banner460
banner128

‘Tarım ve İklim Etkileşimi’nde tehlike büyük!

“Antalya’da Tarım ve İklim Etkileşimi” başlıklı sohbet toplantısında, içinde bulunduğumuz yüz yıldaki küresel ve bölgesel tehdit oluşturan değişim anlatıldı: Yağışlar azalacak, kuraklık ve böcek nüfusu artacak, verim düşecek; acil önlem şart!..

Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) dönem başkanlığını yaptığı Antalya Tarım Konseyi, “Antalya’da Tarım ve İklim Etkileşimi” başlıklı bir sohbet toplantısı düzenledi. İnternet üzerinden yapılan toplantıyı, tarım yazarı Galip Umut Özdil yönetti. Toplantıya, İstanbul Üniversitesi Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Şaylan, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Dellal, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Büyüktaş, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Karaca konuşmacı olarak katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Antalya Ticaret Borsası ve Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır önümüzdeki en önemli sorun olarak görünen iklim değişikliğini gündeme getirmek ve bu konuda yapılacak çalışmalara ışık tutmak için böyle bir toplantıya organize ettiklerini belirtirken, katılımcılara teşekkür etti.

Moderatör Galip Umut Özdil, pandemi dönemini atlattıktan sonra temel gündem maddelerimizden birinin iklim değişikliği olacağını söyledi. Özdil, “İklim değişikliği hem yaşamımızı, hem tarımsal üretimi etkileyecek. Böyle giderse konfor alanımız giderek daralacak. Paramız olsa bile tarım ürünlerini satın alamayacağımız duruma geleceğiz, çünkü ürün olmayacak. Bu durum beslenme alışkanlığımızı bile değiştirebilir. Bitki desenimiz baştan aşağı değişebilir. Bu hepimizi çok yakından ilgilendiren bir konu” dedi.

Konuşmacılar, bilimsel çalışmalar ışığında dünyanın ve bölgemizin mevcut durumunu anlattı, geleceğe ilişkin öngörüleri aktardı ve neler yapılması gerektiği konularında uyarılarda bulundu. İşte özetle söylenenler:

SICAKLIK ARTACAK, YAĞIŞLAR AZALACAK

İstanbul Üniversitesi Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. LEVENT ŞAYLAN:

- ‘‘Yağış eğilimleriyle ilgili yapılan araştırmalarda 2100 yılına kadarki durumu gösteren modelleme çalışmalarında ülkemizde sıcaklık iyimser senaryoya göre 2.5- 3 santigrat derece, kötümser senaryoya göre 6- 7 santigrat derece artması öngörülüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün çalışmalarına göre, 2040 yılına kadar 2- 4 santigrat derece kadar artış bekleniyor.

Kıyı Ege, Doğu Akdeniz ve Doğu Karadeniz’de kış yağışlarında artış beklenirken, kıyı Ege ve Doğu Akdeniz hariç tüm yurtta ilkbahar yağışlarının yüzde 20 azalacağı tahmin ediliyor. 2040 ile 2070 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Akdeniz’de kış yağışlarında yüzde 20 azalma bekleniyor. Diğer bölgelerde de azalma trendi var.

- 80 yıl sonra Ege, Marmara, Karadeniz kıyıları hariç yaz yağışlarında yüzde 40’lara varan azalmalar bekleniyor. Sonbahar yağışlarında ise tüm yurtta azalmalar bekleniyor. Yaz yağışlarının Doğu Anadolu’da yüzde 30 azalma beklenirken, kıyı Ege ve İç Anadolu’nun küçük bir bölümü hariç tüm yurtta yağışlarda azalmaların olacağı bekleniyor. Kuraklık başımızın belası olarak karşımızda duruyor.

ANTALYA DAHA DA YANACAK

- Benim yaptığım simülasyona göre Antalya’da 2095’te Antalya’da maksimum sıcaklıklarda 6 derece kadar artış bekleniyor. Antalya’da yağışların yüzde 80’i Ekim ile Şubat arasında 5 ayda düşmektedir. 2095 yılına kadar 5 aylık dönemde 867 milimetre yerine 677 milimetre ye kadar yağış düşecek. Yağışlarda yüzde 23.5 azalma bekleniyor.

İKLİM BİLİM KURULU ÖNERİSİ

- Tarsim kayıtlarına göre çiftçi don, dolu, fırtına, hortum, aşırı yağışlardan çok fazla etkileniyor. Tarımın iklim değişikliğine adaptasyonu, ne kadar zarar göreceği, bu konuda neler yapılması gerektiği, planlama ve iklim değişikliği karşısında tarıma nasıl yön verileceği, mevcut projelerin revize edilmesi gibi sorulara cevap aranması gerekiyor.

- Ülkemizde cakla, cukla geçirecek vaktimiz kalmadı. Yetişen bitkilerimiz iklim değişikliğine ne kadar hassastır, iklim değişikliğine uyum sağlar mı bununla ilgili acil olarak önlem almak lazım.

- 30 yıldır tarımsal meteoroloji alanında ekibimle dünya standartlarında cihazlarla çalışıyoruz. Bu potansiyelden yararlanılması gerekir. Nasıl ki ‘koronavirüs’le ilgili bilim kurulu oluşturuldu; iklimle ilgili de bilim kurulu oluşturulmasını öneriyorum.

ÇİFTÇİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİ HİSSEDİYOR

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İLKAY DELLAL:

- İklim değişikliğinin sadece canlı yaşamını değil ekonomiyi de olumsuz etkiliyor ve birçok ülkenin politikalarında yer alıyor. Ancak Türkiye’de maalesef afaki kavram olarak görülüyor. Devletin en önemli kurumları bile ‘iklim değişikliği yoktur’ diyebiliyor.

- İklim değişikliği etkilerine hazırlıklı olmalıyız. Bizim de bu konuda politika değişikliği yapmamız lazım. Sürdürülebilir ve çevre dostu tarımsal üretime geçmeliyiz. Bunları değerlendirerek Türkiye tarımda yeni bir hamle yapmalı.

- Geçen yıl ülke genelinde 4 bin 850 çiftçiye ‘iklim değikliğini hissediyor musunuz’ sorusunu yönelttik. Türkiye’de çiftçimizin yüzde 87’si iklim değişikliğini hissettiğini söyledi. Bu oran Antalya’da yüzde 91 oldu.

- Çiftçimiz, ‘‘Bahar mevsimi kısa geçiyor, mevsimde kayma oluyor, çiçeklenme dönemi etkilendi, üretimde azalma var, sulama ve enerji maliyetleri arttı, dolu, fırtına, hortum zararı daha fazla oluyor, otlatma dönemi kısalıyor, yem maliyetleri artırıyor’’ cevaplarını paylaştı.

Çiftçi üretim dönemini kaydırarak adapte olmaya çalışıyor, fide dikim zamanlarını kaydırıyor. 2005’te iklim değişikliğine ‘kıyamet senaryosu’ demiştim, belki de şu an ön izlemesini yaşıyoruz. Hiçbir önlem alınmazsa torunlarımız daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacak.

ÜRÜN FİYATLARI DAHA DA ARTABİLİR

- Verimde azalma ve maliyetlerdeki artış fiyatları tetikliyor. Meyvecilikte üretim döneminde ilaçlamalara erken başladığı, geç döneme kadar devam ettiği, ilaçlama sayısının fazlalaştığını görüyoruz. Bunlar iklim değişikliğinin sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Maliyetlerdeki artış doğal olarak ürün fiyatlarına yansıyacak, gıda fiyatları artacaktır.

AB İLE İLGİLİ TARIM TİCARETİ UYARISI

- Avrupa Birliği 9 tarım politikasından biri olarak iklim değişikliğini belirledi, iklim yasası hazırlıkları var. Özellikle sera gazı emisyonu azaltımıyla ilgili ciddi çalışmalar yapılıyor. Türkiye için AB tarım ticaretinde önemli bir partner. Belki iklim yasasından sonra sera gazı emisyonu çok düşük olan ürünlerin ticaretine izin verecekler. Bizim buna hazırlıklı olmamız lazım.

TARIMSAL SULAMADA TASARRUF YAPMALIYIZ

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Büyüktaş:

- 78 milyon hektar toprağın 28 milyon hektarında tarım yapabiliyoruz. Bunun 26 milyonu sulanabilir durumda, ancak su olmadığı için sulanamıyor.

- 57 milyar metreküp suyun yüzde 75’ini tarımsal sulamada kullanıyoruz. Tarımsal sulamada büyük su kaybı yaşanıyor. Damlama sulama gibi uygulamaların teşvik edilerek sulama politikalarının gözden geçirilmesi gerekir. Biz tarımda sulama yaparken yarısı ürüne ulaşmadan uçup gidiyor. Suda tasarrufu yapacaksak tarımsal sulamada yapılmalı.

- Ülkemizde 2023’te tarımda kullanılan suyun yüzde 64’e çekilmesi hedefleniyor. Avrupa’da suyun yüzde 58’i tarımda kullanılıyor. Türkiye su fakiri ülke olma tehdidi ile karşı karşıya. Önlemleri buna göre almalıyız.

- Kış yağışlarının depolanması gerekiyor. Yeraltı depolamaların bu konuda etkili olacaktır. Su tüketimi daha az olan bitkilerin üretimine yönelmemiz, suyu verimli kullanan sulama yöntemlerine geçilmesi, düşük kalitedeki suları sulamada kullanılmasını erekir.

ZARARLI BÖCEKLERİN POPÜLASYONU ARTIYOR

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İSMAİL KARACA:

- İklim değişikliğinden kaynaklı sıcaklığın bitki ve böcekler üzerine önemli etkileri olduğu özlemleniyor. Kuzey yarım küredeki bitki türleri yaşamlarını devam ettirebilmek için yılda 1 kilometre kuzeye doğru yayılmaktadır. Böcek türlerinin yayılma sınırları da her 10 yıl için 6.1 kilometre kuzeye doğru hareket ediyor.

- 2 santigrat derecelik sıcaklık artışı, böceklerin vereceği döl sayısını 1 ile 5 arasında artıracağı tahmin ediliyor. Kış dönemi az olunca böceklerin popülasyonu artıyor

-  Bitkilerde tomurcukların patlaması gibi olaylar her 10 yılda bir 5 gün erken gerçekleşmeye başladı. Avrupa’daki bazı ağaçların 50 yıl öncesine göre 16 gün erken yaprak açıyor, 13 gün daha geç yaprak döküyor.

- Dünyada 3 milyon civarında böcek türü var. Bunlar uyumazlarsa bizim ürünlerimize ortak olacaklar. Sıcaklıkla birlikte böcekler tarafından oluşturulan kayıpların daha fazla olacağı öngörülüyor.

- Böceklerin her türlü iklim değişimine adaptasyonu diğer canlılardan daha yüksek, özellikle zararlı böceklerin adaptasyonu da diğer türlere göre daha fazla. Yayılma kapasitesi daha fazla olacağından ürün değişikliklerine adaptasyonu daha fazla olacak.

- Böcek popülasyonu bağlı olarak ilaçlama sayısının artmasıyla sağlık sorunları da  artacakğı için yararlı organizmaları çoğaltacak önlemlerin çalışmalara ağırlık vermeliyiz

- Önümüzde dönemde sıcaklığın artmasıyla birlikte çiftçi daha çok zararlıyla mücadele etmek zorunda kalacak. Zararlılarla mücadelede kullanılan ilaçlama sayısı da artarsa sağlıklı ürüne ulaşmada da bizi bazı sorunlar bekliyor. Yaprak biti ve domates güvesi bunun örnekleridir.

Haber: MUSTAFA KAZIM AYDIN

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.