BAZEN YILLAR ÖNCESİNE GİTMEK İSTİYOR İNSAN...

kırbaçlı âşığıydım sevdanın

“spartacus” gibi isyanlardaydım

“ferhat”lığa özendiğim de oldu

-bir deli fişek gibi

amma önce “şirin”im küstü

-sonra “şiir”im

asılsız çıktı ihbarları yüreğimin

*

krizlere tutuldum “berlin”de

duvarları üstüme yıkıldı

“rumen”i, “rus”u ve de cem-i cümlesi

uyandı yeni bir güne

-gün döndü tersine

ve bitti, hâyâllerin hikâyesi;

açılınca “pandora”nın kutusu

fahişe utançlarla tanıştırdı beni

anladım ki, gölgelerimle yarıştırdı beni

*

oysa ne meydanlar okudum

-nice “hınzır hızır paşa”lara

direndim zincirlere, kelepçelere

“balyoz”lara, baskınlara

“pir sultan”dım “banaz”da

“dadaloğlu”ydum “gâvur dağı”nda

ve bir “promete”ydim “kafkas dağı”nda

sanki efsanelerde yaşıyordum

hapsine girmiştim hasretlerimin

“herakles”im gelmedi, unuttu beni

hemi göçebe, hemi mülteci etti beni

*

emeklerim, ereklerim

gereklerim, gerekmezlerim

hepsi ortada; bak işte gözlerime

gözlerim yalan söylemez

geldi geçti kışlarım, ayazlarım

-kırlarım, baharlarım

dolular düştü yazlarıma

yangınlar üşüştü güzlerime

ne ağıtlar yaktım

yandım, yanıldım

yendim, yenildim insanca, bir zaman

amma pişman değilim hiçbir zaman

İstanbul, 1992

---(

NOT: BU GÜZEL ÇİZİMİ İÇİN SEVGİLİ KARDEŞİM VE DEĞERLİ MESLEKTAŞIM BEKİR BİRİNCİOĞLU'NA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.