banner460
banner128

Batan batana...Satan satana.. Satılan satılana..

Kapitalist düzenin tekeri biraz raydan çıkınca oluyor böyle şeyler.. Emperyalizm asla özgürlük için çalışmaz. Hakimiyet için çalışır. Hak, hukuk, adalet kavramları onun kitabında yer almaz. Baskı, zulüm, bölmek, parçalamak ve yutmak vardır. Dünyanın alt üst oluşuna biraz da böyle bakmak gerekiyor.

 Ortadoğu alt üst edilirken, ülkemizde payını bundan alıyor.  Atacağınız en küçük yanlış adımlar da size çok büyük faturalara sebep olabiliyor. Ancak aptallar aynı olaylardan farklı sonuçlar bekler. Neyse konumuzun ana fikri dünya düzeni değil. Konumuz bizim dünyamız.

Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılardan, dünyadaki gelişmeleden en çok etkilenen de kuşkusuz medya sektörü.

Ülkemizde son yıllarda bayağı bir satış oldu.

İzliyorsunuz,  bir çok medya kurumu  el değiştirdi.  Çoğuna hükümet el koyarak TMSF diye bir kuruma devretti, oradan da ucuz fiyatlara birilerine verildi.  Milliyet satıldı. Hürriyet satıldı. Sonunda 1980 yılında Abdi İpekçi’nin ölümüyle medya dünyasına girip en büyük patron olan Aydın Doğan da her şeyini satıp medya dünyasından çekildi.

Ve son satış Dünya’dan geldi.  1952 yılında Falih Rıfkı Atay tarafından kurulan, 1981 yılında Nezih Demirkent tarafından alınarak sadece ekonomi gazeteciliği yapan Dünya  Gazetesi, Demirkent’in ölümünden sonra kızı Didem Demirkent tarafından çıkarılıyordu. Didem Demirkent’te yaptığı bir açıklama ile gazeteyi satmak zorunda kaldıklarını kamuoyuna açıkladı.

 “Şirketimiz hepimizin bilgisi dahilinde uzun süredir gerek Türkiye ekonomisinin daralması gerek kendi borçlarımızın artarak devam etmesi ile çalışamaz duruma gelmiştir. Varlıklarımızın devri veya tasfiyesi bizim için zorunlu olmuştur.”

Gazete Hakan Güldağ tarafından alınmış. Hayırlı olsun. Ekonomi medyasının amiral gemisi durumunda olan Dünya böylece satılmak zorunda kalmış. Başkaları da arka arkaya gelecektir.

Özellikle hükümetin üzerinde çalıştığı bir kanunla;  Anadolu medyasının ana gelir kaynağını oluşturan resmi ilanların kesilmesi  durumunda çok sayıda basılı yayının yayın hayatının sona ereceği kesin.

Basılı medyanın sonbaharındayız artık.  İnternetin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan yeni mecralar artık televizyonların da pabucunu dama atacak gibi.  Bir destek olmadan satış gelirleriyle gazete çıkarmanın mümkünatı yok.  Yansıyor kamuoyuna, sizler de okuyor-izliyorsunuz. İBB’nin desteği kestiği  bir çok gazetenin kapanma durumu ile karşı karşıya olduğuna ilişkin haberler günaşırı kamuoyuna yansıyor.  Demek ki neymiş, bazı gazeteler İBB’nin desetği ile ayakta duruyormuş. Basın İlan Kurumu desteği, belediye destekleri, diğer kamu kurumlarının destekleri.. Destek kesilince gidiyorsun. “ Ben ayakta duruyorum, gazete çıkarıyorum”  diyenlerin mutlaka ve mutlaka destekleri vardır bunu bilesiniz.  (İstisnaları dışarda tutalım)

Bir çok medya kurumu ise kimseden destek almadan zor bela hayatını sürdürmektedir.  Daha doğrusu sürdürmekte idi.  Artık gelinen süreçte onların da ayakta durmaları imkansız hale gelmiş bulunuyor.

Tüm bu gelişmelerden direkt etkilenen biri de biz oluyoruz.   Çıkarmaya çalıştığımız Durum Gazetesi’ni yazılı olarak çıkarmakta artık zorlanıyoruz.  Ne basın ilan kurumu desteğimiz var.,  ne de bir başka kurumun. Eskiden bazı belediyelerden cüzi oranlarda küçük ilanlar alabilirdik, ne yazık kı seçimden sonra  onların da bir ikisi dışında hepsi kesildi.   Başkanlarımız tasarruf tedbirlerini medya ya verdikleri keserek sağlamaya çalışıyorlar. Çünkü medya ilanlarını kesen beliediye başkanlarının,. vur patlasın, çal oynasın etkinlikleri devem ettirdiklerini,  bunlara getirdikleri sanatçılara aktardıkları kaynaklardan tasarruf yapmadıkları görülüyor.

Bütün bu gelişmelerden dolayı yazılı basının yerini internet medyası büyük oranda alıyor. Gazete elbette hala çok önemli işlevler görüyor.  Ancak anında yapılan canlı yayınlar, internet haberleri haberleri gazeteler için bayat hale getiriyor. Ertesi gün çok farklı haberler vermek zorunda kalıyorsunuz. Bunu yapmak için de ekip, o ekibi oluşturmak için de kaynak gerekiyor. Yoksa yok.

Doğal olarak biz de internet haber portalımızı oluşturduk.  Durumgazetesi.com.tr uzun süredir yayında.  Ancak o da apayrı bir emek. İyi bir haber portalı yaratmak için de gazete kadar emek vermeniz gerekiyor.  Onun için de destek almanız gerekiyor.

Tüm bunların yanındaı bir de hükümetin oluşturduğu medya dünyasına ilişkin yeni gelişmelerden de etkileniyorsunuz.  Basın kartları eskiden ; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası gibi önemli meslek örgütlerinin temsilcilerinin de katıldığı kurullarda verilirdi.  Şimid direkt Cumhurbaşxkanlığı İletişim Başkanlığına bağlanmış bulunuyor.  Bu değişiklik etkilemez mi medya dünyasını?   Etkilememesi mümkün mü.. Yaşadıkça göreceksiniz, göreceğiz.

Yani nerden baksan medya dünyası sıkıntılı.  Bu sıkıntılı süreçten nasıl çıkılacak kara kara düşünüyoruz.

Gazetecilik Meslek Örgütlerinin de düşünmesi gerekir tabi. En azından bu konuda bir toplantı yapıp üyeleriyle sorunları masaya yatırabilirler.Acı idi -tatli idi çözüm reçeteleri aranabilir. Ama yok. Böyle bir çaba da yok.  Herkes kendi canının derdine düşmüş..

Eylül ayı sonbahar.. İlkbahar kadar olmasa da sonbaharın da güzellikleri vardır. ‘Medyanın sonbaharına da biraz böyle bakmak ta  mümkündür ‘ cümlesi de bu yazının tesellisi olsun..  Nefes alıyorsak, umut var demektir.. İyi haftalar..

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.