana devredilmesi isteniyor. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” dedikleri bu. Meral Akşener de kendisi temsili değil, icracı olmak istediği için ‘Ben başbakan adayıyım’ diyor. Doğrusunu da yapıyor bence.

*

Peki şimdi soru şu?

Sayın Ekrem İmamoğlu temsili yetkileri birinci derecede olan ancak icracı yönü kısıtlandırılmış bir Cumhurbaşkanlığını kabul eder mi? Yani tanıdığımız, tanıdığınız, bildiğimiz, bildiğiniz Ekrem İmamoğlu böyle bir sistemde cumhurbaşkanlığını mı ister yoksa başbakanlığı mı? Eğer cumhurbaşkanlığını ister ise aday olabilir neden olmasın. 

*

Fakat; hepimiz biliyoruz ki, İmamoğlu, bir mücadele adamı, bir icraat adamı? Tanıdığımız İmamoğlu’nun, mutlak icracı olmak isteyeceğini düşünmek yanlış olmaz.

Böyle bir durumda Meral Akşener’in istemediği Cumhurbaşkanlığı adaylığını Ekrem İmamoğlu niye istesin? İmamoğlu’nun şu an ihtiyacı olan icraat yapmaktır.  Analiz yaparken bir de bu açıdan düşünün derim. Ve Akşener'in 'Ben başbakan adayıyım'   sözü bir yandan dolaylı olarak  cumhurbaşkanlığı adaylığını içinden geçirenlere 'Buyrun ben yoldan çekildim" anlamına gelirken, ileriye dönük 'Başbakanlık' hayalleri kuranlar için de 'Durum bakalım orada ben varım' mesajı içermiyor mu? Akşener iyi bir satranç oyuncusuna benziyor.

*

Diyeceksiniz İmamoğlu yurt gezileri yapıyor seviliyor. Evet sevilir. Devlet Başkanı gibi de karşılarlar. Etrafında büyük bir sevgi çemberi de oluştururlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını 25 yıl sonra  kazanmak tarihi bir başarı değil midir? Böyle bir başarının önderi olmuş kişiyi taraftarları niye bağrına basmasın. İmamoğlu da biliyor ki, İstanbul demek Türkiye demektir.  Ve bu sevgiyi Türkiye sathında doya doya vatandaşlarla kucaklaşarak yaşıyor. İstanbul dışındaki taraftarlarına da, partililerine de  büyük moral veriyor, destek oluyor. Böyle bir şey yapması İmamoğlu için doğal değil mi?

Ayrıca Kılıçdaroğlu ne dedi. ‘Diyarbakır a giderken benden izin aldı”. Demek ki İmamoğlu yurt gezileri konusunda Kılıçdaroğlu’nu bilgilendiriyor.

*

Aday olur mu? Mutlak çok talep vardır. Mutlak zaman zaman kendisi de taraftarları da düşünmüyor değildir. Ama kesin inanıyorum ki bu adaylığı düşünse bile İBB adaylığı gibi kolay karar vermeyecektir. Ekrem İmamoğlu siyasette pratik öngörüsü bayağı kuvvetli bir siyasetçi. Kendisine yapılacak en büyük kötülüğün,  kendisini oraya getirenlerle karşı karşıya gelmek olacağını bilmez mi dersiniz.?

Ekrem bey’de, çevresindeki tecrübeli arkadaşları da, yoldaşları da bütün bu ayrıntıları düşünüyordur mutlak.  İmamoğlu,  CHP ve İYİ Parti liderlerinin kararı olmadan ortaya çıkıp ben adayım demez. Nokta.
*

Yarınmı?

Bilmem. Siyasette 24 saat bile uzun süredir derler.

Ne düşünürseniz düşünün,   Millet İttifakının ‘Güçlendirilmiş parlementer sisteme’ dönüş temel amacını bir kenara atarak adaylık için yorum yapmayın derim. Milletin en büyük taleplerinden biri de bu çünkü.

Derseniz ki  “İşte milletin tam da bu talebinin yerine gelmesi için İmamoğlu’nun adaylığı en büyük şanstır. İmamoğlu ve İttifak liderleri  miletin bu talebini gerçekleştirecek adaylığa hayır diyemez.”  İşte o zaman onun da kararını; Kılıçdaroğlu, Akşener, İmamoğlu verecektir. Bu konuda her üçünün de omzundaki yük çok ama çok ağırlaşmış gözüküyor. Çünkü hata yapmalarını taraftarları asla affetmeyecektir.

***