banner460
banner128

İki hafta aradan sonra tekrar merhaba sevgili “Dünlük”. Geçen hafta üzerimde hafif bir kırıklık vardı, vitaminlerle atlatırım dediğim. Tam geçer gibi oldu. Hatta “Ne güzel, iki yıldır hiç hasta olmadım” diye düşünüyordum ki, kendi nazarım değdi. Ertesi gün feci bir boğaz ağrısı (Boğazımı biri bıçakla parçalamış da yutkunmak bile can acıtıyor gibi) ile uyandım. Yine C vitamini, gargarayla geçer diye umarken öksürük ve burun tıkanıklığı da davet beklemeden geldi. Dolayısıyla bugün pek yazma enerjisi bulamam diyordum ki, instagram sayfasında gördüğüm bir bilgi, bilgisayarı açacak gücü verdi.

*

İnstagram’daki LotusNews sayfasında şöyle bir başlık gördüm: Yüksek Bir Yerdeyken Aniden Atlama Dürtüsü: Boşluğa Çağrı Hissi.

Ben yüksekten korkarım ama öyle fobi gibi değil. Daha çok bir gün, bana “atla” diyen sese uyacağımdan korktuğum için. Eski evimizdeki balkonun bir tarafı tamamen açıktaydı ve ben o balkona çıkmadan yıllar geçirdim. Ne zaman dışarı çıksam o sesi duyuyordum çünkü. Bir ara “deliriyor muyum” diye düşünmedim de değil! Ama bunun bilimsel bir açıklaması varmış. Buyrun o açıklamaya…

*

“Boşluğa çağrı dürtüsü, yüksek yerden atlama başta olmak üzere ‘anlık karar verilmesi gereken tehlikeli anlarda bile bile tehlikenin içine atlama dürtüsü’ olarak tanımlanıyor. İntihar düşüncesiyle bağdaştırılsa bile aslında insan zihninde yaşanan basit bir algı karmaşası olan bu durum, oldukça sık görülüyor.”

İlk kez Journal of Affective Disorders dergisinde yayımlanan çalışmada bahsedilmiş “Boşluğa çağrı dürtüsü”nden. Bir algı karmaşasını ifade ediyormuş. İnsanın kendi algısını bile kısa süre de olsa yanlış anlamasını… İnsanın hayatta kalmasını sağlayan “savaş ya da kaç” dürtüsü, yüksek bir yerdeyken ya da tehlike anında devreye giriyormuş. Ancak ilk algı “Kaç” olacakken zihin onu yanlış anlayıp “Atla” olarak algılıyormuş. Ve bu sadece yüksek bir yerden atlamayı değil, üzerinize gelen arabanın üstüne atlama, yanan ateşe dokunma, prize parmağını sokma isteği olarak da karşımıza çıkıyormuş.

*

Zihin karmaşık bir yapı. Her şeyden etkilenebiliyor. Baksanıza, kendi söylediğini kendisi bile yanlış anlayabiliyor. Ya da içinde bir yerde tehlikeyi seven yaramaz bir çocuk var, kalp hoplatıp duruyor.

*

“Savaş ya da kaç” diyeceğimiz hiçbir durumda kalmamamız dileğiyle… İyi haftalar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.