banner460
banner128

Türkiye,  yıllar yıllar sonra nihayet bir araya gelip karşılıklı siyasi tartışma programı seyretmenin keyfini yaşadı.  AK Parti iktidara gelmeden önce aslında bu halk böylesi bir araya gelmelere alışıktı. Ama 17 yıldır ne yazık ki televizyonlarda bile bir araya gelememe gibi bir durum ile karşı karşıya kaldık.  Binali Yıldırım –Ekrem İmamoğlu televizyon tartışmasının en yararlı anları programın başındaki ve sonundaki sıcak görüntü ve söylemler oldu.

Program başlarken, doğrusu ben bu programın kanıları pek etkileyecek gelişmelere sahne olacağını beklemiyordum.   Gerek tartışmacılar, gerek ise sunucu  bu düşüncemi fazlasıyla haklı çıkardı.

Ekrem İmamoğlu başta biraz sinirli gibiydi, sonra toparladı.  Binali Yıldırım daha rahat, babacan tavırlı bir insan. Bu tavrıyla çok dezavantajlı bir durumda olduğu programda yer yer durumu dengeye getirmeyi bile başardı ama  “Betonlaşma –dikey yapılaşma” ile ilgili soruda fena halde çuvalladı. 

Yıldırım çok sık İmamoğlu’nun konuşmasını böldü. Bunlar kendisine eksi puan olarak yansıdı. 

Yıldırım; ‘Veri kopyalaması’nı sorup savunurken rahat,  ama  İmamoğlu,’nun ‘Seçim süreci iptaliyle ‘ ilgili açıklamaları ve ‘Çaldılar.. Kim çaldı?’ sorusu karşısında oldukça rahatsız olduğu dikkat çekti.

Ekrem bey, genel siyaset tartışması sürecine baktığımızda akşam çok ta formda değil di.  Yini de Binali Yıldırım’ın sözlerini kesmesi sürecinde bunu iyi kullandı, kesmelerdeki haksızlığı ve yanlışlığı iyi vurguladı.

Ama futbolu da iyi bilen bir isim olarak önüne gelen kimi olumlu pasları gol pozisyonlarını değerlendirebildi mi desek hayır..  Mesela en basit örneği , Binali Yıldırım ’Dikey yapılaşmanın gerçekleştiği 22 ilçenin 18’i CHP’li dediği’ anda söz kendisine geldiğinde  ‘Bu 18 CHP’li belediyeyi bir sayın da hangi dört belediye daha bizimmiş biz de öğrenelim” diye talep te bulunmasını beklerdim. Yok gelmedi bu talep.. Dedim ya Ekrem İmamoğlu’nun seçim ve adaylık sürecindeki çokbaşarılı performansını  programda yeterince göremedik. 

Nedense üzerine gitmek istemedi Binali Yıldırım’ın. Belki;kırmak, saygısızlık etmek, incitmek istemedi. Savunduğu; saygı, sevgi, birleştiricilik diline zarar vermek istemedi bilmiyorum. Ama bu konuda epeyce dikkatli olduğunu gördük.

İmamoğlu; Seçmin iptal gerekçelerini anlatırken,  ‘Çaldılar’ suçlamasını hatırlatarak, ‘Kim çaldı? Ortada yok’ derken inandırıcıydı.  AA konusundaki açıklamaları, aynı zarften çıkan dört oydan üçünün geçerli birinin geçersiz sayılması arasındaki çelişkiyi  vurgularken de inandırıcılığı çok yüksekti. 

Binali Yıldırım’ın ‘Veri kopyalaması’  ile ilgili sorusu karşısında verdiği yanıtta çok tatminkar olamadı.

Modreratör İsmail Küçükkaya için çok fazla yorum yapmak istemem. Tarihi bir oturumu çok başarıyla yönetti mi.. Bazı konularda ısrarcı olmalıydı diyorum. Benim için en önemli soru.. Mal varlıkları ile ilgiliydi. Soruyor gibi oldu.  Binali Yıldırım sazı hemen eline alıp hiç bir şey açıklamadan soruyu yanıtladı. İmamoğlu da benzer bir tavır gösterdi. Küçükkaya da canına minnet hiç üzerinde durmadan ve  en çok merak edilen soruyla ilgili hiç bir yanıt almadan üstünü kapatıp gitti. Ne anladık biz bu işten..? Böyle moderatörlük olmaz. En can alıcı soruyu soruyorsun, toplumla alay eder gibi üstünü kapatıp gidiyorsun.

Bir tartışmadan geriye bizde kalan bunlar oldu..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.